24 Mart 2012 | Cumartesi

UEFA tokadı

3 Temmuz'da bu ülkede çok kişinin şapkası düştü, kelleri ortaya çıktı.
Eyyamcılar, şakşakçılar, yağdanlıklar hep sobelendiler.
Aziz Yıldırım'ın talimatıyla "Trabzonlular Fener formasıyla sahaya inecek" şeklinde yalan manşet atan spor müdürleri… Beşiktaş'ta ekmek yiyip Aziz Yıldırım tarafından "En büyük Fenerbahçeli" diye tanımlanan menajerler.
Sobelendiler...
O nedenle 3 Temmuz çok önemli bir milattır... UEFA Başkanı Platini ve genel sekreter İnfantino'nun açıklamaları ise o miladın devamında insanları kandıran yağdanlıkların suratında patlayan bir Osmanlı tokadıdır.
İstisnasız, 3 Temmuz'dan bu yana bu köşe ve A Haber'deki Artı Futbol başta olmak üzere görüş belirttiğim her ortamda dört noktanın altını çizdim. Bu noktalar şunlardı: 1- Ceza yargılamasıyla bizim işimiz yok, biz disiplin yargılamasına bakmalıyız. 2- TFF ve kurulları ceza yargılamasını beklemeden karar vermek zorundadır. 3- Ceza hukukundaki masumiyet karinesinin arkasına saklanıp, spor hukukunda zaman kazanamazsınız.
Çünkü spor hukukundaki masumiyet karinesi futbolun ve milyonlarca futbolseverlerin hakkını koruma amaçlıdır, suçluyu koruma amaçlı değildir. 4- Şikeyi cezasız bırakmak UEFA'nın asla yürüyeceği bir yol değildir.
Biz bunları yazar ve söylerken eyyamcılar insanları kandırdılar. Ceza yargılamasındaki masumiyet karinesinin arkasına saklanıp bizi yargısız infaz yapmakla suçladılar v.s. Ancak Platini ve İnfantino bizim tüm söylediklerimizi iki gün boyunca kafalarına çakınca mos mor oldular. Peki şimdi ne olacak? Çok basit ya UEFA'nın bir parçası olduğumuzu bilerek hareket edip spor hukukuna göre gereken cezaları vereceğiz ya da UEFA bizden hesap soracak.
O nedenle bir kez daha kral çıplak derken sayın Demirören'e cesur ve uzun vadede Türk futbolunun önünü açacak kararlar alması gerektiğini hatırlatıyorum.
Eyyam yapan yanar, çünkü bu yol kapalı.
Bazıları Türkçe anlamıyor olabilir bir de İngilizce vurgulayalım; no way out!

GENETİK ŞİFRELER
Sosyal medyada paylaşılan bazı şeyler oldukça zekice. Bazılarına bayılıyorum. İşte onlardan biri:
Bir mahalle maçında auta giden topa "gol" diyen çocuk G.Saraylıdır. "Tamam ulan golse gol" diyen Beşiktaşlıdır. "Onlarınki golse bizimki de gol" diyen F.Bahçelidir. "Siz hepiniz ben tek!" diyen de Trabzonsporludur.

EYYAM YAPMA CARVALHAL
Beşiktaş'ın Portekizli hocasının göreve başladığı günden bu yana her sıkıntılı dönemde Çarşı'ya övgüler yağdırıp sempati kazanmaya çalışması gözden kaçmıyor.
Ancak Carvalhal'in kazandığı sempatinin Beşiktaş'a bir faydası yok. Avrupa ve kupa gitti, ligdeki durum malum. Portekizli hoca işin bu tarafına bakıp camiayı tatmin edici açıklamalar yapmak zorunda. Eyyamla bu işler olmaz. Benden söylemesi.

FİKRET ORMAN SÖYLEMLERİ!
Beşiktaş'ın dar gününde kolları sıvayıp aday olan tüm Kartal yüreklileri canı gönülden kutluyorum. Nazmi Koca, Bülent Deriş ve elbette en güçlü aday konumundaki Fikret Orman'ın gayretleri takdire değer.
Camiada tüm dikkatin Orman üzerinde olduğu kesin. Sevgili dostumuz da bunun farkında olarak popülizmden uzak, ayakları yere basan açıklamalar yapıyor, doğru bir strateji izliyor.
Beşiktaş, 80'li yılların başında yaptığı özkaynak devrimini Orman ile tekrarlayabilir. Hatta bunu yapması bir zorunluluktur. Çünkü kurtuluş altyapıda, başka yerde aramanın alemi yok.

PARA, PARA, PARA
Beşiktaş taraftarı özellikle sosyal medya başta olmak üzere her ortamda Fikret Orman'ın listesini değerlendirmemizi istiyor. Taraftarın özünde sorduğu soru şu: Cüzdanı güçlü isimler var mı?
Kulübün maddi sorunları dağ gibi olunca taraftarın bu konuları merak etmesi de normal.
O nedenle biz kimsenin cüzdanının muhasebesini tutanlardan olmasak da bildiğimizi paylaşalım.
Bildiğimiz kadarıyla Ahmet Nur Çebi, Adnan Dalgakıran ve Tamer Kıran, gerektiğinde Beşiktaş için ellerini cebine atacak güç ve imkana sahip.
Dolayısıyla taraftarın gönlü rahat olsun. Beşiktaş her ortamda derdine derman olacak birkaç Kartal yürekli bulur.
Şekilde görüldüğü gibi...

DAVUL BİLE DENGİ DENGİNE!
Davul bile dengi dengine diye boşuna söylememişler. Beşiktaş'ın Ankaragücü ve Bolu maçlarında yaşadığı hüsranın temel nedeni bu kuralın atlanması. Carvalhal, Ankaragücü'nün amatörlerine karşı yaptığı hatayı kupadaki Bolu deplasmanında da tekrarladı.
Böyle maçlara motive olamayacak yıldızları sahaya sürüp, kendini göstermek için fırsat bekleyen Mehmet Akyüz, Burak, Atınç, Muhammed gibi isimleri unuttu. Dolayısıyla Quaresma, Fernandes gibi isimlere karşı kendilerini kanıtlama heyecanıyla oynayan rakipler önünde Beşiktaş asla motive olamadı. Carvalhal ne anlatırsa anlatsın gerçek bu ve sorumlu kendisi.

TSYD UYANACAK!
Yıllardır pısırık, kabuğuna çekilmiş, bir restoranı kiraya verip işletmek, bir havuzun suyunu doldurup boşaltmak dışında risk almayan, yol yürümeyen derneğimiz TSYD her geçen gün biraz daha küçülmekte.
Artık yeter, 'söz TSYD üyelerinin' deme zamanıdır.
O nedenle 25 yıldır hiç girmediğim bir konuya giriyorum. Şu anki yönetimi ve bundan sonra talip olacakları uyarıyorum; oturmak için kimse gelmesin o mevkilere.
TSYD Kupası mutlaka oynanmalıdır. Artık takvim de müsait. Dahası geçen sezon kulüpler ağustos ayı boyunca maç yapacak rakip bulamadılar.
Öyleyse kim bu yola baş koyacaksa o çıksın er meydanına.
TSYD'nin uyuma devri bitmeli. Dev uyanmalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor