27 Ağustos 2010 | Cuma

Ne denilebilir ki?

Hepsine çok teşekkürler. Bize bu heyecanı yaşatmaları bile güzeldi. Ne denebilir ki? Kura ile birlikte, "oynamadan kaybedenlerden" olmadılar.
Onurlarıyla, gururlandırdılar bizi. Anfield'da, Avni Aker'de. Her iki maçta da verilen mücadele, uzun yıllar alışık olmadığımız türdendi.
Ne denebilir ki?Canları sağolsun. Böyle bir zeminde, böyle bir güce karşı, son anlarda kaybediyorsun.
Dünya seni izliyor, İngiltere, Liverpool, son ana kadar, tıpkı hocaları gibi gergin bekliyor. Ne denebilir ki? Bu korku ve endişeleri bile güzeldi. Eksik geldikleri Trabzon'dan, eksik dönebilirlerdi. 'Eleyebilirdik' diyebiliyoruz şimdi. Şimdilik kafa tutabildik. Gerisini getiremedik. Biliyoruz. Ama 'Onun da zamanı gelecek' diyebiliyoruz.
Az kaldı, hissediyoruz. Ne denebilir ki?

Suçlu kısmetimiz, kaderimiz

Hocaya, oyunculara. Zemine, taraftara, yönetime, kime ne denebilir ki? Biz, finali erken oynadık ve kaybettik. Hepsi bu aslında. Suçlu, kimine göre "talihimizdi" en baştan. Kura çekişimizdi.
Kısmetimiz, kaderimizdi.
Belki de onlar haklı çıktı. Bir dünya devi ile eşleşmek ve son dakikalara kadar kaybetmemek güzeldi. Karadeniz'den açılıp, büyük denizde boğulmak güzeldi. Ne denebilir ki? Heyecanınızı seviyoruz, mücadelenizi seviyoruz.
Şampiyonluk yolunda verdiğiniz o ışığı seviyoruz. "Uluslararası tecrübesizliğinizi" bile seviyoruz.
Ve biz sizin "bir türlü milli olamamanızı" bile seviyoruz. Aslında, işte tam da buna isyan ediyoruz. O kamplara çağırılmayarak kazanamadığınız tecrübelere isyan ediyoruz.
Biz bizi biliyoruz. Sizi çok daha iyi biliyoruz.
Ne denebilir ki? Teşekkürler çocuklar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor