22 Eylül 2010 | Çarşamba

Beşiktaş'ı çözmüş

_Merakla beklenen derbi beraberlikle sona erdi. Beşiktaş iyi başladı, Hakan'ın yaptığı hatanın ardından maç döndü ama finali yine Beşiktaş yaptı. Maçla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Ben derbinin kendisinden çok Türk spor medyasının konuşulmasından yanayım. Maçı televizyondan izledim, ertesi gün ve takip eden günlerde hayretler içinde okudum gazeteleri. Hemen hemen hepsi ittifak ediyor; Fenerbahçe ilk yarıyı 5-0 bitirebilirdi. O zaman Aykut Kocaman ve Fenerbahçe hakkında bu eleştiriler yapılır mıydı? Benim kafamdaki soru bu! Şimdi maçın 1-1 bitmesinin ardından Aykut Kocaman'ın yanlışları sıralanıyor. İlk yarı 5-0 bitmediyse bunun sorumlusu Aykut mu? Beşiktaş kurtarmadı golleri, Fenerbahçeliler atamadı. Hem de Fenerbahçe'nin en iyi adamları atamadı. O yüzden 5-0 bitmedi maç! Yine ittifak edilen bir şey var; şu anda Türkiye'nin en iyi takımı Beşiktaş... Türkiye'nin en iyi takımına karşı maçı bu hale getiren kişinin Aykut Kocaman olduğu unutuldu. Ama skor 5-0 olsaydı; bugün hâlâ biz Aykut Kocaman güzellemelerini arka arkaya okuyor olacaktık. Aykut ile eleştirilerde katıldığım noktalar da var. Ama ilk devrede atılan gollerle 5-0 bitseydi maç, Galatasaray'a karşı alınan 6-0'lık skor gibi tarihi bir sonuçla sona erseydi, bugünkü eleştirilerin hangisi gündeme getirilirdi. Beşiktaş zaaflarının ne olduğunu CSKA Sofya karşısında gösterdi. Aykut bu maçı en iyi okuyanlardanbir tanesi... '5-0' biter dediğimiz 45 dakikaya baktığımız zaman futbolun güzellikleriyle ilgili 10 hareket varsa 8'ini Beşiktaşlılar yapıyor. "Futbolu Beşiktaşlılar oynuyor" denilebilir. Ama gol pozisyonuna giren taraf Fenerbahçe! Niye? Çünkü Beşiktaş'ın zaaflarını çok iyi görmüş Aykut... Top neredeyse zaman zaman yüzde 75 Beşiktaş'taydı ama Fener'in bulduğu her atak gol pozisyonuydu. Bir teknik direktörden daha ne beklersin!.. İkinci yarı başlarken Fenerbahçe'nin eleştirilebilecek tek yanı; Emre'nin oyundan alınması. Ama maçı anlatan arkadaşlar Emre'nin sakatlığından dolayı oyundan alındığının farkında olmadıkları ve bize aktarmadıkları için biz Aykut'un Emre'yi niye oyundan aldığını anlamadık. Bu bir 'intihar' hamlesi gibi göründü.

