23 Eylül 2010 | Perşembe

F.Bahçe farkı kaçırdı!

Tabelada asılı başlığa bakın isterseniz bir süre kendinizi kandırın! Taa ki Fenerbahçe'nin alacağı ilk yenilgiye kadar. Eğer niyetiniz kanmak ve kandırılmaksa böyle düşünün; derbide Fenerbahçe farkı kaçırdı! Yok eğer gerçekleri istiyorsanız gözünüzü açın... 90 dakikalık maçın 65-70 dakikası Fenerbahçe'nin yarı sahasında oynandı. Gerçeği istiyorsanız ta kendisi budur. Bir takım maçın üçte ikilik bölümünü rakip yarı sahada oynuyorsa kalesinde üç ya da dört kontratak pozisyonu görür. Gol ya da goller de yiyebilir. Niang kaçırmasa, Dia atsa masallarını boş verin. Beşiktaş ilk dakikadan itibaren kontrolü ele aldı. Gerçek bu... Olsa ve atsalara bakarsak Q7 ofsaytta olduğunu hatırlayıp İsmail'e bıraksa, Nobre bir salise önce davranıp Volkan'ı avlasa, Beşiktaş iyi oynarken 2-0 öne geçmiş olur ve ciddi bir fark atabilirdi. Dolayısıyla atsaları bir yana bırakıp gerçeklere dönersek, Fenerbahçe'nin kendi evindeki bir maçta son yıllarda hiç olmadığı kadar mahkum oynadığı gerçeğiyle yüzleşmemiz gerekir. Fenerbahçe kontratak oynamış ve iyi oynamış! Eğer bu kontratak düzenine iyi futbol diyorsanız o zaman biz de soralım: Fenerbahçe özellikle kendi sahasındaki maçlarda Beşiktaş gibi üzerine gelen kaç takımla oynayacak? Ve bir sorum daha var: Geçen yıllara bir bakın bakalım Fenerbahçe öne geçtiği kaç maçta puan kaybetmiş? Boş verin hikaye anlatmayı... Fenerbahçe'de bir şeyler değişiyor ama olumsuz bir değişim bu. Kanarya'nın yıllardır süre gelen oyun karakteri tepetaklak olmuş. Bu derbide her şeyi tüm çıplaklığıyla görmenizi önleyen, Schuster'in Nihat ve Hakan tercihleri ile Ekrem'in sakatlığıdır. Fenerbahçe her zaman bu kadar şanslı olmaz benden söylemesi.

* * *
Schuster özür dilemeli
Öküz altında buzağı aramayan herkes Schuster'in, Fenerbahçe'yi tanımlarken "Yaralı aslan" demek istediğini biliyor. Ancak bir kendini bilmez arkadaşımız bu sözleri "Yaralı hayvan" şeklinde tercüme edince Fenerbahçeli dostlar haklı olarak alındı. Schuster'e düşen bu yanlışı düzeltip özür dilemektir. "Büyükleri" büyüten birbirlerine duydukları saygıdır.

* * *
Kavganız batsın
Derbileri kavga rande- vularına çevirmekte üs- tümüze yok. Bu ülkenin fut- bol insanları bu kadar gad- dar, acımasız ve çirkin ola- mazlar. Vazgeçin bu çirkin- likten. Yok kimse vazgeçmez- se o zaman federasyon bir şey yapsın. İki bin kişi maç izleyecek diye bu rezilliğe katlanmak zorundaysak, der- bilerde deplasmana taraftar götürme uygulamasına bir son verilsin. Yeter artık!..

* * *
Hakem değil adam olmak!
Hakemlerimize bak, hizaya gel.. Kimi Bünyamin Gezer gibi kafa, göz yarılsa da derbiyi oynatır; kimi Deniz Çoban gibi anında iptal eder. Hangisi doğru diye boş yere kafa yormayın. Şu gerçeği görün, bazı hakemler asla cesur ve adaletli değiller. Zayıf bulunca ezerken, güçlüler karşısında ise fare gibi tırsıyorlar. O nedenle önce korkak hakemleri elemeleyiz ki, bu işin bir standardı ve bu ligin bir marka değeri olabilsin.

