Çaresizseniz, ÇARE SİZSİNİZ!

Yazar güzel söylemiş, "Her seçim, bir çaredir aslında.
Asıl çaresizlik, verdiğin seçimin zehirli meyvesidir" diye.
Yazının başlığı ile ilk cümlesi birbirinin peşi sıra kulüp binasına, Ümraniye Nevzat Demir Tesislerine ve İnönü Stadı'na asılmalı.

Kulüp binasına çünkü; yöneticilerin, kendi yaptıkları tercihlerin zehirli meyvesini yeme konusunda karar vermelerini hızlandırır. Ayrıca 'çare'nin gerçek anlamda kendileri olduğunu da anlatır.
Ümraniye
Nevzat Demir Tesisleri'ne çünkü; burada kalma tercihini yapanların, kendi seçimleri ile kendilerinin çaresi olduğunun hatırlatır ve dert yanmalarını engeller.
İnönü
Stadına da asılmalı çünkü; bu zehirli meyveyi yeme konusunda kimsenin baskısını hissetmeyen, çareyi kendinde bulup, deneyen, zaman zaman evindekilere bile bu zehirli meyveyi yediren taraftar okumalı.
Zehirli meyveler
Gelin, ilk bölümden başlayın.
Yönetici kendi isteği ile hem de bir günde kulüp yöneticisi olup, Türk futbolunu yönlendirebiliyor.
Göreve geldiğinde de bin bir pişmanlık açıklamaları. Eee, bir günde bir şey olmanın keyfini çıkartırken, gerekirse zehirli meyveyi de yiyeceksin.
İkinci bölüm, yöneticilerin belirledikleri kontratları, kulübün ve ülkenin şartlarını bilerek kabul eden futbolcular. Paralarını, forma aşkının üstünde tutmaları değil sorun. Evet artık futbol profesyonel. Ama takımda kalmak için veya transfer olmak için yaptıkları da ortada. O yüzden kendi çareniz sizsiniz.
Olan yine taraftara olur. Ne kendi tercihidir onu zehirleyen ne de çare tam anlamıyla kendisidir.
Ya babası, ya da benim gibi kuzenleridir onu zehirleyen.
Çare mi?
Kocaman ÇARE SİZSİNİZ!