17 Eylül 2011 | Cumartesi

Ve direnç ve sevda ve Alex de Souza

Dün gecenin kitabında Fenerbahçe direnişi vardı. Galibiyet sevdası vardı.
Ama yine Alex de Souza vardı.
Takımını, başkalarının yazdığı kadere mahkum ettirmeye itiraz edip, takımının kaderini yeniden yazan adam.
Bir adam bir takımın karşısında neymiş Yıllardır gördük, yine göreceğiz.

* * *
Fenerbahçe adına yüksek tempolu ve hareketli bir başlangıç. Maçın başında öne geçmeleri için iki net pozisyon da mevcut.
Ama Semih ve Mehmet Topuz iki telaşlı siluet… Fenerbahçe'nin fantezi yapacak hali yok zaten. "Vurup kaçacak" diye düşündüm.
Ama son vuruş eksikliğini de not olarak düştüm.

* * *
İlk yarıda iki takımın dizilişi ve oyun anlayışı aynı.
Birbirlerine orta alanda rahat top yapma imkanı sunmaları bile.
Sadece Fenerbahçe'nin ağır adımlarla hücuma katılmasının aksine, Gaziantep'in çıkış hızı farklıydı.
Bu hızı dengeleyecek adamın kulübede olmasına şaşırmadım. Bakınız: Stoch… Bu adamın geçen sezon bu zamanlar da, kulübede unutulmuş adamlar listesinde 1 numaraydı. Aykut Kocaman'ın gülmeyen yüzüne baktım, acı acı güldüm.

* * *
Gaziantepspor'un dengeyi kurmasından sonraki dakikalarda, Fenerbahçe'nin kanayan yanına baktım.
Tek tip futbolcu modelleriyle, savunmanın mimarisi de zayıf geldi.
Düşünce biçimi de.
Özellikle sol kanatta Caner'in topla oynama sevdası tehlike sebebiydi. Bilica ve Yobo'nun da göbekten pozisyon cömertliği başlamıştı. "İki vakte kadar, bunların başını belaya sokması kaçınılmaz" dedim.
Gol de hemen geldi zaten. Olcan'ın golünde, savunma hatasından çok, vuruşuna dikkat. Olcan'ın vuruşunda, topla nükleer teması vardı sanki.

* * *
Fenerbahçe'de Semih'le başlamak geçen haftadan kalan en belirgin hatalardan biriydi ama Aykut Kocaman, geçen sezon başındaki inatlarının bekçisi olmaktan kurtulamamış.
Olmayan adamların yokluğu çok şeyin sebebi olsa da… Kulübedeki adamların varlığı da, çok şeyin sebebi. Bakınız: Bienvenu…

* * *
İkinci yarıda da Fenerbahçe'nin baş oyuncusu Alex. Semih, Bienvenu değişikliğinin rakip savunmanın arkasına sızan Fenerbahçe gerçeğinin olumlu yansıması. Bienvenu hareket halindeki gerçek bir forvet. Uğur Boral'ın da uzun süredir ilk kez forma giymesine karşılık, olumlu yanlarının öne çıktığını işaret edelim. Ziegler'i tırnak içine alalım. Fenerbahçe'nin üçüncü golündeki tüm kareleri birleştirdiğimiz zaman, pozisyonun hazırlanış ve vuruş biçimine şapka çıkartalım.
Dün geceki Fenerbahçe dirençliydi, kötü oynadığı varsayılan pozisyonlarda bile mücadeleyi bırakmadı.
Dün geceki Fenerbahçe sevdalıydı, kazanmayı iliklerine kadar istedi.
Bunun adı kazanmak sanatıdır.
Bunun adı yalnızlığın güçlü duygusuyla, yarınsızlığı kovmaktır.


* * *
Görünen o ki…
Kırılgan ruhlarıyla böyle bir galibiyeti başaranlar.
Onarıldıktan sonra, çok şeyi başarırlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor