Aykut Hoca Fener'i taşır da ya Fener Aykut Hoca'yı?

Bu başlığın cevabını ilerleyen günlerde bulacaksınız... Ama gelin, bu başlığın cevabını almaya götürecek verileri, Fenerbahçe'nin dertlerini, Fenerbahçe'nin geçen sene neleri yapamadığını, her zamanki gibi, tüm Türkiye Ligi maçlarının görüntülü analizinden çıkardığım sonuçlara göre anlatayım.
Bu sonuçlar Kubilay Analiz Ekibi'nin maçların tümünü analiz etmesinden sonra çıkarılmış sonuçlardır ve bir yazı dizisi halinde, zaman zaman Avrupa liglerinden yaptığımız analizlerle de karşılaştırılarak sizlere sunulacaktır. İşte 1. gün analizimiz:

FENERBAHÇE TEK BİR ENDİREK SERBEST VURUŞ GOLÜ ATAMADI
Geçen sene İngiltere'de gollerin % 42'si ölü toplardan oldu. Bu oran dünya kupalarında % 25'tir.
Yani her 4 golün, en az bir tanesi duran toptan olur.
Fenerbahçe'nin, Daum'un ilk geldiği yıl bu oranı % 33 idi.
Ya bu sene ne oldu?..
Kornerden iyi sayılacak bir oranda, % 7'lik oranı ile 9 gol attı Fenerbahçe.
Buraya kadar durum iyi.
Ama ceza sahasına yakın bölgelerden kazandığı serbest vuruşları ceza alanına ortalamayı takiben, bir pozisyondaki yarım yamalak girişim hariç, ne kafa ne de ayak ile ikinci vuruş yaparak gol atamadı.
Ne var bunda mı dediniz? Şu bilgiyi de verelim o zaman: Bu şekilde gol atamamış iki takım daha var Turkcell Süper Lig'de. Biri Ankaraspor, zaten hiç oynamadı. Diğeri Denizlispor, o da küme düştü.
Hâlâ mı "Ne var bunda' diyorsunuz. Devam edelim o zaman...
Fenerbahçe'nin dev rakipleri Trabzonspor, Beşiktaş ve Galatasaray 5'er, 6 şar gol attılar bu şekilde.
Gene mi ikna olmadınız?
Sanırım, bu son bilgi darbesi, şampiyonluğun neden son maça kalıp kaçtığı konusunda yeterince çarpıcı olacak:
Fenerbahçe'nin hiç gol atamadığı endirekt serbest vuruştan, Bursaspor tam 9 gol kaydetti!
Peki, Fenerbahçe teknik yönetiminin bu durumdan haberi var mı dersiniz?
Aykut hocayı bir kenara koyarım. Ama eminim Daum'un hiçbir şeyden haberi olmadığı gibi bundan da haberi yoktu.
Benim işim bu; futbolun içinde, aslında sonucu çok etkileyen ve asıl hesaba katılması gerekenleri bulmak.
Salya sümük, altında hiçbir veri olmadan, sadece rakibi, hakemi, federasyonu suçlayan yazılar yerine, kimsenin fark edemediklerini yazmak.
Uzun süredir yazmıyordum. Çünkü araştırma ve analiz olmadan asla yazmayacağıma dair size söz vermiştim.
Bu sene doktorluğum ile ilgili programlarda çok yer aldığım ve muayenehane yaşantımın yoğunluğu nedeni ile fazla araştırmayınca yazamamıştım.
Ama şimdi bu gözlemlerin dolduğu yazılarım başlıyor. Umarım herkes kendine çıkaracak bir ders bulur bu yazılardan.


* * *
AVRUPA SPOR MEDYASI DAHA ÇOK BALON TRANSFER HABERİ YAPIYOR
Gazetecilik eğitimi almadım. Ama Şansal Büyüka terbiyesi ile yetiştiğim için haberi yayınlamadan önce, doğruluğunu ve kaynaklar?n? araştırmanın önemini iyi bilirim. Ayrıca İç Hastalıkları Uzmanı doktor olarak kesin kan?tlar? olmayan bilgiyi sunmanın ne kadar sakıncalı olduğunu da iyi bilen bir bilim adamıyım. Zaman zaman transfer dedikodular? bana da sorulmakta, neden bu kadar çok transfer yazıldığı ve doğru çıkmadığında neden özür dilenmediği merak edilmekte. Bu konuda ben de şunu gördüm. Futbol dünyasında transfer döneminde herkes bir yerlere koşturuyor, yüzlerce görüşme yap?l?yor, elbette bunlardan çok azı sonuçlandırılıyor. İşte gazeteler de bu görüşmeleri size aktarıyor. Tabii ki bunlardan çok azı sonuçlandığı için, "20 tane transfer yaz?ld?. Ama sadece 1 tanesi tuttu'' sonucu çıkıyor. Peki bunu sadece Türk spor medyasına mal etmek, "Balon transfer haberlerini sadece bizim medya yapıyor" gibi göstermek doğru mu? Bunu da sizin için araştırdım. Aşağıda Fenerbahçe ile ilgili yabancı basındaki önemli gazetelerde son bir yıl içinde çıkan toplam transfer haberi ve bunların doğru çıkma oranlarını veriyorum. Rakamlara dikkat edin. Avrupa'nın önemli gazetelerinde Fenerbahçe'nin transferi ile ilgili yapılan 56 haberden sadece tanesi yani nerede ise ancak % 10'u do?ru çıkmış. Bu dehşet bir rakam. Avrupalı gazeteler, Fenerbahçe ile ilgili yazdıkları her 10 haberin 9'unda do?ruyu bulamam??. Onlara da hak veriyorum, bizim gazetelere de... Bu yüzden transfer görüşmelerini dikkatle izleyen gazetecilerin, zaman zaman abartsalar da transferler konusunda yazdıklarını çok da eleştirmeyin.