07 Şubat 2012 | Salı

Para çok önemli

Beşiktaş'ın sezon başından beri yaşadığı şanssızlıklar ancak pişmiş tavuğun başına gelenlerle kıyaslanabilir.
Bebe, Ersan, Sivok, Toraman, Necip, Aurelio, Almeida, Quaresma, İsmail, Hilbert, Simao bu oyuncuların hepsi ciddi sakatlık sorunu yaşadılar. Buna rağmen Kartal yarışın içindeyse, bu bir başarıdır.
Bunun ne demek olduğunu anlamak için Fenerbahçe'de Alex, Gökhan Gönül, Yobo, Zigler ve Volkan'ın ya da Galatasaray'da Melo, Eboue, Selçuk, Muslera ve Ujfaluji aynı anda sakatlandığını hayal edebilmek gerekir.
İşin bir yanı bu, yani sakatlık ve şanssızlık.
Diğer yanı ise parasızlık. Hemen belirtelim parasızlık sadece Beşiktaş'ın sorunu değil. Fenerbahçe başta tüm takımlar neredeyse aynı durumda. Ancak konumuz Beşiktaş olduğu için ordan devam edelim.
Futbolcuların üçer-dörder aylık alacakları duruyor. Almeida, Ernst ve Edu işi UEFA'ya şikayete kadar götürmüşler. Bence biraz da ayıp etmişler.Tamam! Haklılar...
Ancak insan formasını giydiği kulubü bu şekilde şikayet etmemeli. Ne var ki yabancılar paradan başka bir dil bilmiyor, aynı sorunu yaşayan Toraman'ın, Egemen'in, Rüştü'nün seslerinin çıkmaması aslında UEFA'cılara da bir mesajdır.
Her neyse, bu sorunlar üç gün içinde çözülecek diye biliyorum. Başkan Demirören elini cebine atacak ve kısmi bir rahatlama sağlanacak. Zaten sağlanmalı da.
Ligi bir yana bırakın Braga maçı çok önemli, Kartal turu geçerse önümüzdeki sezon UEFA Avrupa Ligi'nde seri başı olacak.
Bu fırsat kaçmamalı.
Öte yandan tüm bu yaşananlardan ders alınmalı son bir yılda uygulanan tasarruf tedbirleri ve gereksiz transferden kaçınma politikası bundan sonraki süreçte de kararlılıkla uygulanmalı.
Beşiktaş ve tüm klupler kazandıkları her kuruşu doğru harcamak zorundalır.
Başka yolu yok!

TANJU'YA GÜVENMEK
Derbide hiç alışık olmadığı bir yerde ve Miroslav Stoch gibi çok çabuk bir oyuncu karşısında oynamasına rağmen Tanju, ikinci yarıda müthişti.
Çabukluğu ile Stoch'u durdurmasını bildi. Bulduğu ilk fırsatta da kaleye şutunu attı. Carvalhal bu oyuncuya sezon başından beri çok az şans verdi. Bundan sonra aynı hatayı yapar ve Tanju'ya güvenmezse, kendi kaybedecektir.

TOMAS SiVOK
Verilen parayı beğenmiyor ve yıllık 3 milyon istiyor Sivok. Üç milyonluk oyuncu altı pas içinde bomboş duran Yobo'yu unutup ön direğe niye koşu yaptı onu da açıklarsa seviniriz. Fenerbahçe pozisyon bulamadığı maçta gol attıysa bunun sebebi Sivok'un büyük hatasıdır. Önce derbiyi tekrar izlesin ardından istediği rakamı bir daha düşünsün Sivok. O taktirde eminim iyi bir tenzilat yapacaktır!

FORMA OYNADI!
Beşiktaş kağıt üzerinde kimsenin şans vermediği bir maçta çok iyi mücadele etti.
Aykut Kocaman'ın açıklamaları da bu gerçeğe işaret ediyor.
Bunca eksiği rağmen maçın 60-70 dakikasında oyunun hakimi olan Kartal, 10 korner kullandı, ceza sahasına yaklaşık 25-30 orta yaptı, dört net pozisyon buldu, üç kez rakibi eksik yakaladı ama gol atamadı! "Bu kadar mücadele eden nasıl gol atamıyor" ya da "Yıldızlar sahada yokken Kartal nasıl oyunun patronu oldu" diyenlere cevabım şu: Derbileri futbolculardan önce formalar oynar.
Beşiktaş'ın da forması oynadı, oynattı. Hikaye budur.

YILDIRIM KORKTU
FIFA kokartlı Bülent YıldırımGaziantep'te, Hakan Balta'nın kafa topuna ayakla müdahale ederek golü önlemesini es geçti. Bu anlık bir olayda yapılmış bir hata değil. Olay net; endirekt vuruş ve kırmızı kart kaçınılmaz. Yıdırım ne verdi; korner! Sanırım Yıldırım endirekt vuruşu atladı, pozisyonun penaltı olduğunu sandı ve bu ağır kararı vermeye cesaret edemedi. O nedenle Bülent kardeşimin FIFA kokartı olabilir ama asla iyi hakem olamaz. En azından benim nazarımda.

PFDK TERAZİSİ
Aydınlar federasyonunun Türk futboluna verdiği zarar ortada. Aydınlar gitti, kurulları kaldı ve hâlâ Türk futboluna büyük zarar veriyorlar. Alex ve Elmander'e bir maç ceza vererek "Direkt kırmızı kartın cezası iki maçtır" kuralını çiğneyenler, iki sarıdan atılan Fernandes'e 2 maç ceza vererek yeni bir tarih yazdılar. Fernandes'in hareketi sportmenliğe aykırıymış falan, bunlar masal. PFDK'nın terazisinin ayarı bozuk, gerçek bu.

YUKARDA ALLAH VAR
TFF'nin tarihi olağanüstü toplantısında Ali Koç, "Bizi korumadan, hatta konuşmalarınla suçlu ilan ettin" deyince; M. Ali Aydınlar, "Yukarıda Allah var" diyerek durumun tam tersi olduğunu söyledi.
Evet yukarda Allah var, ayrıca sadece yukarda değil her yerde.
Eğer M. Ali Aydınlar hepimizin inandığı Allah'tan gerçekten korkuyorsa şu süreçte tüm yaşananları anlatmalıdır. Allah'ın bildiğini kuldan saklamak da doğru bir şey değil hani.

SAVAŞIM ŞİKEYLE; F.BAHÇE'YLE DEĞİL!
Birileri sanıyor ki Fenerbahçe düşmanıyım ve küme düşerse göbek atacağım. Asla değil!
Ben şikenin cezalandırılmadığı bir yoldan asla yürümemeliyiz, 'bu konu hukukçulardan önce biz futbol adamların işidir' diyorum.
Hukuki anlamda ne kadar kanunsal gerçekleri temsil ederse etsin, sportif konuları çözmek için yapılması gereken ilk şey sporun gücünü kullanmaktır diye de ekliyorum.
Adı ve futbol sektörüne katkısı ne olursa olsun, kural dışına çıkan kulüpleri korumaya almak sporun rekabetçi zemini çürütür, diyerek bir başka gerçeğin altını çiziyorum.
Bu Fenerbahçe'yle ya da başka bir takımla değil, şikeyle savaşmaktır.
Çok şükür, yalnız kalma pahasına başım dik veriyorum bu savaşı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor