Kral ve kral!

"Değişim" veya "Dönüşüm" birey, kurum ve toplumlar açısından yaşanabilecek en sancılı ve zorlu süreçler anlamına gelir.
Zaten değişimi dillendirmesinden beri ikide bir "Aykut Kocaman çok zor işe soyundu" dememin nedeni de budur.
Ama herhalde soyunduğu işin zorluk derecesini, yapmak istediği devrimin önündeki engelleri sayın Kocaman da hesaba katmıştır.
Keza, Fenerbahçe'nin her sezon şampiyonluğa oynadığını ve değişimin "Ha" demekle olamayacağını da. Zaten Güiza, Deniz, Önder, Deivid, Volkan Babacan'ın gönderilmesi ve buna karşılık Avrupa futbol piyasasında hatırı sayılır yeri olan Niang, Dia, Stoch, Yobo ve Caner'in transfer edilmesi de bu algımı kuvvetlendiriyor.
İyi de şampiyonluk mücadelesi (teknik direktörün iradesiyle oluşturulan) bu kadroyla verileceğine göre, olabildiğince duyarlı davranmak, mevcut kadronun moral motivasyonunu yükseklerde tutmak ve her tavır ve tercihle takım ruhunu kuvvetlendirmek gerekmez mi?

Beşiktaş'ı yeneceklerdir
Oysa bu hassasiyetin yeterince gösterilmediğine tanık olduk geride bıraktığımız zaman diliminde. Misal, Aykut Kocaman da (değişim adına) medya ve camia gibi belli konularda aceleci davrandı.
Bu da Alex dahil, kadrodaki futbolcuların büyük bölümüne inkar kostümü giydirdi, böylece teknik heyet-futbolcu bütünleşmesini öteledi. İstek, hırs, uyum, inanç, motivasyon yerlerde süründü.Milli takımlarındaki "Ateş parçası" futbolcular bile Fenerbahçe'de "Süngüsüz Asker"e döndü.
Derken geldi çattı işte derbi. İnancım odur ki, Fenerbahçe hem bu olumsuz görüntüsünü değiştirecek hem de yarınki Beşiktaş maçını kazanacak kaliteye sahiptir.
Yeter ki iki kral Aykut Kocaman ve Alex yetenek, birikim ve karakterlerine denk düşeni yapsınlar, sorumluluklarına uygun olan bir hassasiyet sergilesinler maç öncesi ve maç oynandığında.
O takdirde kendisine, arkadaşına ve teknik heyetine güvenen bir futbolcu grubu ortaya çıkacak ki, en büyük eksiği budur şu anda sarı lacivertlilerin.