GittiBa!

Türkiye'den bir Demba Ba geçti… Hem de tüm hışmıyla… "Bizi diskoya götür!" demeye alışmış taraftar topluluğunun ezberini bozup tribünlerden "Ba bizi namaza götür!" tezahüratlarının yükselmesini sağlayan fenomendir Ba… Premier Lig'den kalan enerjisiyle sezona muhteşem başlamıştı… Attığı gollerle Siyah-Beyazlı taraftarın gönül duvarına tatlı gülüşünü asmayı başaran Ba tüm futbolseverlerin sempatisini kazanan ender yıldızlardan biriydi… Sosyal medyada kendisine ulaşan taraftarı cepten arayıp sabah namazına kaldıracak kadar kalender, dünyanın neresinden olursa olsun kendisine ulaşan yardım çağrılarına kulak tıkamayacak kadar humanist, bir çoklarından daha iyi kariyerine ragmen inanılmaz mutevazı bir futbol insanıydı Demba Ba… Adına şarkılar uyarlandı, attığı gollerden sonra kendisiyle birlikte tribündeki Kartal yüreklileri de secdeye götürdü deyim yerindeyse… Gülerdi, gülüşü tatlıydı, ligin başlarındaki performansını son haftalara taşıyabilse bugün onu hiç bir kuvvet Beşiktaş'tan koparamazdı… Olmadı işte… Biz onu, o da bizi sevmiştik… Şimdi Gitti, çok uzaklara, hem de (!) Çin'e… Yolu da, bahtı da açık olsun inşallah… Çok sevdik be abi!..
Unutmadan… Beşiktaş şu sezon şampiyon olaydı Sultanahmet'te onbinlerce taraftar ile birlikte sabah namazı kılacak, şehr-i İstanbul'un unutulmaz resimleri arasına bir yenisini ekleyecekti Demba Ba. Yanarım yanarım ona yanarım…

Van Persie olur!
Demba Ba gittiyse mutlaka bir golcü almalı Beşiktaş, hem de öyle sıradan biri değil, iyi bir golcü olmalı bu… Demba Ba örneği ortada iyi yatırım zarar değil kâr getirir.
Beşiktaş yönetimi cesur ve akıllı olmalı. Van Persie tipinde bir çift gol ayağı bulmalı Kartal, bu yeni sezona iddialı girmenin olmazsa olmaz şartlarındandır. Ba'nın yeri dolmazsa ne tribünler dolar, ne de rakip kaleler!
Benden söylemesi…

Beck işe yarar mı?
Köken Rus, sonrası Alman, harika bir kırma; hem güç, hem disiplin, hem çabukluk bir arada… Yaşı yaşında, aklı başında, boyu posu yerinde, adı Andreas, soyadı Beck, yani adı üzerinde bildiğin BEcK, daha ne olsun… Benim Beck konusundaki yorumum bu ama isterseniz google amcada yazan bilgileri de buraya ekleyip, sağ ayağını iyi kulllanır, geçen sezon şu kadar assist yaptı, maç başına bu kadar ortası var diye onu çok sıkı takip eden bir yazar havası da yaratabilirim… O bilgiler nette var meraklısı oraya baksın, Beck işe yarar mı, yaramaz mı ben size onu nasip olursa çıplak gözle izledikten sonra yazarım, hem de keskin cümlelerle…

Pereira, Emre'yi iste(ye)mezdi
Fenerbahçe Teknik Direktörü Pereira yeni bir takım yaratırken kendisi dışında hiç kimsenin takım üzerinde etkili ve de yetkili olmasını istemiyor anlaşılan. Bu nedenle deniz dibini temizledi, yosun tutmuş tüm taşları dışarı attı. Artık ayakları kesilmeden kumlar üzerinde yürüyebilir.
Pereira son olarak Emre'yle de çalışmayacağı raporunu vermiş İtalyan menajer Terraneo'ya… Dedim ya, saha içinde diğerlerine baskı kurabilecek eski liderleri kesinilikle istemiyor Pereira… Pek haksız da sayılmaz.
Güçlü karakterler, lider oyuncular yeni gelenleri etki altına alır ya da almaya çalışır. Emre de güçlü bir karakter, Pereira'nın onu istememesi normal…

Podolski G.Saray'a yakışır da!
Galatasaray geçen sezon şampiyon olduysa bunda sol öndeki Yasin'in büyük payı var… Şimdi bakıyorum bunca eksik dururken Galatasaray öncelikle sol önde oynayan Podolski'nin peşine düşmüş durumda… Yılların "solcusu"
Podolski, "sağcı mı" oldu, Polonya asıllı Alman gelirse Yasin mi sağ kanatta oynayacak bunu gerçekten merak ediyorum… Hayır bu konuda bir tek analiz de okumuş değilim, Hamza hoca ne düşünüyor, Podolski'li Galatasaray nasıl bir taktik anlayışıyla sahaya dizilecek bu sorulara cevap arayan da yok… Neyse, bir bildikleri vardır her halde!..

Demirkol!
Galatasaray'ın kadınları Moskova'da Fenerbahçe karşısında tarih yazarken o başarının mimarlarından biri de şubeden sorumlu yönetici Necati Demirkol'du… Aynı Demirkol şimdilerde TJK Genel Sekreteri… Önceki gün Gazi Koşusu heyecanı yaşarken görmeliydiniz Demirkol'u… Bir saniye yerinde durmadı, kah kupa verdi, kah kupa aldı, şeref tribünündeki tüm konuklarla neredeyse tek başına ilgilendi. Ne yoruldu, ne oturup soluklandı. Galatasaray nasıl Avrupa şampiyonu olmuş bunu şimdi
daha net anladım…

Erman hoca dönek görmemiş!
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimlerinde Can Çobanoğlu, Haluk Ulusoy'la yola çıkıp son anda Yıldırım Demirören'in safına geçince Erman Toroğlu, tüm yüreğiyle manşeti atmış; böyle döneklik görmedim! Hoca kızınca abartmış belli ki; yoksa bu futbol aleminde bolca dönek olduğunu hoca bizden iyi bilir…