Ona her yer Kadıköy

Ne Ezel, Ne Muhteşem Yüzyıl, ne Fatmagül...
Yılın dizisinin adı, Spor Toto Süper Ligi'ydi... Aşk, tutku, ihanet, entrika, gözyaşı ve kahkaha... Böyle bir lig öyküsü yazabilecek dizi senaristi tanımıyorum...
Öncelikle bir futbolsever olarak bana bu heyecanı yaşatan Fenerbahçe'yi de, Trabzonspor'u da yürekten kutluyorum. Herkesin kabul edeceği gibi, bu sezonun "ikincisi" yok, her ikisi de gönüllerde şampiyon...
Ama Fenerbahçe'nin ipi göğüslerken 9 puan geriden gelmesi ve ikinci yarıdaki tüm maçlarında sadece 2 puan kaybedip, sezonu, taraftarı için "Muhteşem Yüzyıl"a dönüştürmesi, onu rakibinden bir adım öne geçirdi.
42. dakikada Fenerbahçe için dezavantaj olarak görülen yağmur, avantaja dönüştü. Selçuk'un ceza sahası dışından "savurduğu" şutta top, ıslak zeminde sekip, hızlanınca, genç kaleci Korcan'ın tecrübesizliği, Fenerbahçe'yi panikten kurtardı.
Ama maçın asıl kırılma noktası 27'inci dakikaydı.
Ligin en başarılı yardımcı hakemi Aleks Taşçıoğlu, Sivassporlu Erman'ın topla buluştuğu anda yanlış bir ofsayt bayrağı kaldırıp, evsahibinin öne geçeceği muhtemel golü engelledi.
Yine de Fenerbahçe'nin bu maçta attığından bir-iki fazlasını atacak gücü her zaman vardı.

Anasının ak sütü gibi helal
Maçta "çilingir" yine Alex'ti. Daha 7. dakika oynanırken, adeta vücudunun her uzvu futbol oynamak için yaratılmış olan Brezilyalı, şahane bir topuk pasıyla vatandaşı Andre Santos'a gol pozisyonu hazırladı. Santos da enfes bir vuruşla golü atıp, pasın hakkını verdi.
Sivasspor'un Navratil ile kazandığı beraberlik golü ise Fenerbahçe defansının "gaflet" anına denk geldi. Bırakın Fenerbahçe'yi, bu golü amatör ligde yiyecek takım sayısı bile son derece azdır.
İlk yarıda Niang, Alex ve Stoch ile en az 4 gol pozisyonunu cömertçe harcayan Fenerbahçe, adeta kendi kendini strese soktu. Ama ikinci yarının başında "terapist" Alex yeniden sahne aldı ve şahane frikik golüyle takımını bu yıl bilmem kaçıncı kez bunalımdan çıkardı.
Alex'in Türk vatandaşlığına geçtikten sonra hangi ismi alacağı tartışıladursun, şu anda yeni doğacak oğluna Alex ismini vermek isteyen kim bilir kaç Fenerbahçeli baba vardır...
Erman'ın iki ve Yobo'nun bir golü ise o saatten sonra "teferruattan" ibaret kaldı.
Bu şampiyonluk Fenerbahçe'ye anasının ak sütü gibi helaldir. Cefakar, vefakar seyircisi ne kadar kutlasa azdır.