Havai fişek!

Mahallenin esnafı toplanıp çıkmış Avrupa Ligi'ne. Vikingur dediğiniz bu. Kaptanları benden göbekli. Belli ki takımın ağabeyi ya da en zengin esnaf. Yoksa futboluyla kaptan köşküne oturması biraz zor! Rakip esnaf olunca Kartal turu şimdiden kolayladı özetle. Schuster, dün Delgado'yu Ernst'in yanında ön libero olarak kullandı. Rakip sahasına gömülünce Arjantinli vaziyeti idare etti ama daha güçlü bir rakip önünde o bölgenin yükünü taşıyamaz. Schuster'in de bunu bildiğine eminim. 'Öyleyse niye oynatıyor' derseniz sanırım vitrine koyuyor. Böyle kolay bir maçta cilalıyor, parlatıyor. Yani? Yanisi şu: Arjantinli'nin takımda yer bulması değil, Beşiktaş'ta kalması bile kolay olmaz bana göre. Maçın büyük bölümü doğal olarak konuk takımın ceza sahası civarında oynandı. Kaleci Hakan, portakal rengi kıyafetiyle sadece bir kez yere uzandı o kadar. Görüntü o ki, savunma kurgusu böyle olacak. Yabancı kontenjanı nedeniyle defansın göbeğinde Sivok ve Ferrari'nin birlikte oynama şansları yok. Stoperin biri Toraman olacak o kesin, diğeri de büyük ihtimalle Sivok. 'Ferrari ne olacak' derseniz, Allah bilir derim.

Q7 tam bir baş belası
Şimdi gelelim Q7'ye. Daha önce de birçok kez yazdığım gibi tam bir baş belası. Bu adam topu ayağına aldığında üzerine giden çalım manyağı olur. Çok rahat, kendinden emin, başkasının eliyle atamayacağı topları Q7 ayak dışıyla atıyor. Hem de ne atmak. Maçı bırakıp onu izledik desek yeridir. Bir zamanlar Sergen'i izleyip böyle keyif alırdık, Q7de onu aratmaz. Daha ilk maçta tartışmalara da noktayı koydu sanırım. Yıldız mı yıldız, büyük futbolcu mu, büyük futbolcu. Q7 bir hava fişek gibi Beşiktaş semalarını renklendiriyor, ligi de renklendireceği aşikar. Maşallah diyelim de nazar değmesin. Bu çocuk sahaya çıktığında taraftara üçlü, rakiplere de ıstırap çektirir. Benden söylemesi.