Neşeli günler

Beşiktaş'ın en önemli sıkıntısının kadro olduğunu bir kez daha gördük. Yedek ağırlıklı bir takım vardı sahada. Mustafa hoca; Erkan Zengin ve Erhan Güven gibi isimleri neden ilk 11'de oynatmadığını gözler önüne serdi. Erhan ve Erkan hem kötü ikili olduklarını hem de Süper Lig'in ağırlığını Beşiktaş forması ile kaldıramayacaklarını gösterdi. Saha içinde gözüme çarpan en büyük değişim, daha doğrusu gelişim Nihat oldu. Gücünü toplamış, takım içinde gerekli saygıyı kazanmış, paylaşımcı bir Nihat ikinci devrede çok daha etkili olacak. Özellikle serbest vuruşlarda Nihat ile Tello arasındaki rekabet, kazanmak için siyah-beyazlıları bir adım daha öne taşıyacak. Tello'nun da performansı umarım ikinci yarıya kadar devam eder. Çünkü Şilili, özlediğinde iyi oynuyor, sıkıldığında beni de sıkıyor.

Elde yok, ayakta yok!
Vitesse maçında Ferrari'nin yokluğunu çok derinden hisseden Sivok kendi çabaları ile savunmayı toparlamaya çalıştı ama nafile. Kaş'ın, Sivok ile birlikte sıkıntı yaratacağı çok açık. İtalyan oyuncunun geç katılacağını düşünürsek, Denizli hocanın Toraman'dan faydalanması ve ısrarcı olması gerekiyor. Ara transferde takıma Ramazan dışında destek yapmayacağını söyleyen Mustafa hoca, Tabata'yı takıma kazandırırsa en iyi transferi yapmış olur. Ancak listesindeki son oyuncuyu dünya paraya alırsanız, ne kadar istekli olur onu bilmem. Önce akşamki idmanda ilginç bir şey gördüm. Hoca takımı ikiye ayırdı, önce el topu oynattı. Tabata, el topunda bile yoktu sahada. Sonrasında oynanan çift kale maçı anlatmıyorum bile. Elde yok, ayakta yok... Sonuç olarak Beşiktaş'a devre arası sakatları da iyileşirse yaramış olacak. En azından ilk devre istenen formdan çok uzak kalan Nihat, Nobre ve Bobo gibi yıldızlar takımlarına katkı yapacak gibi. Ne var ki; ne Rüştü'den ne Ferrari'den ne de Hakan'dan iyi haberler gelmiyor. Denizli'nin umudunu kestiği, 'askıya devam' kararı aldığı Delgado da yokları oynuyor...