45.5 milyonluk fark

Ligin ilk maçı için kötü bir rakipti Belediye...
Yeni teknik kadro, yeni yönetim yeni sezona iddiasız başlayacağının sinyallerini göreve gelir gelmez vermişti. Yönetim ''haddimizi bileceğiz'', Aybaba ''gençlerle uçacağım'', ''Beşiktaş'ın Sir Alex Ferguson'u olacağım'' söylemleri ile taraftarı hareketlendirmeye çalışmıştı.
Beşiktaş'ta ''feda''nın ''veda''yı getireceği, çalkantılı bir dönemin ardından başlayan yeni sezon öncelikle Türk futboluna bayram havası estirsin. Gelelim maç analizine...
Benim Beşiktaş'ta gördüğüm geçen sezondan iki fark var. 1- Resmen iki forvet, 2- Daha çok koşan bir takım.
Ancak bu iki fark ilk yarıda bir şey getirmedi. Gördük ki duran topların tamamı Fernandes'in olacak bu sezon. 19'luk Hasan Türk de heyecan verici oyunuyla adından söz ettirecek.
Uğur, vasatın üzerine çıkamadı. Neyse ki İsmail var. Beşiktaş adına bir başka sevindirici performans Cenk oldu. Lige iyi başladı.

Ortaya bir maestro şart
İkinci yarıya hızlı başlayan Beşiktaş, hesapta olmayan golü yediğinde hepinizin ''biz bu filmi görmüştük'' dediğini duydum.
Aybaba'nın Kartal'ı golü yedikten sonra bir farkı daha ortaya çıkarttı; o da mücadeleyi bırakmayan bir takım görüntüsüydü.
Geçen sezonlardaki Belediye üstünlüğüne bakarsak, Beşiktaş bana çok da kötü gelmedi.
Olcay, Beşiktaş'a yakışmış. Hilbert kaldığı yerden devam ediyor. En büyük eksiklik, bütün duran topları kullanan Fernandes'in dışında göze hoş gelen, orta sahanın yükünü sırtlayacak bir yönlendiriciydi. Hasan'ın o bölgede biraz deneyime ihtiyacı var. Umut var mı bu Beşiktaş'tan? Mücadele anlamında evet ama skor anlamında hayır.
Göreve gelir gelmez "küçüleceğiz" diyen başkan Fikret Orman, maliyet anlamında takımı % 50 küçülttü.
Geçen sezonun son maçında Trabzonspor ile 1-1 berabere kalan kadronun maliyeti 98.5 milyon €. Bu sezonun ilk maçındaki ilk 11'in maliyeti ise 53 milyon €. Aradaki fark 45 milyon €. Yani neredeyse bir takım...
Başka bir bakış açısı ile geçen sezondan bile % 50 daha güçsüz. Bu tablo kimin neyi feda ettiğini gösteriyor.