Yunus Akgül

Yunus Akgül

02 Mart 2018 | Cuma

İyi ki spor var

Önemine binaen tekrar etmekte fayda gördüğümüz konulara değinmeye devam edelim.
Böylelikle, yerleşen ve devleşen o ünlü "Spor, sadece spor değildir" sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha yazalım.
Günümüzde spor, sağlıklı yaşam için gerekli egzersiz hareketleri, hele de sevgi, dostluk, barış olmaktan çok farklı bir yerdedir artık. Bütün bunlar ancak ve ancak, sporun alt başlıkları ya da satır aralarıdır.

Ya nedir spor?
Spor, artık bir ülkenin gelişmişlik kriteri ve daha da önemlisi en büyük moral değeri sıralamasında, başı çekmektedir.
Biz bugün, büyük bir ateş çemberinin içinde, içten ve dıştan gelen her türlü saldırıya karşı beka mücadelesi vermekteyiz.
Kafamızı kaldırıp, bağımsızlığımızı korumak için haklı olarak dik durmaya devam ettikçe bütün dünya üzerimize gelmekte… Her yandan aç kurtlar gibi saldırıp ya da saldırtırken, Mehmetçiklerimiz savaş meydanlarında dünyaya bir kez daha kahramanlık dersi vermekte… Siyaseten de yedi düvelin hain emellerini boşa çıkarma gayretindeyiz.
Üç tarafı denizle, dört tarafı hainle çevrili bu ülkede, içerideki bedhahlarla savaşmak da cabası… Gazeteci arkadaşımız Elif Aktuğ'un yazdığı gibi, içeridekinin adı düşman değil ki onlara vatan haini diyoruz. Düşman dışarıda ve saklı olmayan...
Koynumuzda saklı yılanların defterini dürme mücadelemiz, düşmanla savaşmaktan da büyük...
Olsun, şerbetliyiz biz bunlara…Millet olarak var olduğumuz günden bu yana alışkınız dışardaki düşmanla da, içerdeki vatan hainiyle de baş etmeye… Tarih boyunca her kurduğumuz devletin ömrü, mücadele ile geçmiş ki, yine kalkarız altından evvel Allah...
En zor anlarımızda bize moral ve güç vermiş, direncimizi artırmış, bizi en umutsuz durumlardan daha da güçlenerek çıkartan moral değerlerimiz ile kalkarız.

Spor sığınaktır
İç şüphesiz, böyle dönemlerde duygusallık en öndedir; küskünlüklerin, dargınlıkların, kavgaların yerini manevi birlik ve beraberlik alır. Çünkü "Ortağız bir namusa"… Kimi zaman da yoğun gündemin yorgunluğuyla bir yerlere kaçma, biraz nefes alma, bir şeylere sığınma ihtiyacı hisseder insan…. İşte spor, bu kaçamağın en yakın durağı, en ilgisiz insanların bile bir tarafından tutunduğu bir mecradır.
Örnek mi? Beşiktaş-Fenerbahçe derbi maçının temposu sayesinde geçtiğimiz hafta boyunca ilgi alanımız bir anda futbola kaymadı mı? Hakem hataları, teknik direktörlerin değerlendirilmeleri, futbolcuların performansı, yöneticilerin atışmaları derken Türkiye yoğun ve yakıcı gündemden birkaç günlüğüne de olsa uzaklaşma fırsatı bulup, soluklanmadı mı?
"İyi ki spor var!.." dedik hep birlikte… Onun için bu pencereden bakıp, spora ona göre yatırım yapmalıyız. Bizde bu imkan; potansiyel, para, tesis ve sporcu var. Azıcık gayret etsek tamamdır.
Geçen hafta bir de Beşiktaş'ın Bayern'e beş attığını bir düşünsenize, Türkiye neleri tartışıyor olurdu?
Hiç de olmayacak şeyler değil bunlar… Biraz gayret o kadar… Şimdi söyleyin bakalım, spor sadece spor muymuş?

YÜZYILIMIZIN EN ETKiLi SiYASETi
İki hafta önce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi ve ekonomik anlamda gerçekleştirdiği Afrika açılımını aynı şekilde sporda da devam ettirmemiz gerektiğini yazmış ve bunun gelecekte ülkemize çok büyük artılarının olacağını ifade etmiştim.
Yanı başımızdaki maruz kaldıkları insanlık dramından kaçarak ülkemize sığınan Suriyeli rakamı, bugün için 3 milyon kişi olarak ifade ediliyor.
Onların vatanlarına dönebilmeleri için sahada askerlerimiz savaşırken, Türkiye'de de ekmeğimizi paylaşmaya, yatacak yer, yaşayacak mekan temin etmeye çalışıyoruz.
Ülkemizin büyük şehirlerinde aramıza karışıp ekmeğini çıkaran Suriyeliler olduğu gibi, kurulan uydu şehirlerde yardımlarla hayatlarını devam ettirmeye çalışan yüzbinler var. Bu insanların her türlü ihtiyacını da namerde muhtaç olmadan aslanlar gibi karşılayabiliyoruz.
Şöyle bir hayal ediyorum;
Suriyeliler için oluşturulan çadır kentlerin veya uydu kentlerin yanına spor teşkilatımız prefabrik spor tesisleri kursa, antrenörlerini göndererek Suriyeli yetimlere, öksüzlere antrenman yaptırsa, onları sporla rehabilite etse… Aralarından çıkan yetenekleri özel olarak eğitmeye başlasa… Sonra da, 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda ülkelerini temsil etseler diye… Savaşın, gözyaşının, katliamların, yıkıntıların, bombaların arasından çıkan ve Suriye adına olimpiyata katılan sporcular… Bu sporculara bu imkanı tanıyan ülke de Türkiye...
İşte böyle bir hayal kuruyorum.
Olmayacak bir şey, fazla hayalperestlik mi bu?
Yok yahu…Türkiye bunu çok rahatlıkla başarabilecek güçtedir ve çok da güzel olur. O günleri düşünerek şimdiden böyle bir yatırım yapsak hiç de fena olmaz.
Yüzyılımızın en büyük siyasetinin spor olduğu ne kadar açık aslında… Sporun bu gücünü biz de kullansak ya…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor