18 Mayıs 2016 | Çarşamba

Kar gitti Kartal döndü

Maç eksiği nedeniyle Fenerbahçe'nin 5 puan gerisindeki Beşiktaş'ın üzerinde baskı vardı Ancak Güneş oyuncularına özgüven aşıladı. İki erteleme maçı da sıkıntısız atlatıldı

Ligin ikinci yarısına Fenerbahçe, Eskişehir ve Çaykur Rize karşısında aldığı 6 puanla başlarken Beşiktaş İstanbul'daki yoğun kar yağışı nedeniyle zorunlu bir beklemeye geçmişti!.
Kendi sahasındaki Mersin İdman Yurdu ve deplasmandaki Trabzonspor maçları kar engeline takılan Kartal, maç eksiğiyle Fenerbahçe'nin 5 puan gerisinde kalınca neredeyse tüm futbol ailesi, siyah-beyazlı takımın bu baskıyı taşıyamayacağı ve eksik maçların ağırlığı altında ezileceği konusunda hem fikirdi...

Pereira'dan masallar
Böyle düşünenlerin başında da Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira geliyordu. Portekizli teknik adam, Beşiktaş'tan önce oynadıkları her maçta oyuncularına "Puan farkını 8'e çıkarırsak psikolojik olarak rakibi bitiririz!" masalları anlatıyordu...
Yılların tecrübesi Şenol Güneş, o karlı günlerde giden liderliğin erteleme maçları oynanınca "Güneşli günlerde" geri geleceğini söylüyor ve taraftarın umutsuzluğa düşmemesi için çaba sarf ediyordu...
Bu ortamda Beşiktaş camiasının bir bölümü bile tereddüte düşerken yönetim, teknik kadro ve futbolcular ise safları sıklaştırıp tek yumruk haline geliyorlardı.

'Biz buradayız' mesajı
Yapılan eleştiri ve oluşturulan güvensizlik ortamını tek yumruk haline gelerek aşmaya çalışan siyah-beyazlılar, ikinci yarının ilk maçında Gomez (2), Gökhan ve Oğuzhan'ın golleriyle Gaziantepspor'u 4-0 yenerek dosta düşmana, "Biz burdayız!" diyorlardı. Ertesi hafta Başakşehir maçında hakem Ali Palabıyık'ın fahiş hatalarıyla Beşiktaş Başakşehir önünde iki puan bırakınca bildik muhabbetler tavan yapıyordu...
Beşiktaş sonunu getiremez...
Bu takım her sene böyle... İşte ilk ciddi rakip karşısında takıldılar...

Sis engel olamadı
Başakşehir maçından sonra Şenol hoca, takımına "Bu maçı kaybetmeyi hak etmedik, böyle oynamaya devam etmeliyiz, o takdirde istediğimiz sonuçları alacağız." diyerek moral verirken camia da ciddi şekilde tereddüte düşmeye başlıyordu.
Başakşehir maçının ardından ilk erteleme sınavına çıkan Kartal, bu kez de sis engeline takılmasına rağmen Mersin İdman Yurdu'nu tek golle mağlup ederek yaralarını sararken, sonraki hafta yine tek golle Gençlerbirliği'ni devirerek yarışta olduğunu kanıtlıyordu.

Baronlara inat...
Fenerbahçe'nin, Antalya deplasmanında aldığı 4-2'lik şok yenilgi ve Bursa deplasmanındaki golsüz beraberlik, neredeyse tüm futbol baronlarının istediği manzaranın gerçekleşmesini önlüyor ve aradaki puan farkı eksik maçlara rağmen sadece iki olarak kalıyordu.
Bu şartlarda oynanan Fenerbahçe derbisinin ilk dakikalarında Volkan Şen'in golüyle yenik duruma düşen Kartal ardından saldırmaya başlıyordu.
Gomez'in pasıyla kaleciyle karşı karşıya kalan Quaresma net pozisyonda topu dışarı atarken yedek kulübesindeki oyuncular ve teknik kadro dizlerini dövmeyi başlıyorlardı.
Ardından kaçan diğer fırsatlar, direkten dönen top derken Beşiktaş maçı 2-0 kaybedince futbol kamuoyu Fenerbahçe'yi şampiyon olarak görmeye başlarken Beşiktaş'ın da her zamanki gibi ikinci olmakla yetineceği algısı manşetleri süslüyordu.
Oysa 2 puan geriye düşen Beşiktaş eksik maçını kazanması halinde Beşiktaş yine liderlik koltuğuna oturabilecekti ama bu gerçek kimsenin çok umurunda değildi...

Şampiyonluk burada başlıyor
Sonunda karlı günlerden kalan acı hatıraları kaldırma fırsatı siyah-beyazlıların kapısını çaldı!
3 gün içinde oynanacak Rizespor ve Trabzonspor maçları gelip çatmıştı. Tüm Türkiye pür dikkat bu iki maça kitlendi.
Şenol hoca ve ekibi oyuncuları bu iki zorlu maça motive etmek için her saniyeyi değerlendiriyor, rakipler tüm detaylarıyla analiz ediliyor ve kampta yapılan toplantıda zaferin şifreleri oyunculara veriliyordu.
Güneş, "Ne öne geçince rehavete kapılın, ne geri düşünce panikleyin, ikisi de size zarar verir.
Büyük takımın, büyük oyuncularısınız, bunu bilerek oynarsanız iki maçı da kazanırız..." diyerek oyuncularına güveninin tam olduğunu tüm yüreğiyle haykırıyordu.

Hep yüksekten uçtu
Öte yandan futbol ahalisinin beklentisi, Beşiktaş'ın en az birinde takılması ve Fenerbahçe'nin aradaki puan farkını açıp "herkesi" rahatlatmasıydı ama öyle olmadı... .
Kartal bu iki zorlu deplasmanda yüksekten uçup altı puanı hanesine yazdırıp "emaneti" geri aldığında Şenol Güneş'in, karla giden liderlik, Güneş açınca geri gelir ifadesi hatırlanmaya başlanıyordu

İlk gözyaşını döken de son gülen de Beşiktaş
Kağıt üzerinde Beşiktaş'ın da Fenerbahçe'nin de zor maçları vardı. Futbol ulemaları Pereira'ya güvenirken, Güneş'e güvenmiyordu! Sona yaklaşırken manzara tam tersiydi. Beşiktaş istikrarlı kaldı
Buna karşılık Fenerbahçe'nin de son derece zorlu maçları vardı ve Kanarya, Osmanlı, Konya, Galatasaray'la üst üste oynayacaktı.
Yani kağıt üzerinde aslında iki takımın da maçları zorluk derecesi anlamında birbirine benzemesine rağmen futbol ulemaları Pereira'ya güvenirken Şenol Güneş'e güvenmiyor, Fenerbahçe kadrosunun ağırlığı rahat kaldıracağını düşünürken, Beşiktaş'ın aynı şeyi yapacağına inanmıyorlar ya da inanmak istemiyorlardı.
Oysa geride kalan haftalarda yaşanan manzara tam tersiydi güven veren Beşiktaş, istikrarsız bir görüntü çizen ise Fenerbahçe'ydi...
Bu şartlarda hala Beşiktaş'ın şampiyon olamayacağına dair bir algı oluşturmak için yarışanlar yanıldıklarını en sonunda anlayacaklardı. Yarışın en kritik haftasında ilk gözyaşı döken Beşiktaş, son gülen de olacaktı. Tüm bunlar yarın yine bu sayfamızda olacak.

Emeğinize yazık çocuklar
Kadıköy'deki derbi yenilgisi sonrası Güneş dikkat uyarısı yaptı, takım ayağa kalktı
Fenerbahçe derbisi kaybedildiğinde takım moralmen çökmüş ama lider dimdik ayaktaydı. Şenol hoca son derece soğukkanlı bir şekilde öğrencileriyle maçın değerlendirmesini yaparken "Çok emek harcıyor, her maçı kazanmayı hak ediyoruz ama bazılarını kazanamıyoruz, en başta sizin emeklerinize, alın terinize yazık oluyor, daha dikkatli olalım!" diyordu...
Hocanın bu tavrı tüm takımı bir nebze olsun rahatlatırken bir anlamda özgüven de aşılıyordu...

Sezon başı demiştik: Bu takım çok gol atar
Beşiktaş'ın başarısını anlatmak için Bielefeld Kampı'na dönmek gerek. O günlerde anlatmaya çalışmıştık.
Başarabilmiş miyiz. Hatırlatalım, karar sizin:
Şeno l hoca Türk futbolunda yeniliklere en çabuk uyum sağlayan teknik adamlardan biri. Bu kamp döneminde yaptırdığı antrenmanlar da bunun kanıtı. Del Bosque'den sonra ilk kez bu kadar metodik çalışan bir teknik adamla birlikteydik... Şenol hoca takım üzerinde otorite kurdu. Bu, çatık kaşlı, sürekli bağırıp çağıran bir otoriter yapı değil. Aksine, yerine göre oyuncusunun sırtını sıvazlayan, yerine göre espiriyle taşı gediğine koyan ve gerektiğinde de "Herkes işini iyi yapmaya çalışsın" diye uyaran bir otoriter anlayış. Futbolcular da hocanın tavrından son derece memnunlar.
Şeno l Güneş, özgüvenli, sorumluluk almaktan korkmayan bir takım istiyor ve kamp boyunca bu hedef doğrultusunda çalışmalar yaptırdı... Beşiktaş savunmadan hücumu başlatacak, rakip kale önünde üçer, beşer dakikalık baskılar kurarak, bol pas yaparak gol ve goller arayacak.
Bu sezon farklı bir Oğuzhan, ve formda bir Cenk Tosun izlemeye hazır olun...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor