Senaristler iş başında

Ligin başlaması ile birlikte ilk hafta yorumlarını şöyle bir hatırlayalım.
Beşiktaş için kıyamet senaryoları yazılmıştı. Rakibi, ligin açılış haftalarında hem Fenerbahçe'yi hem de Galatasaray'ı deviren ve sürekli Beşiktaş'a ters gelen İstanbul Belediye olmasına rağmen.
Peki ilk hafta Fenerbahçe ne yaptı? İzmir'de binlerce taraftarı önünde ligin yeni ve toplama takımlarından Sanica Boru Elazığspor'a puan kaptırdı.
Peki ya Galatasaray? Yine, yeni ve toplama bir takım olan Kasımpaşa'yı 88'de gelen tartışmalı bir faul kararı sonrası yenmişti. Son şampiyon yıldızlar topluluğu kadrosuna rağmen bu sonuç ile eleştirilmemişti.
Bunda gündemin de etkisi vardı tabii.
Trabzonspor ise mütevazı kadrosu ile mücadele eden Karabükspor karşısında galibiyeti koruyamadı.
Ama sonrasında "Yeni takım, ilerleyen haftalarda çok daha farklı bir Trabzonspor izleyeceğiz" açıklamaları yapıldı ve taraftar da buna ikna edildi.

Kimi alkışlamak lazım
Ancak Beşiktaş kanadında benim buraya yazdığım şeyleri dile getiren kimse de olmadı.
İşte iletişimin gerekliliği burada ortaya çıkıyor.
Ayrıca siyah-beyazlı camiada, Samet Aybaba dışında kimse takımına olan güveninden bahsetmiyor, iddialı açıklamalar, takımına sahip çıkan sözler gelmiyor. Bunun nedeni olası bir başarısızlık sonrası Aybaba gibi ortada kalma korkusu olabilir mi?
Derbi maç sırasında Beşiktaşlı oyuncuların sahada gösterdikleri performans değilse bile gol pozisyonlarındaki etkinlik herkesi şaşırttı.
Ücretinde indirim yapan, yılda 2 alacakken 1'i kabul eden Holosko sahneye çıktı ve maçın kaderini değiştirdi. Feda diyen sürekli sosyal medyayı arşınlayan taraftarlar bu takıma destek olmalı.
Bardağın neresinde bakmak istersiniz? Dolu tarafından mı, boş tarafından mı?
Hem maddi anlamda hem de manevi anlamda fedakarlık yapan Holosko'yu mu alkışlarsınız yoksa Quaresma'yı mı?