Tıraş!

Saçlarımı kestiriyordum pazartesi sabahı. "Umut çok önemli" dedi yaşlı berber.
Kulüp sevgisini gerçeklerle sınamış bir Fenerbahçe taraftarı. "İtiraf ediyorum, bu sezon ilk kez gönül rahatlığıyla Fenerbahçe maçı izledim ve umutlandım." "Bunun arkası gelir mi?" diye sordum da, "kendi gücüne geç kalmış bir takımın, başka yolu yok" diye karşılık verdi.
Çırak da Fenerbahçeliydi, bir gerçeği işaret itti. "Fenerbahçe ne zaman galip gelse, galibiyeti küçümsemek için rakipler kötüleniyor." "Bu kokuya alıştık" dedi usta. "Tek davası Fenerbahçe olmuş bir şehirden farklı galibiyetle, başı dik çıkmak kolay iş mi?"

***

Haftanın en çok tartışılan görüntüsü, Trabzonlu Adrian'ın vuruşunun Egemen tarafından çıkarılışıydı. "Gol müydü?" diye sordu. "Ne desem boş. Ama Lig TV pierosu gol kararı veriyorsa, karara saygı duyalım" diyerek meseleyi noktaladım.

***

Galatasaraylı bir berber daha vardı dükkanda. "Kesin tıraşı" dedi, "Drogba'ya bakın."
Fenerbahçeli berber benden önce konuya girdi. "Drogba için kimse bir şey diyemez. Ama şifresi en kolay çözülecek takım pozisyonuna şimdi Galatasaray girdi" dedi ve devam etti. "Galatasaray'ın futbolu değil Drogba konuşuluyorsa, ortada takım ruhu değil, bireysel güç var demektir. O takım sallantıdadır."
Yoruma bayıldım.
Gelecek haftalar Drogba'nın remix'ini mi sunacak? Yoksa Drogba'yı ilahlaştırmanın ondan neler aldığını mı göreceğiz.
Beklemek gerek.

***

Asıl mesele için beklemedim.
Galatasaray-Akhisar maçında, Riera'nın yerde yatan rakibinin üzerine bastığı sahneye döndüm.
O görüntüde insanlık tutukluydu. Adaletin kullanım tarihi geçmişti. Özgür olan acımasızlığın ruhuydu.
Herkes o pozisyonda Riera'nın atılması gerektiğini söyledi. "Yetmez" dedim.
Riera'nın, yerde yatan bir insanın üzerine basmasına da, arkasında duranlara da yazıklar olsun diye haykırdım.
O sırada kesilen saçlar yere dökülürken, Fatih Terim'in hafta içindeki sözlerini aynaya yapıştırdım. "Biz adam yetiştireceğiz!"
Riera'nın yerde yatan rakibinin üzerine basıp geçerken yüzünün aldığı şeklin, Fatih Terim'in duvarına poster yapılmasını önerdim.
Futbol ve insanlık kardeşse, yerde yatan bir insanın üzerine basmanın tek satırlık tepkisi yoksa... "Riera'yı alkışlamak adamlığın yedek parçası sayılsın" diye not düştüm.

***

Böyle konularda kendimi kaybettiğimi bildikleri içindir ki, hemen bir kahve söylediler bana. "Yoo" dedim, "kahveyle sakinleşecek kadar ucuz bir mesele değil bu."
O pozisyonda Halis Özkahya gibilerini nasıl yok sayacağız?
Sormayacak mıyız? "Futbolcular rakiplerini çiğnerken, siz sakız mı çiğniyorsunuz? Hakemliğin çiğnenen onuru için, hangi sakız markasını tercih ediyorsunuz?"
Bu sözleri en çok berber çırağı alkışladı.
Yunus Yıldırım'ın Orduspor maçında Büyükşehir'i katlettiği konusunda hemfikir olduk.
Ona da bir çift sözüm vardı. "Maçtan sonra aynanın karşısına geçseniz, kendinize kaç kırmızı kart gösterirdiniz?"

***

Berber dükkanından çıkarken, yerdeki saçlara baktım da.
Saçlarımız kadar, suçlarımızı kestirdiğimiz bir yer de olmalıydı
belki!