Necip!

Beşiktaş'ın bir Necip'i var Allah nazardan saklasın. Bu genç adam sezona da aynen böyle başlamıştı. Ne var ki, Schuster en formda zamanında "Tecrübesiz" mazeretiyle kulübeye çekti bu genç adamı. Çok şükür Schuster gitti, Necip geldi. Mehmet Topal gibi ayağı havada uzuyor, rakibi bozuyor, topu kapıyor ve kaptığı topu iyi kullanıyor. Enerjik, disiplinli ve akıllı.
Dedim ya Allah nazardan saklasın.
Beşiktaş rahat, al gülüm-ver gülüm oynayarak gol atıyor. Üstelik dokuz buçuk kişiyle (Nihat yine sahada yoktu, Ameida da yarım porsiyondu) yapıyor bunu.
Hadi Almeida önde bekliyor, hava toplarını alıyor v.s. Peki Nihat ne yapıyor? Hiç! Koca bir hiç. Kendi bölgesinde hareketsiz bir halde ayağına top gelmesini bekliyor. Gelen topu adına yakışır şekilde kullansa neyse ama onu da yapamıyor. İki metre yanındaki arkadaşına pas veremiyor.
Yazık ediyor Nihat, kimseye değil kendine yazık ediyor.
Takım bir eksikle iki fark yaptı, Nihat çıktı, Bobo girdi yani kağıt üzerinde eksik azaldı ama bu dönemde iki gol yedi.

Kazandım havasına girince
Evet hala bazı arızalar var. Misal Almeida yüksek top istiyor ama bir tek yüksek orta yapılmıyor.
Son çare kendi geçiyor kanatlara, nasıl orta istediğini uygulamalı gösteriyor ama anlayan kim!?
İsmail orta konusunda en arızalısı. Topu yerden kaldıramıyor. Almeida onun her ortasına vurmaya kalksa bel fıtığı olur, başka da bir şey olmaz.
Özet: Beşiktaş "kazandım" havasına girince, kaybedecek bir şeyi kalmayan Gençlerbirliği canlandı ve şemsiye ters döndü..
Dikkat!: Beşiktaş'ta Necip, Toraman ve Ernst, Gençlerbirliği'nde ise Yasin, Jedinak ve Mustafa Pektemek gecenin parlayan yıldızlarıydı.
Final cümlesi: Jedinak'ın muhteşem golü yıllar önce Sergen'in Kadıköy'deki frikiğini hatırlattı bana. O da Rüştü'yü avlamıştı.