Cemal Özgörkey

Galatasaray Mali Genel Kurulu yaklaşırken, adayların sesi de yükselmeye başladı. Ama ne hikmetse bu seslerin "üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek" olduğunu görüyorum.
50 yıldır takip ettiğim Galatasaray genel kurullarındaki sevgi, saygı ile örf ve adetlerinin kayboluşunu şaşkınlıkla izliyorum.
Geçmişte başkan olacak adayların 3-4 yönetimde görev alması ve kalıcı başarılarının olması gerekirdi. Galatasaray'a zarar vermiş, örf, adetleri çiğnemiş adayların başkan olması asla mümkün değildi.
Bugün adaylığını koyan veya koyacak olanlara bakıyorum, geçmişi nasıl bariz şekilde görüyorum.
Bu da Galatasaray'daki örf ve adetlerin artık yok olduğunu gösteriyor. Şu günlerde ortaya çıkan adaylara bakıyorum.

Polat'ın avukatı değilim
Mesela, Cemal Özgörkey. İsmi güçlü bir firma kadar kuvvetli. Ama Galatasaray'ın örf ve adetlerine ters gelen üç hatası var: 1- Kendisini seçen genel kurulu hiçe sayarak yönetimdeki görevini yarıda bırakıp istifa etti. Doğrusu, mücadelesini orada yapması idi.
2- İstifa ettiği tarihte yönetim çalkantısı had safhadaydı. Böyle günlerde istifası onu, fırsattan faydalanmak isteyen kişi durumuna soktu.
3- Beğenmediği yönetimi düşürmek için imza toplamak ya da imza toplayana "İmza" vermek her üyenin hakkıdır. Sizin toplanan imzaların sayısını gururla söylemeniz birçok üyenin soğuk baktığı bir olaydır. Galatasaray'da teamül, seçilenin acil durumlar hariç görev sonuna kadar o koltukta oturmasıdır.
Bütün bunlar Özgörkey'in başkanlık yolundaki temiz yollarına tepelerden düşüp gelen koca koca kırılması güç kayalardır. Ben Adnan Polat'ın avukatı değilim. Kesinlikle defalarca yazdığım hatalarının olduğunu kabul ediyorum. Benim derdim, Galatasaray'ın örf, adetlerinin yok edilmemesidir.