* * *
Çakır 'a büyük görev!
Emre Belözoğlu ve Aurelio'ya kart göstermemesi yanlıştı. Emre, çirkin el hareketiyle otoriteyi sarstı, Aurelio ise kaleci Volk an'a taban girdi. İkisinin de affedilir yanı yoktu. Bu iki sarı kart hatasını saymazsak Cüneyt Çakır iyi maç yönetti. Ha Lugano golden önce faul yapmış, soruyorum size maçı izlerken hanginiz görebildiniz? Öyleyse kimse çamur atmasın, Çakır çok iyi maç yö - netti. Ödülünü de yak ında UEFA'dan alacak. Şampiyonlar Ligi'nde üst düzey dev bir kapışma mı olur, yoksa milli takımlar düzeyinde çok önemli bir maç mı olur bilemem. Bildiğim şu ki Cüneyt şu anda FIFA da gözde. Yolu açık olsun.

* * *
Küfür etmeVolkan!
Fenerbahçe kalecisi Volkan'ın, ofsayt bayrağı kaldırdığı için kıdemli yardımcı hakeme küfür ettiğine dair onlarca mail geldi. Okurlar "Dudak okumaya gerek yok, her şey açık" diyerek 17. dakikaya dikkat çekiyorlar. Kontrol ettim, okurlar haklı, üstelik yardımcı da kaldırdığı bayrakta haklı! Volkan bir değil iki kere özür dilemeli.

* * *
Kazım Kanat...
Kazım ağabey öleli iki yıl olmuş... Nasıl bir zaman tüneli içindeyiz anlayın işte... Saatler an gibi, aylar gün, yıllar ay gibi gelip geçiyor... Sevgili Kazım ağabeyi 24 Eylül'de, ikinci ölüm yıldönümünde rahmetle bir kez daha anacağız. Allah rahmet eylesin, nur içinde yat Kazım abi, mekanın cennet olsun.

* * *
Messi'nin hayali!
Karşında bir Avrupalı varsa, özellikle de isminin önünde 'dev' sıfatı konuşmuşsa ona karşı aldığın her galibiyet önemlidir. Bil ki o galibiyet seni yer küre üzerinde birilerinin hafızalarına kazımaya yaramıştır. İşte Messi örneği ortada. Beşiktaş'ın, Frank de Boer, Overmars, Kluivert, Rivaldo ve Simao'lu Barça'yı 3-0 yendiği maçı unutamadığını ve 'play station'da sürekli rövanşı aldığının altını çizmiş ünlü futbolcu. Kafasına yer etmiş besbelli. Büyük zaferler böyledir, unutulmaz. Messi'nin bile yüreğine yara olur. Şekilde görüldüğü gibi. Öte yandan Del Bosque'nin odasında da Ahmet Dursun'un Barça'ya attığı o güzel golün fotoğrafı asılıydı. Yaptığımız bir ropörtaj sırasında "Bir Real'li olarak bu odayı özellikle mi seçtiniz?" diye sorduğumda pos bıyıklarının altından gülmekle yetinmişti. Ezeli rakibinin yıkıldığı anın fotoğrafına bakmak çok hoşuna gidiyordu bes belli.

* * *
Hedef Süper Lig
Yeni kuşak TRT'cilerin en iyilerinden Ferit Yılmaz kardeşim, TRT 3'te salı günleri 14.10'da, Bank Asya 1. Lig'in nabzını tutuyor. Özet görüntüler, yorumlar, analizler ve çok daha fazlası için ekran başına. Bank Asya 1. Lig'in kalbi TRT 3'te atıyor, haberiniz olsun.

* * *
Günün sözü
Haksızlık önünde eğilmeyiniz çünkü, hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz. Hz. Ali




Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor