Oynamıyorsan oynatma bari

Bir takımda kaleci hariç herkes maça kötü başlar mı? Dün gece Beşiktaş maça öyle başladı.
Ne top bizde kaldı, ne de pas yapabildik. Sanki ev sahibi takım Lizbon ekibiymiş gibi geçti ilk 45 dakika. Takım oyununu onlar oynadı.
Top hep onlarda kaldı.
Takım halinde savunma yapıp takım halinde hücum ettiler. İnanılmaz da kondisyonları vardı. Hiç durmadılar. Haydi oynayamıyorsun bari oynatma değil mi? Ama yok Beşiktaş, rakibin oyununu engellemek yerine bizler gibi izlemeyi tercih edince soyunma odasına 1-0 mağlup gitti. Kadro tercihleri konusunda Şenol hoca şaşırtmadı beni.
Atiba'nın yanına Necip'i monte etmesi, ağır Tosic yerine İsmail'i tercih etmesi doğruydu. Ancak tercih edilen futbolcuların bu kadar seyirci olması çok şaşırtıcıydı. Belli ki Lizbon ekibinin maçın başından itibaren ısırması bizimkileri de şaşırttı.

Ivan Drago-Apollo
İkinci yarıya Necip-Oğuzhan değişikliği ile başladı Kara Kartal.
Ancak ikinci yarının en önemli değişikliği rakibin ilk yarıdaki temposunun olmayışıydı. O neydi yahu. Sanki Ivan Drago ile Apollo arasıdaki fizik fark gibiydi mücadele. Neyseki ikinci yarı maç normale döndü de Beşiktaş Gökhan Töre ile harika bir gol buldu ve skora dengeyi getirdi. İşte bu golden sonra oyunun dengesi tamamen değişti.
Sporting haddini bilerek, Beşiktaş da saldırarak oynadı. Oyuncu değişiklikleri de kazanmak üzerine yapıldı Olimpiyat'ta. Kartal golden sonra kendine geldi. Yüklendi elinden geldiği kadar. Ancak olmadı.
Sorun değil, yenemiyorsan yenilme. Bu kadar kötü başladığın bir maçı berabere de bitirmek önemli.