06 Ocak 2011 | Perşembe

Liman kalmadı

Aziz Yıldırım, Fenerbahçe taraftarına farklı bir mesaj verdi. Bugüne kadar performanstan doğan problemleri kendisi hallederdi. Samandıra'ya veya soyunma odasına gider, oyuncularına gerekli gördüğü şekilde hitap ederdi.
Şimdi diyor ki: "Biz bu kadar uğraşıyoruz ama sahada olanlara hesap sormak yerine, bize tepki gösteriyorsunuz." Mesaj bir: Ey taraftar, sonuçtan ve oyundan memnun değilsen, bana değil sahadakine bağır!
Ekliyor başkan: "Bu oyuncular eğer hangi takımda olduklarının farkına varamaz, kendilerine karşı beklentilerimizi karşılamazlarsa, sezon sonu gereği yapılır."
Mesaj iki: Ey futbolcular; ne yaptığınızı, nasıl yaşadığınızı, nasıl çalıştığınızı çok iyi biliyorum. Memnun da değiliz. Böyle devam ederseniz, sezon sonunda sonuçlarına katlanırsınız. Burası büyükbir kulüp, kimseye muhtaç değil… Birinci mesajı sonra açacağım. İkincisi konusunda sonuna kadar kendisine katıldığımı belirteyim. Keşke bunları söylerken Aykut Kocaman ile devam etme kararının temelinde de bu fikrinin olduğunu belirtseydi.
Çünkü geçen sene son sekiz hafta, sandalyeyi Samandıra'ya koyup, "Bundan sonra ben buradayım" demesinin sebebi de bu şikayetlerdi.
Birçok yorumcu ve taraftar, oyuncularla olan ilişkileri nedeniyle Aykut hocadan şikayetçi. Bu noktada Alex de ön plana çıktı.
Ama genç teknik adamın Alex ile olan sorunu taktikseldi, idari değil.
Ondan daha fazla çalışmasını ve koşmasını istiyordu. Daha fazla sorumluluk almasını, saha dışında da kaptanlık yapmasını bekliyordu.
Ama diğerleri futboldan kopmuşlar, sadece daha az çalışarak, daha fazla para kazanmanın peşine düşmüşlerdi. Roberto Carlos, ardından Deivid, peşi sıra Colin Kazım ve şimdi de Andre Santos. Cristian Baroni ile problemli bir süreç, didişmeli günler ve ardından samimi bir konuşma ile birlikte performansın yukarıya dönen ibresi.
Alex'in son altı haftasına bakın. Altı yıldır görmediğimiz kadar istekli ve istikrarlı oynadı kaptan.
Şimdi birlikte hareket edecek, birlikte kazanacaklarını anlayacak bir grup olacaklar. Bunu bozanın aralarında kalamayacağını bilecekler.
Başkanın bu açıklaması, arasının çok iyi olmadığını bildiğimiz Aykut Kocaman'a yapılan en büyük desteklerden biridir aslında. İşini iyi yapmayan için, ne evine gidip dert yanacağı cankurtaran simidi var
artık, ne de kurtarma sandalında yer.

* * *
İPLERİN SAHİBİ DEĞİŞİYOR
Futbol Federasyonu liglerdeki tüm kulüpleri kapsayacak, detaylı bir mali denetim peşinde. Başkanların seçtirdiği denetleme kurullarının onayladığı bilançolar tatmin edici bulunmadığı için, bundan sonra kulüplerin muhasebesinde kendilerinin görevlendirdikleri dışında mali uzmanlar olacak.
Bu karar çok önemli. Çünkü istedikleri gibi borçlanan, geleceğe ait gelirleri temlik altına sokan, harcanan paraları sağlıklı bir fatura zincirine bağlayamayan, kendi profesyonellerine milyonlarca lira borcu olabilen kulüplerimiz ve başkanlarımız var.
Bu sistem, kulüp yönetenlerin ve başkanların büyük bölümünün arkasından kötü konuşulmasını da engelleyecek.
İşini kötü yapan varsa da ortaya çıkartacak. Rakamların çok büyüdüğü bir ortamda, kendi işinde yönettiğinin çok üstünde bir parayı, hiç hesap vermeden harcama

* * *
KAZIM'IN 3. ŞANSI!
Colin Kazım'ın, Galatasaray'a gitmesi, "ikinci şans" olarak yorumlanıyor.
Yanlış; üçüncü şansıdır.
Çünkü ikincisini Aykut Kocamanbu sene kendisine verdi.
Yaptığı ve yarattığı olaylara rağmen Fransa'dan dönüşünü onayladı.
Kadroda kendisine yer açtı. İlk on birde oynattı.
Sonrası... Eski Kazım, eskisi gibi kaldı.
Şimdi Galatasaray'da şansını deneyecek.
Yine eskisi gibi kalırsa, 3.5 senelik kontratı bulunan bir hayal kırıklığı olacak. Değişir mi? Arkadaşlığın problem olduğu, durumun pek parlak olmadığı bir takımda destek ve özel ilgi görmesi gerekiyor.
Bunları görse bile profesyonelce yaşaması ve düşünmesi gerekiyor.
Bunları başardığında temposunu yükseltmesi, top rakipteyken de takımı düşünmesi gerekiyor.
Peki sizce Kazım değişir mi?

* * *
MÜTHİŞ İKİLİ
Cemil Turan ve Şenol Çorlu ikilisinin, yıllardır olan birliktelikleri, A takıma dört futbolcu verilmesi ile sonunda beklenen ürünü verdi. İki oyuncu (Okan-Gökay) ilk onbir oyuncusu olmayı da başardı. Hasan ile Berk de ilk fırsatı değerlendirecek kalitedeler. Recep Niyaz, milli takımların gözbebeğiydi. Şimdi Antalya kampına götürüleceğini öğrendim. Bu tecrübeyi yaşaması, hem karakterini çabuk geliştirmesini sağlayacak, belki de büyük bir sıçrama yapmasına neden olacak. Çünkü henüz 16 yaşında. Alex ve Emre gibi önemli orta sahaların arasında kendisine yeni bir ufuk yaratabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor