30 Aralık 2010 | Perşembe

Değişim şart!

Aykut Kocaman, ikinci yarı ile birlikte bir seçim yapmak durumunda. Belki de bunu çoktan yaptı ama biz bilmiyoruz, ya da henüz göremiyoruz.
Sezon başındaki sözler ve felsefe ile son haftaların takımı arasında hiçbir benzerlik yok.
İlk yarı boyunca herkesin beklediği değişim işaretini hiç kimse göremedi. Kocaman, kondisyon ile ilgili endişeleri kasım ayından sonrası için tarihlendirmişti ama bu süre içinde d e kimse tatmin olamadı. Koca ilk yarıdan geriye sadece Alex'ten mükemmel seri kaldı.
Tartışılan oyuncu, tartışmasız bir şekilde tüm takımın performansını üstüne aldı. Yine yaptı.
Geriye kalanların ne genç hocanın istediğini verebildiği, ne de kendilerini farklı kılabildiği bir dönemdir bu 17 maç. Dolayısı ile sorunun kaynağı Aykut Kocaman olmaktan çıkıyor ve son dört yılın genel problemi haline geliyor.
Bu oyuncu grubu teknik adamı ve yöneticiyi yönetmekteki maharetini korumakta kararlı. Daha iyisini vermek, daha fazlasını yapmak yerine, daha azıyla; daha çok kazanmanın peşinde.
Su çamurlu olduğu için, yeni ve temiz gelen de girdiği bu havuzda, aynı kirlenmişlik ile kalıyor. Aykut hocayı eleştirdiğimiz nokta da burasıdır.
O, bunları çözmeye talip oldu ve başaracağını açıkladı.
Ama yapmadı, yapamadı. Haklı olduğu noktalar var.
Aziz Yıldırım gibi bir başkan ile çalışıyor.
Ne kadar Samandıra'yı strelize etse de Aziz başkanın her fırsatta varlığını hissettirdiği ortam kaybolmadı.
Öbür taraftan hem değişim yapmak, hem de skor almak zorunda.
Bu nedenle bir geçiş süreci planladı.
Yavaş ama patırtı düzeyi düşük bir dönemle, yeni istikrarın peşine düştü.
Bu plan da tutmadı.
Elindeki kadroda sorumluluk alan oyuncu sayısı o kadar azdı ki, sahadaki saklambaç oynayanlarla devam etmek durumunda kaldı.
Eğer, ikinci yarıda da bu politikayla devam edecekse, geçmişteki sıkıntılar kaybolmaz, tekrarlanarak her maçta önüne gelir, kendi deyimiyle Fenerbahçe; Mehter takımı gibi iki ileri-bir geri devam eder. Bu noktada artık maliyet hesabı yapmak, "Sonra ne derler?" diye düşünerek hareket etmek, Aykut hocayı da kendisi olmaktan çıkarabilir.
Çünkü Fenerbahçe'de artık 'birden fazla doğru' kalmadı.
Takımın karakteri değişmek zorunda. Bunun da tek yolu var. Radikal düşünecek ve davranacak.

TRANSFER GEREKLİ
Fenerbahçe yönetimi transfere çok sıcak bakmıyor. Hatta bazıları Aykut Kocaman'ın geçen sene devre arasında söylediği "Kadromuz yeterli" demecini de gündeme getiriyorlar.
Ama bu takımın; direkt başkanın kendi açıklaması olan değişim ve gelişim sürecini tamamlayabilmesi için transfer şart. Kocaman, sol bek ve orta saha gerekli dedi. Bu oyuncuların ilk 11'e alınması gibi bir de zorunluluk var. Ortam iyi oyuncuya gitmeyi gerektiriyor. Bu da para demek. Fenerbahçe'nin finansal olarak çok iyi durumda olmadığını duyuyoruz.
Borçlarını ancak döndürebiliyorlar. Yeni bir transfer için kaynak yaratma zorluğu, bazı fikirleri frenleyebilir.
Ama Aziz başkan gerekirse yönetim içinde finansman sağlamalı. Yani herkesin elini cebine atmasını isteyerek bu zorluğu aşmalı.
Taraftarın tereddütlerini ve umutsuzluğunu giderecek tek yol, sahaya çıkacak takımın 'takır-takır' oynamasıdır.
Üç gün arayla iki farklı maç oynayan, istediklerinde koşup, paşa gönülleri istemediğinde pas bile istemeyen bu oyuncu grubuna nasıl yeniden güvenecek bilmiyorum. Eğer bunu düşünüyorsa, hâlâ 'normal oyunlarını oynasınlar' diyerek, kendi gözlerini de kapatıyorsa, yine 'çooook' yanılıyor demektir.

ŞAMPİYONLUK SINIRI
Sezon başlarken şampiyon olacak takımın 70-75 puan toplaması gerektiğine inanıyorduk. Ligin kendi içindeki rekabeti ve istikrarsızlığı nedeniyle bu noktaya erişecek takımlar yarışın içinde kalacaktı.
Trabzonspor 42 puan topladı ilk 17 maçta. Aynı performansı koruduğunu düşündüğümüzde rakam 84'e geliyor. Tahminlerimizin 10-15 fazlası yani. Bu hesap önümüze iki olasılığı getiriyor.
Ya Trabzonsporuçup gidecek, bitime beş hafta kala şampiyonluğunu ilan edecek, ya da ikinci yarıda en az dokuz puan daha fazla kaybedecek ama yine şampiyonluk barajında kalacak.
İkinci yarıda rekabeti sıcak tutmak, Trabzonspor'un değil, diğer takımların problemidir yani. Lider, avantajını değerlendirecektir.
Puan kaybetme hakkını da elbette kullanacak ama iddiasını hep sıcak tutmayı başaracak.
Artık Şampiyonlar Ligi kamburundan kurtulan Bursaspor'un daha çok konsantre olacağı, Fenerbahçe ve Beşiktaş'ın da kayıpsız haftalar yaşamak zorunda olduğu bir süreç başlıyor. Yani her şey çok güzel olacak!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor