20 Temmuz 2011 | Çarşamba

Aman dikkat Aydınlar!

Şike soruşturması başlar başlamaz yazdık: Kim suçlu ise cezası yasaya göre verilmeli. Hangi kulüp karışmışsa cezasını bulmalı. Bugün ilk sözümüzdeyiz. Çünkü terbiyemiz böyle, eğitimimiz böyle, felsefemiz böyle. Görüşümüz net, gördüklerimiz korkunç. Ortaya çıkan düzenbazlık ve şike tezgâhı iddialarını iğrenerek izliyoruz.
Ancak daha kötü duygularla takip ettiğimiz bir şey var ki yetkili ve etkililerin olayları yansıtma şeklidir. Kaypaklık ve tarafgirliktir. İlk gözaltılar ve aramalarla birlikte adı geçirilen Trabzonspor'un 6 yöneticisi şu an serbest.
Nevzat Şakar da savcılığa ifade vermek üzere serbest bırakıldı. Başkan Şener hakkındaki tedbir kararı da bu ifadeyi bekliyor. Genel kanı Şakar'ın da aklanacağı şeklinde.
Ancak gelin görün ki İstanbul'un yaygın medyasında, özellikle de ligin ikinci yarısı boyunca Fenerbahçe'nin yayın organı gibi çalışmış bir sarı gazetede Trabzonspor'un adı da ısrarla işin içine sokulmaya çalışılıyor.
Sanki suni bir gündem oluşturma, bir pazarlık ortamı yaratma çabası var.
Malum gazetenin sorumlusuna soruyorlar, bu haberleri neye dayanarak yapıyorsunuz, diye. Cevap "Çok yüksek bir merciden gelen duyum" diyor. Genelde birçok asparagas haber için de kullanılan bu kalıp eğer gerçek bir durumu yansıtıyorsa, TFF başkanı ve asbaşkanına sormak isteriz. Sizin bu yüksek merciin kim olduğu hakkında bir fikriniz var mıdır? Bu haberleri kim sızdırarak ortam yaratmaya çalışıyordur?

Ortaya iddia bile çıkmadı
Günler boyunca nice teknik takip, kayıt ve ciddi iddia çıktı su yüzüne. Trabzonspor'la ilgili elle tutulur bir şey yok. Olsa çoktan sürmanşet yapardı bu "pazarlık" medyası. Nevzat Şakar ile Zeki Mazlum'un görüşmeleri var deniyor. Zeki Mazlum sorgulandı ve şu an serbest. Onun Sivasspor başkanıyla görüşmesi varmış. Fener şu kadar verdi, Trabzon iki katını göndersin, gibi. Odyakmaz'ın ifadesinde teşvik teklifi yok. Bir de, Trabzonspor, Mecnun beye teşvik göndermeyi düşünecek kadar şey mi yani?
Bir tarafta ligin ikinci yarısında şampiyonluk yolundaki iki ayrı rakibinin oynadığı birçok takıma teşvik göndermesi yanında, kendi rakiplerini ile de şike anlaşması yaptığı iddia edilen bir kurum var. Diğer tarafta ise topladığı 82 puanın tamamı helal olan Türk futbolunun yüz akı bir değer. Bu Halk Kahramanı'nı "Kazanmak için her şey mübah" diyen zihniyetle bir tutmaya kalkarsanız, bunun vebali büyük olur. Teşvike teşebbüs diye sunulan teşebbüsü aklından geçirme ya da medya tarafından teşebbüs gibi gösterilen telefon konuşması yapmış olma gibi iddialarla, zaten çalınmış şampiyonluğunu bir kez daha elinden almaya yeltenirseniz, pes vallahi.
Sürekli gündemde tutulan bir "iddianame" sözü var. Federasyon iddianameye bakacakmış.
İddianameyi Sayın Savcı yapar.
Onun eğilimi de her şüphelendiğini dosyaya dahil etmektir, zira mesleğinin dokusu budur.
Asıl resmi Trabzonspor yöneticilerini serbest bırakıp, diğerlerini cezaevine gönderen sayın hakim çizmiştir. Tabloyu görmek isteyen oraya bakar. Kimin ceza alıp kimin almaması gerektiği orada net olarak görülür.

Trabzonspor aklanmıştır

Artık iki kritik nokta var. Biri Nevzat Şakar'ın savcıya vereceği ifade. Diğeri ise Aydınlar ve arkadaşlarının alacağı kanaat kararı. Şakar'ın serbestlik durumu sürerse, Trabzonspor aklanmış demektir. TFF'nin hiçbir ceza verme şansı yoktur. Buna rağmen Trabzonspor'un şampiyonluğunu ve Şampiyonlar Ligi hakkını almaya yeltenmek hiçbir kalıba sığdırılamaz.
Ancak, başka deliller ve ciddi kayıtlar ortaya çıkarsa işin rengi değişir ve Trabzonspor da hak ettiği cezayı alır. Bunun ortası, pazarlığı, eyyamcılığı olmaz, olamaz.

Doğrulara bağlı kalın
Aydınlar'ı buradan uyarıyorum.
Daha adaylığınızın ilk gününden "Başka aday çıkması futbolumuza zarar verir" diyerek demokrasi anlayışınızdaki defoyu ortaya koymuştunuz. Buna bir de haksız ceza, eyyamcılık, kurunun yanında yaşı da yakma gibi şeyleri eklemeye yeltenirseniz hak hukuk anlayışınızda da bir sakatlık olduğu ortaya çıkar.
Gün sadece kulüpler ve onların yöneticileri için değil, sizin ve görev arkadaşlarınızın hakkında da hüküm verme günüdür.
Sadece onlar için değil sizin için de namus günüdür, insan içine çıkacak yüzü olup olmama günüdür. Siz siz olun, pazarlık ortamı yaratmaya çalışanlardan uzak durun, mutlaka ve mutlaka doğruya bağlı kalın. Kısa vadede sıkıntı çekseniz bile, uzun vadede kazanan siz olursunuz. Şenol Güneş bunun en güzel örneği olarak gözünüzün önündedir...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor