Sağır kalmak

Fenerbahçe'nin eski menajeri Volkan Ballı, Sabah'tan Deniz Derinsu'ya, 100. yıl şampiyonluğunun sırlarını anlattı. Bitime 4 hafta kala, üst üste Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor'la oynayacakları seri öncesinde, 2-2'lik Denizlispor beraberliği ile başlayan kriz günlerini ve çözüm sürecini takdirle okudum. Ne yapmışlardı o günlerde? Öncelikle "Ben artık bu işi bırakacağım" diye konuşmaya başlayan Aziz başkanı by-pas etmişlerdi. Ali Yıldırım, idarenin yönetim tarafını ele alarak, buradaki paniği bastırmıştı. Kaptan Ümit Özat, tüm takımı bir araya toplamış, özel görüşmeler ve yemekler düzenlemiş, yeniden takım olmalarını, sahaya dayanışma içinde çıkmalarını sağlamıştı. Önder Özen, tecrübesiz Zico'nun depresyonuna son vermişti. Volkan Ballı, tüm taraftar derneklerini organize ediyor, tribünlerin tam destek vermesi ve takıma sinerji yaratması için ayarlamalar yapıyordu. Ve her şeyden önemlisi uzman bir mental kadro, oyuncuların tek tek profilini çıkartarak, onları yeniden oyunun içine katmak için bireysel aksiyonlar tasarlıyordu.

Tren kaçacak
En önemlisi bir Amerikan şirketinin bilinçaltını etkileyen reklamlarından esinlenen sloganlardı. Sonuçta şampiyonluğu yakaladılar. Bu tecrübe şu anda Samandıra'nın çok uzağında. Yeniden organize olmak, yenilenmek adına adım atılmıyor. Tecrübelerin ışığı yerine, duyguların karanlığına yeniden saplanmak, Fenerbahçe gibi bir takımı kendi sahasında, beş maçtır kazanamayan Antalya önünde 1-0'lık skoru korumak için mücadele eder hale getirdi. Şampiyonluğun kaçmasından daha kötüsü, büyüklüğün kaybedilmesi. Fenerbahçe'yi hedefe yeniden yönlendirecek olan bu duygudur. Panik ve kaybetmeme korkusu, yeni başarısızlıkları davet etmekten öteye gitmez. Tecrübeye sağır kalmadan, yaşanmışları yenilemek adına harekete geçilmeli. Tren kaçacak yoksa...