11 Kasım 2013 | Pazartesi

Hipnoz

Dün gece galibiyet terbiyesi ve dayanışma gücü Fenerbahçe'deydi.
Sadakat Fenerbahçe'deydi.
Bu statta Galatasaray maçlarını kazanmak üzerine eğitim almış bir takımda, zihinsel konsantrasyon da tamdı.
Kendine güven takımın can suyuydu da, Galatasaray'ı bu statta yenmek bu takımın klasik huyuydu zaten.
Bunun adına"geleneksel uygulama" dersek, Fenerbahçe'deki varoluş kapasitesiyle, Galatasaray'ın yokoluş nedenleri arasındaki gerçeği net biçimde ifade etmiş oluruz.
Rakibi hipnoz etmek gibi.

***

İlk yarıda Fenerbahçe'de uzun top tutkusu vardı.
Bu da savunmayı önde kuran Galatasaray'ı az adamla yakalamak üzerine taktik anlayıştı ama orta alandan destek bulamayan Sow ve Webo'nun"pozisyon almakta" zorlandığı bir ilk yarı izledik.
Buna rağmen sahanın hakimi Fenerbahçe'ydi.

***

Mücadele ruhunun ve arkadaşlık bağlarının, teknik varyasyonların önüne geçtiği ikinci yarıda, sahanın lideri yine Fenerbahçe'ydi.
Yenilmekle ve kendini yenilemek arasında sıkışan Galatasaray. Topu daha çok sahip olmakla, hiç olmak arasında boş gezinti.
Ve ikinci golle, gecenin kaderinin yazılması.
Emre'nin sükunetine, Caner'in zekasına, Egemen ve Bruno Alves'in mücadele ruhuna ve Mehmet Topal'ın sadeliğine bayıldım ama tüm futbolcuların hakkını vermek gerek.
Maçta sonra Fenerbahçe takımına baktım.
Böylesine görkemli bir fotoğrafın içine girmeyi hak edecek yürek onlarda fazlasıyla vardı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Etiketler :

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI

TÜM YAZILARI
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor