Terslik işte!

Bazen futboldaki tüm bilinenler bir bilinmeyene teslim olur... Oyuncu kalitesi, taktik meselesi hep arka planda kalır ve bir takımın size ters gelmesi gibi futbol terimleriyle ya da bilimsel olarak açıklanamayan bir durumla karşı karşıya kalabilirsiniz. Öyle maçlarda hiçbir hesabınız tutmaz. İstanbul BŞB takımı ile Beşiktaş arasındaki ilişki böyle bir şey.
Siz kadronuzda Almeida gibi bir golcü varken 10 kornerden sonuç alamazsınız... Üstelik rakibin kalecisi yan toplarda arızalıdır. Buna karşılık son beş maçta mağlup olan rakibiniz kazandığı ilk kornerde golü bulur... Terslik işte! Belediye ilk 45'te haddini bilerek oynadı, kapandı ve kontrataklarla duran toplara bel bağladı. Beşiktaş her zamanki gibi oyunu rakip sahaya yıktı ve baskı kurdu. Ne var ki ilk yarı sonunda soyunma odasına giderken başı öndeydi.
Üstüne üstlük bir de Aurelio'yu (Yaptığı büyük sorumsuzluk ve mutlaka cezalandırılmalıdır) kaybettiler. Her şey Abdullah Avcı'nın istediği gibi gelişti.

Gençerler'i hatırlıyoruz!
Schuster ikinci yarıya Nobre'nin yerine Fernandes'le başladı. Orta alanı güçlendirdi, 10 kişi olmasına rağmen Beşiktaş yine yüklendi ve Simao'nun müthiş golüyle beraberliği yakaladı.
Ondan sonra her şey mümkündü. Guti yorulunca orta sahadaki etkinliğini yitiren Kartal, rakibine çok pozisyon verdi.
Farklı da yenilebilirdi.
Bu mağlubiyette savunmadan üç oyuncunun zorunlu olarak değişmesinin ve Sivok ile Ekrem'in maç eksiklerinin de payı büyüktü. Fırat Aydınus kırmızı kart kararında haklıydı ve istisnalar hariç iyi maç yönetti.
Bu arada 4. hakem Koray Gençerler'i Beşiktaş'ın yerle bir edildiği 2004 yılından hatırlıyoruz.
Karşılaşmayı yönetse muhtemelen 3-4 Beşiktaşlı oyuncuyu sahadan atardı, dördüncü hakem olunca sadece Schuster'i atabildi! Umarım tatmin olabilmiştir!