Levent Tüzemen

Levent Tüzemen

17 Ekim 2011 | Pazartesi

Terim felsefesi

Galatasaray, Bursa'ya takılsaydı futbolun adaleti adına haksız olurdu.
Çünkü ağır zeminde oynamaya çalışan, golü arayan, oyunu çirkinleştirmeyen, mücadeleden kopmayan ve sürekli ayağa pası görerek oynayan hep Galatasaray'dı.
Milli maçlar nedeniyle verilen aradan sonra Galatasaray gibi milli takımlara çok oyuncu veren takımların lige dönüşleri sıkıntılı olur ve ritim bozukluğunun yaşanılması kaçınılmaz olurdu.
İlk yarıda sahayı enine kullanan, zaman zaman göbekten dikine hücumlarla golü arayan Galatasaraylı oyuncular sürekli yağan yağmurun ayakta durmayı zorlaştırdığı kaygan zeminde ayağa yerden pas oynamaktan vazgeçmedi.

YÜREKLERİ KONUŞTU
Bursa'nın kalabalık alan savunmasını açmak zor görünüyordu. Becerisini aklıyla birleştiren Engin, Bursa savunmasının arasında adeta "Görünmez adam" olup Elmander'e akıl golü attırdı. Gol sonrası oyunun kontrolü tamamen Galatasaray'a geçti.
Melo-Engin ikilisi hücum öncesi Selçuk'un katılımıyla pas organizasyonunu başlatıyordu.
Bursaspor sadece kontrayı düşünürken bazı hücum girişimlerini de Galatasaraylı oyuncuların topla çıkarken yaptığı pas hatalarından gerçekleştirdi.
Riera, Eboue ve Kazım hariç Galatasaray'da her oyuncu kötü ve ağır zemine rağmen sahada hep yüreklerini ortaya koyarak oynadı. Terim, felsefesini takıma yerleştirmiş gibi görünüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor