Şampiyonluğa doğru

Ligin ilk yarısında çok farklı karakterde iki takım zirve yarışında öne çıktı... Biri lider Beşiktaş, diğeri takipçisi F.Bahçe... Beşiktaş ilk yarıda ligin en az faul yapan takımı, F.Bahçe ise en çok faul yapan takım konumunda...
Buradan da anlaşılacağı üzere yarış; oynayarak kazanan bir takımla, bozarak kazanan bir başka takım arasında.
Hemen belirtelim Beşiktaş'ın yaptığı faul sayısını görülen kart sayısına oranlarsak, hakemlerin siyah-beyazlı oyunculara ikinci sarıları çok daha rahat gösterdiklerini söylemek mümkün.
Fenerbahçeli oyunculara ikinci sarılar gösterilirken hakemler iki defa düşünmüş diyebiliriz.
Her şeye rağmen ligin ilk yarısında eyyam değil sadece hata vardı, yarıştaki iki takım arasında kollanan da, doğranan da yoktu ve bu hepimizin sevinmesi gereken bir durum. Yarış aynı şekilde devam etmeli, adil olmalı, hakem hatasına sözümüz yok lakin eyyam olmamalı, kimse kollanmamalı, kimse doğranmamalı.
Kuddusi Müftüoğlu MHK'sinin bu konuda çok duyarlı davrandığını görmekten mutluluk duyduğumu belirtmek isterim.

Güneş'in avantajları
Takımlar şu anda kamp dönemlerini yaşıyorlar, ara transferde Beşiktaş'ın bir kaleci, bir stoper; Fenerbahçe'nin de bir forvet alma ihtimalleri yüksek. Beşiktaş'a Veli ve Tolgay'ın da iki yeni transfer olarak katılacaklarını söyleyebiliriz.
Demektir ki, zaten güçlü olan bu iki takım rakipleriyle kalite farkını daha da açacaklar ve yarışı yalnız sürdürecekler.
İkinci yarıda her puan aslanın midesinde..
Hiçbir maç, hiçbir takım için kolay olmaz, çünkü can pazarı yaşanacak.
Beşiktaş'ın başında bu ligi çok iyi tanıyan, son derece tecrübeli Şenol Güneş'in olması büyük avantaj. Pereira bir anlamda dibini göremediği suda, balık avlamaya çalışacak.
Yani... Yanisi şu; disiplinli çalışmaktan vazgeçmeyen, her maçın 90 dakikasını son salisesine kadar yaşayan bir Beşiktaş şampiyonluk ipini büyük ihtimalle göğüsler. Hele hele son haftalara Vodafone Arena'nın da yetişmesi halinde evvel Allah son yılların en görkemli şampiyonluğu yaşanır.
Haydi hayırlısı...