Bileğinin hakkı

Her oyun belli kurallar çerçevesinde oynanır. Kendine göre bir statüsü ve inceliği vardır.
Eğer siz sahada bu kural ve inceliklerden uzak olarak oynarsanız başarılarınız ve alacağınız sevindirici sonuçlar; ya rakibin hatalarına ya da şansın size vereceği fırsatlara endeksli olur.
Şimdi Trabzonspor, Kasımpaşa karşısında oynadığı oyunu bir analiz etsin bakalım. Futbol adına hangi kuralı uygulamış veya uygulamaya çalışmış. Oyuncuları kendilerini analiz etsin acaba oynadıkları mevkiinin olması gereken kırmızı çizgileri dediğimiz statülerden hangisini uygulayabilmişler.
Fakat rakip Kasımpaşa'ya baktığımızda futbol adına çok şeyleri gösterdiğini müşahade ettik.
Oyun disiplini yok, görülen kartlardan oyuncu disiplininin de olmadığı ortada. Herkes külhanbeyi olmuş. Nasılsa sanki başsız bir manga. Hakeme itirazda sahadakiler yetmiyor, kulübeden verelim önüne gelen sahaya.
Hani buranın da disiplini ve soğukkanlılığı, o da yok.

Binbir gece masalları
Hatlar arasında bağlantı yok, iletişim zaten yok, oyun da ritim ve düzen yok, sistem üzerine zaten bir şey yok. Üstüne üstlük geçen maçlarda takımını sırtlayan Onur'un bu maçta yediği ilk iki gol ise sanki eski başarılarına sünger çekmiş gibi'gelene geç' dedi. İlk yarı bu şekilde binbir gece masalları okuyarak geçirdik.
Neyse ki ikinci yarıda Janko'nun oyuna girmesi ile oyunda biraz daha ofansif anlamda hareketlilik gördük fakat bu, maçı yönlendirmeye yetersizdi.
Kasımpaşa'nın oynadığı oyunu taktir etmemek mümkün değil.
Tam bir Kasımpaşalı gibi oynayıp Trabzonspor'u kendi sahasında üç golle hak edip yendi ve ikinciliğe bileğinin hakkı ile oturdu.