11 Nisan 2016 | Pazartesi

Ben olsaydım...

Öyle bir takım ki Başakşehir, ilk golü yiyen taraf olmayacaksın Başakşehir'den...
Yersen de atmak için büyük saha içi organizasyon becerilerine sahip olman gerekiyor.
Bunu yaparken de arka tarafta açık vermeyeceksin ki fark açılmasın.
Trabzonspor takımı özellikle bu sezonun nadir doğru oyunlarından biriyle maça başladı denilebilir.

*** Alanları bu kadar iyi daraltan, bunu yaparken de rakibini adeta "darlatan, bunaltan" bir takıma karşı yüksek pas yüzdesi ve kanat organizasyonlarıyla; özetle iyi denilebilecek bir oyunla başladı Trabzonspor.
Birkaç şut denemesi de bu organizasyonlara eklenirse fena bir görüntü vermediler lakin golü de bulamadılar...
Bir duran top sonrası Başakşehir takımında Yalçın'ın kafa vuruşuyla golün gelmesi sezon hastalığı erken havlu atılmasını beraberinde getirmedi... *** Trabzonspor golü aramaya, oyununda ısrar etmeye devam etti, bu durum sezonda diriliş adına bir izdi bence...
Özer'in, Erkan'ın kanatlardan, Mehmet Ekici'nin forvet arkası, orta ön taraftan oyunu organize etmesi topun da Trabzonspor'da kalmasında başlıca sebeplerdi.
Ramazan'ın defans arkasında Özer'le topu buluşturması, Özer'in de sert bir pasla topu içeri çevirmesi, yine maçın iyilerinden Akakpo'nun golüyle neticelenen güzel bir organizasyondu. *** İlk bölümde bariz oyuna adaptasyon sorunu yaşamasına rağmen, ikinci bölüme bir o kadar iyi başlayan Ramazan'ın talihsiz sakatlığı tüm oyun planını da bozmuş oldu. Özer'in de çıkmasıyla son bölümde Trabzonspor hakimiyeti tamamen Başakşehir'e bıraktı.
Ben olsaydım: Maça Cardozo ile başlar, iki etkili stoperle onu maç boyu boğuştururdum mesela. Ramazan mecburen çıkıyorsa oraya Özer'i çeker Marin'i oyuna alırdım... Düşünmek için zaman kazanırdım.