BEŞİKTAŞ'I 9 KİŞİ OYNATTILAR
Emre'nin çirkin hareketleri, yanlışları, kendini oyundan attırmak için yaptığı çırpınışlar ayrı ama ilk yarıda Fenerbahçe'nin gerçek lideri de Emre'ydi. En iyi futbolcusuydu. Takımı toparlayan, Beşiktaş'ın akınlarını durduran, Fener akınlarını başlatan isimdi. Muhteşem bir mekanizmanın düğmesiydi adeta... O Emre yoktu sahada... O Emre olmayınca Fenerbahçe'nin oyunu birdenbire sıfırlandı. Sonradan öğreniyoruz ki Emre 'sakatlandığı için' çıkmış ve Aykut Emre'siz aynı oynayamadığını gördüğü zaman da 1-0'ı koruyacak önlemlerin peşine düşmüş. Kendi düşüncesi bu olabilir, pek de haksız bir düşünce de değil. Ne var ki ben bu maçla ilgili bir tane gerçekçi analiz okumadım. Ondan sonra arkadaşlarım bana "Bunların hepsi tabelacı" dediğim için... Yazılar 1-1'e göre yazılmış. Ayrıca hemen hemen tüm gazetelerin verdiği notlara, yazılara bakıyorum; sahanın en iyi adamlarından birisi, belki de birincisi Guti... 'Guti'nin iyi oynadığını' iddia eden herhangi bir meslektaşımla maçı başından sonuna kadar izlemeye hazırım. 'Ne yapmış' Guti bir bakalım!.. Beşiktaş bütün maçı 9 kişi oynadı. Beşiktaş'ı 9 kişi oynatanlar Nihat ve Guti... Nihat zaten formsuz ve kötüydü ama Guti santra yuvarlağından öteye gitmedi. Verdiği paslarda verkaça dahi girmedi. Hani geçen senelerde Emre'nin eleştirdiğim oyunu vardı ya... 'Eli belinde. Santra yuvarlağından ileriye top atmayı marifet zannediyor' diye... Guti sadece bunu yaptı. Beşiktaş'ın uzun süre gol pozisyonuna girmemesinin sebebi Guti'nin ki İspanya'nın en tehlikeli oyuncularından bir tanesi, tehlike bölgesine adım atmamasıydı. Fenerbahçe'nin şut bölgesine 30 metreden yakına gelmedi. Santrada bekliyor. Geriye de ileriye de koşmuyor. Buna verirlerse güzel atıyor. Neden güzel atıyor? Çünkü riskli pas atmayı göze alabiliyor. Bizim futbolculardan ayrılan özelliği bu... Mesela Galatasaray'ın tümünde böyle bir adam yok. Niye Galatasaray geri pasla oynuyor? Çünkü ileriye attığın zaman kaybetme riskin var. Oysa Guti, maçta sayın, 10 toptan 7'sini Fenerlilere attı. Ama kendi arkadaşlarına giden 3 topta gol pozisyonu oluşmasını sağladı. Riskli pas atması güzel ama attığı paslarda isabet oranı yüksek değildi.

ORTADA ELİ BELİNDE BEKLİYOR
Bizim arkadaşlarımız, Guti'nin katiyen koşmadığını, sahanın ortasında durduğunu fark etmemişler. Kaptırdığı, rakibe attığı topları hiç fark etmemişler. Guti'nin attığı 3 güzel pasın tesirinde kalmışlar, berbat bir penaltı atarak Beşiktaş'ın beraberlik şansını da neredeyse yok ediyordu. Bunun da üzerinde hiç durmamışlar. Guti penaltıyı kaçırdı aslında!.. Volkan'ın biraz daha şanslı olması yeterdi. İyi futbolcu ama ben Beşiktaş'ın Fenerbahçe karşısında istenilen oyunu oynamamasının iki sorumlusundan birisinin Guti, diğerinin de Nihat olduğunu düşünüyorum. Sahada olmayan iki adam Beşiktaş'ı frenledi. Alex'in günahı ne!.. Ayrıca Alex çok daha fazla koşuyor Guti'den... Çok daha etkin sahada. Guti etkin sahada yok. Maçı tekrar seyredelim. Sadece Guti'yi seyredelim. Sağ kanatta ya sol kanatta bomboş bir adam var. Onun önüne topu atıyorsa orta sahadaki oyun kurucu, o atağın peşinde gitmesi gerekir. Adam belli çizgiye kadar inecek. Topu geriye kestiği anda gol pozisyonu... Topa en iyi vuran adamlardan birisi kim Beşiktaş'ta; Guti... Ama Guti santrada!.. Adama asist yapacak pası verdiği halde lütfedip o asisti almaya gitmiyor. Yine orada bekliyor. Gole ulaşman için o pası takip edeceksin, bindirme yapacaksın, verkaça gireceksin, tahmin edeceksin... Beşiktaş'ın orta sahada eli belinde bir adama ihtiyacı yok. Hiçbir takımın yok. Futbol artık 11 kişi oynanıyor arkadaş!.. Guti'den iki misli koşan Alex'i eleştirmedik mi? Şimdi bakıyorum; 'Fenerbahçe'nin puan kaybetmesinin sebebi Alex, Beşiktaş'ın puan almasının sebebi Guti!..'

* * *
STANDART GETİRİLMELİ
Federasyonun ciddi bir talimat hazırlaması gerekiyor. Maçın 'tatil edilmesi' kararı hakemin keyfine göre alınmaz

_Hatalı bir gol yedi ama Hakan'ı oynattığı için Schuster'i suçlamak doğru olur mu? "Cenk oynasaydı" şeklinde eleştiriler de okuduk!
Cenk oynasa, hatalı gol yeseydi, 'Beşiktaş'ın as kalecisi Hakan değil mi, neden Hakan oynamadı' diye yazarlardı. Hatta Hakan çıktıktan sonra Cenk hatalı gol yeseydi 'Rüştü gibi tecrübeli bir kaleci nasıl kadroya alınmaz' diye eleştirilirdi. Bizim medyamız, tabela istediği skoru yazmıyorsa kulübeye bakar, tribüne bakar. Orada kim oturuyorsa, onun hesabını sorar. Oynayanın niçin tercih edildiğini düşünmezler!

_Gaziantepspor-Bursaspor karşılaşması 62. dakikada tribünden gelen bir cismin hakemin başını yarması nedeniyle yarıda kaldı. Bu karar ev sahibi ekibin büyük tepkisine neden oldu. Daha önce bu şekilde devam eden maçlar da vardı. Hakem sizce doğru karar mı verdi veya şöyle sorayım; hangi hakemin yaptığı doğru: Devam ettirenin mi, tatil edenin mi?
Türkiye'deki en büyük sorun hakem kararlarında bir standart olmaması... Maçın tatil etme kararı keyfi alınamaz. Şurada Gaziantep'in sıfır puan alması küme düşmesine, seneye Avrupa'da oynamasına engel olabilir. Bursa'nın üç puan alması, Bursa'nın şampiyon olmasına ya da Avrupa kupalarına katılmasını sağlayabilir. O kadar önemli bu üç puan iki takım için. Bu karar keyfi verilmez.

HAKEM İTHAM ALTINDA KALMAZ
Fenerbahçe-Galatasaray maçında hakem yaralanıyor 'devam.' Burada hakem yaralanıyor 'maç tatil!' 'Fenerbahçe-Galatasaray maçında tribünler gayet sakindi. Hiçbir öfke, sinir, gerilim yoktu. Bu talihsiz atılmış bir şişeydi. O fark edildi. O yüzden hakemin de etkileneceği düşünülmedi, yan hakemin kafasına gelen şişeler. O da onun kaza olduğunu biliyordu. Devam kararı çıktı. Doğrudur. Oysa Bursa-Gaziantep maçında bu şişe yan hakemi ve orta hakemi de fena halde etkiledi. Çünkü tribünler gergindi. Maçı Bursa kazanırsa tribünler sahaya inecekti. Hakemlerin hayatı tehlikeye girecekti. Onun için tatil edilmesi normaldir' dersen benim vicdanım rahat olur. Ama öyle mi? Diyemiyoruz. Diyemediğimiz için de bu duruma geliyor bu iş... Maçın ne zaman tatil edileceği konusunda, Türkiye Futbol Federasyonu'nun da çok ciddi bir talimat hazırlaması lazım. Hakem de o zaman

* * *
DAHA 5. DAKİKADA KENDİNİ BELLİ ETTİ
_Hakem Cüneyt Çakır'ın yönetimini nasıl buldunuz?
Çok kötüydü. Faul kararı, şunlar bunlar yoruma bağlı. Hakemin yorumuna saygı duyarsın. Ama ben bir tek şeye saygı duymuyorum. Sana bağırıp çağıran futbolcuya sırtını dönüp gidiyorsan, 'Sen acizsin' demektir. 'Sen futbolcuya teslim olmuşsun' demektir. Bilica ve Emre'nin, Çakır ve yan hakemi bir dövmedikleri kaldı. Maç 'Fener stadında oynanıyor' diye onlara kart yok, İbrahim Üzülmez'e kart var. İbrahim Üzülmez'in itirazı, Bilica ve Emre'nin itirazından çok daha düşük seviyede olduğu halde!.. Bu acz ifadesi!.. Cüneyt Çakır aczini daha 5. dakikada gösterdi. Mustafa (Denizli) hocanın bir lafı var; "Futbolcu cin gibidir" diye. Sahadaki futbolcular daha 5. dakikada Cüneyt Çakır'ın aczini hissettiler. Ondan sonra da Cüneyt Çakır ile oynamaya başladılar. Futbolcu hakem ile oynamaya başladığı zaman hem futbolun kalitesi düşer, hem ortalık gerilir ve tatsız olaylar doğar. Onun için hakem daha 10 dakikada sahadaki tek otoritenin kendisi olduğunu hem tribünlere hem de sahanın içindeki 22 futbolcuya göstermek zorunda ki 'gık' diyemesinler.

* * *
DEVİR DEĞİŞTİ
FIFA, ekran başındaki milyarların güzel futbol izlemesini istiyor. Hakemlere de "Bunun üzerine yorumlarınızı yapın" diyor

_Son dönemde derbiler sert geçiyor, kartlar havada uçuşuyor, tartışmalar yaşanıyor ve maç çığrından çıkıyor. Derbilerin futbol kalitesini nasıl yükselteceğiz?

En başında sahalar kötü. Beşiktaş'ın, Fener'in sahası çok kötü. Bunlar Türkiye'nin 100 senedir en büyük takımları!.. Türkiye'nin en iyi iki stadı da bunlarda!.. Lafa geldiği zaman... Saracoğlu Stadı'nın locasındaki adam orada oturup viskisini içebiliyormuş, çok iyi servis yapılıyormuş!.. Banane!.. Senin futbolcun tarlada oynadıktan sonra locayı 5 yıldızlı yapsan ne olur!.. Önce sahayı yaparsın, ardından çevresini inşa edersin. Bu kadar kötü bir sahada, bu kadar kötü futbol oynanırsa, seyirciden de iyi olmasını bekleyemezsin.

_Futbolcular da pek iyi niyetli değiller!
Futbolcuların bu halde olmasının sebebi hakemler... Hiç... Türkiye'deki hakemlerin kendilerine bağırıp çağıran futbolculara göz yummaları bu hale getirdi işi!.. 30. saniyede kartı çıkarabiliyor mu hakem!.. Hadi bakalım birinci dakikada bir futbolcu itiraz etsin!.. Bu yürekli hakem Türk hakemliğini kurtaracak. Kendisine ya da yan hakeme hareket yapanın 30. saniyede kartını çıkartıp oyuncunun alnına dayayacak. FIFA, kart işareti yapana sarı kart gösterilmesinden vazgeçti. Dünya Kupası'nda da böyle bir kart gösterilmedi. Buna rağmen kart işareti yaparsa futbolcu, sarı kart!.. 'Allah belanı versin' diyor ona bir şey yok. Böyle bir hakemlik yorumu olur mu? FIFA, "Ucuz sarı kartlar çıkarmayın" diyor. Artık öyle düdük çalmadan 'frikiği attı' diye sarı kart yok. Ama oyunu hızlı başlatmak isterken engel oluyorsa sarı kart var. Bizdeki uygulama tam tersi. Düdük çalmadan vurdun ya da düdükten sonra topa vurdun sarı kart. Bunlar yok artık. Bunlar artık yok. Bizimkiler ezberlemişler; 'Vay ben düdük çaldıktan sonra şut attın' sarı kart! 'Vay düdük çalmadan frikik attın' sarı kart! 'Vay kart işareti yaptın' sarı kart!.. Bunlar yok. Oyunun hızını kesmeye sarı kart var. Hakemi seyircinin önünde aşağılamaya sarı kart var şimdi. Futbol oynamamaya yönelik kasta sarı kart var şimdi. Artık sarı kart görmek için adamın ayağını kırman gerekmiyor. Senin daha ikinci hareketinde amacının yıldız futbolcuyu oynatmamak olduğunu hissederse hakem 'tak' diye sarı kartı gösteriyor. Çünkü televizyonun başındaki milyarlar, futbolun marka değerini belirliyor. Tribündeki 30 bin kişi değil. Onlar fanatik. Onlar her maça nasıl olsa gelirler ve onların parasıyla da bir tane adam transfer edemezsin. Geçti o devir. Para şimdi televizyonda... Televizyonun başındaki milyarların güzel futbol izlemesini istiyor FIFA... Hakemlere de 'Bunun üzerine yapın' diyor yorumlarınızı. Bizim hakemler hâlâ çağ dışı!.. Çünkü Merkez Hakem Komitesi, 'FIFA, Dünya Kupası öncesi maça çıkacak hakemleri topladı. Onlara şu şu şu nasihatleri verdi' demiyor bizim hakemlere... Bizim hakemler Dünya Kupası'ndan ders almamış. Hâlâ eski kafadalar. Ben sadece seyirci olarak izliyorum, hakemlik konusunda çok şey öğrendim, bunlar hiçbir şey öğrenmemiş!..


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor