03 Eylül 2010 | Cuma

Tekke gerçekleri

Gazetecilik böyle bir şey... Konuya hakim olarak doğru kişilerle, doğru diyaloglar kurmak sizi başarıya götürür... Tekke olayında bizi başarıya götüren de bu formüldü. Beşiktaş'ın iyi bir santrfora ihtiyacı var ve iyi bir yabancı santrfor alması da pek kolay değil. Dolayısıyla B planı olarak bir yerli golcü düşündükleri aşikar. Bu yerlinin Sercan Yıldırım olmayacağı da açık ve net. İşte eldeki veriler bunlardı ve haberle ilgili tüm sorgulamaları bu verileri dikkate alarak yapmak gerekirdi. Benim yaptığım da bu oldu.

Helsinki maçı sonrası Serdal Adalı'yı aradım... Konumuz malum... Schuster'in santrfor istemesi üzerine "Hocam kimi göndereceksin, beni mi göndereceksin de yabancı golcü alacağız?" diye takıldığını, buna karşılık hocanın da "Mutlaka yabancı olması şart değil" dediğini anlattı... Birlikte güldük ama ben gülüp geçmedim. Gülüp geçseydim muhtemelen çok iyi bir haberi atlayacaktım. Serdal Adalı kardeşime, "Madem hoca yerli de olabilir diyor neden Fatih Tekke'yi almıyorsun?" diye sordum... Düşünebileceklerini söyledi... "Olabilir!" derken de o an itibariyle Tekke'yi gündemine aldığını bana hissettirdi. Bu konuşmayı aynı akşam (18 Ağustos Çarşamba) Genel Yayın Yönetmenimiz Zeki Uzundurukan'a aktarınca, "Yarın manşet yaparız!" cevabı verdi. Nitekim bir gün sonra (19 Ağustos Perşembe) tüm Türkiye Beşiktaş'ın Fatih Tekke'yi gündemine aldığını Fotomaç'tan öğrendi.

Birinci sayfadaki manşet haberin son paragrafı şöyleydi: "…. Adalı kolları sıvamış durumda. Bu da demektir ki Tekke artık Beşiktaş'a çok yakın." Fotomaç'tan bir gün sonra da bizim grubun amiral gemisi Sabah'ta manşet oldu Tekke haberi. Medyanın diğer bölümü arkamızdan gelmedi. Meslektaşlar inanmadı bu transfere. Oysa biz inandık ve haberimizin son cümlesinde de bunu net şekilde vurguladık. Sonuç ortada; Tekke Beşiktaş'a hayırlı olsun.

Not:Tekke Beşiktaşlı olduğu anda mesleki kıskançlığı bir yana bırakıp gönülden tebrik eden İsmail Er başta, tüm dostlara teşekkürler

ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRECEK
Beşiktaş'ın geçen sezon en önemli üç problemi; orta sahada çoğalamamak, ön liberoların savunmaya dönük oluşu ve santrforlarının da sırtı kaleye dönük durumda etkisiz kalışlarıydı. Guti ve Aurelio transferlerinin yanı sıra Necip'in bu sezonki müthiş formu orta sahadaki sıkıntıyı sona erdirdi. Fatih Tekke'nin gelmesiyle ön bölgedeki sorunlar da en aza inecek...

YERLİ AVANTAJI
Fatih Tekke ve Aurelio gibi yerli statüsünde iki oyuncunun transferi, Schuster'in elini güçlendirecektir. Artık her bölgede yerli-yabancı alternatifi var. Bu iki transfer öncesi savunmada Toraman'ın sakatlanması büyük sorunlar doğurur ve diğer bölgeleri de (kontenjandan dolayı) direkt etkilerdi. Aynı şekilde Hilbert'in sağ bek oynama şansı da yoktu. Şimdi var. Hocanın eli çok güçlendi, çok.

SAVUNMA DÜZELİR Mİ?
Avusturya kampında yaptığım değerlendirmede Schuster'in sorunları doğru tespit edip, doğru çözümler aradığının altını çizmiştim. Alman hoca savunmayı öne iterek, hatlar arasındaki mesafeyi kısıp, orta sahadaki boşluğu doldurmayı hedeflemişti. Artık Beşiktaş'ın böyle bir risk almasına gerek yok. Çünkü Guti, Necip, Ernst ve Aurelio, o orta sahayı fazlasıyla doldurur. Dolayısıyla savunmanın normal düzene dönme vakti gelmiştir diyorum ben. Bakalım Schuster ne diyor, onu da ilk maçta göreceğiz.

ADAM GİBİ DEĞİL, ADAM
Çocukluğumdan beri Fenerbahçeli'yim, Ben zaten hep Beşiktaşlı'ydım!.. Yıllarca bu martavalları dinledik. Oysa adam olan hangi formayı giyerse giysin bunu düzgün bir şekilde söylemeyi bilir. İşte Fatih Tekke ve işte adamlık dersi. Ne diyor: "Ben Trabzonlu'yum ama Beşiktaş için her şeyimi vereceğim." İşte bu kadar basit, yeni bir imza attın diye aslını inkar etmen gerekmez. Delikanlı olan da aslını inkar etmez zaten. Aferim Fatih Tekke. Seni Beşiktaş'a önerdiğim için, şimdi bir kez daha mutluyum.

KIRINTILI BAĞDAT CADDESİ'NDE!
Serkan Kırıntılı, geçen sezon F.Bahçe maçından iki gün önce Bağdat Caddesi'nde görülünce "Eğlenmeye gittim!" demişti. Malum, F.Bahçe için hayati önem taşıyan o maçta büyük hatalar yapıp üç gol yiyen Serkan, geçenlerde F.Bahçe'ye imza attı. Öyleyse soralım: Serkancığım sen oraya gerçekten eğlenmeye mi gitmiştin!? Anlat lütfen, bak külahım ortada!!!

QUARESMA FARKI
Quaresma, Beşiktaş forması altında gerçekten çok farklı. Pascal Nouma'nın da altını çizdiği gibi yüreğiyle oynuyor. Beşiktaş için terini akıtmaktan gurur duyuyor. Taraftarın gönlüne taht kurmasının ilk sebebi de bu, yoksa attığı çalımlar ya da goller değil...

KÜÇÜMSEYEN YANAR!
Dünya sıralamasında şuradalar... Yıldızları yok... Başarıları yok... Bunların hepsini geçin bir kalem. Kazakistan, atom karıncalar gibi sahanın her yerinde basan, sert oynayan ve asla pes etmeyen bir takım. Dolayısıyla iki takım arasındaki güç farkı ne kadar fazla olursa olsun Milli Takım bugün zorlu bir maç oynayacak. Üstelik Hiddink'in tek derdi de bu değil. Milli Takım'ın temel direkleri dört büyüklerde oynuyor ve büyük bölümünün formsuz olduğu da aşikar. Bu şartlarda Kazakistan deplasmanından kayıpsız dönersek büyük bir başarı elde etmiş oluruz. Bu zor maçı kazanmanın ilk şartı ise rakibe saygı duyarak oynamak. Asla küçümsememek.

Aferin kız sana...
Babasının "Büyüka" soyadının ardına saklanmadı Sine Büyüka. Muhabirlikle işe başlayıp, alın teri dolu bir koşturmaca sonucu ekranlardaki yerini de bileğinin hakkıyla elde etti. Kendine güveni, tam inandığı işe baş koyuyor. Aferin sana Sine. Yolun açık olsun...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor