14 Kasım 2013 | Perşembe

Azizbahçe ayrımı

Bir çok gerçek Fenerbahçeli şike konusuna gözlerini kapatmıyor. Onların isyanları ya da tepkileri "Sadece biz mi yaptık" noktasında… Bir de Aziz Yıldırım ne derse onu doğru kabul edenler var.
Bu iki kitleyi birbirinden ayırmak için 2011 yılının 6 Eylül'ünde bu köşede "Azizbahçeli misiniz, Fenerbahçeli misiniz" başlıklı bir yorum yayımladım. O gün bugündür şikenin sembolü oldu Azizbahçe tanımlaması.
Gerçek Fenerbahçelilerle, Aziz Yıldırım'ı Fenerbahçe'nin tek sahibi kabul edenleri ayıran iyi bi tanımlamaydı bu.
İlk önce yanılmıyorsam 2011 yılında dönemin TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar katıldı bu ayrımımıza ve bazılarını kastederek "Bunlar Fenerbahçeli değil Azizbahçeli" mealinde bir açıklama yaptı. Sadri Şener başkanlığındaki Trabzonspor yönetimi, nedense bu önemli ayrıntıyı atladı. İbrahim Hacıosmanoğlu ise atlamadığı gibi altını kalın kalın çizerek, "Fenerbahçeliler'le değil Azizbahçeliler'le bizim işimiz" dedi.
Bu ayrım çok önemlidir. Patenti bana ait olduğu için değil, koca bir camida herkesi aynı kefeye koymamayı kolaylaştırdığı için önemlidir.
O nedenle ağzınıza sağlık Sayın Hacıosmanoğlu, elmalarla, armutları ayırmakta büyük fayda var.

KONGRE iTiRAFLARI
Fenerbahçe kongre süreci, şikenin itiraflarıyla doluydu. Aziz Yıldırım'ın son anda yaptığı çıkış ise, kelimenin tam anlamıyla şapkanın düştüğü andı. Hamdi Akın'ın iki satır tapesini kesin delil kabul edip, bu tapelerle Akın'ı Fenerbahçe'ye ihanet etmekle suçlayan Aziz Yıldırım; bu tavrıyla kendi hakkındaki tüm tapelerin de kamu vicdanında gerçek bir delil olduğunu kabul etmiş oluyordu. Allah şaşırtmasın insanı, şecaatini söylerken sirkatini arzettiriyor böyle.

Sergen'in tırnağı olamaz!
Yıldız dediğin Sergen Yalçın gibi olur. Geçenlerde yayıncı kuruluşta 100 golünü izledim. Hepsi muhteşemdi.
Daha önemlisi bir tane boş golü yok, ya yenilgiden kurtarmış, ya maçı alıp götürmüş, ya kupa getirmiş, ya şampiyonluk ya da tur...
Yıldız dediğin böyle olur. O nedenle çok açık ve net söylüyorum:
Manuel Fernandes, Sergen'in tırnağı bile olamaz.
Bir an önce ya kendini toparlayıp yıldız gibi oynamalı ya da Beşiktaş'la yollarını ayırmalı. Bu hali hiç çekilmiyor. Ona tavsiyem Sergen Yalçın'ın 100 golünü izlesin belki utanır!

BiLiC DiKKAT
Bilic, Millli Takım arasını iyi değerlendirir, Almeida, Gökhan Töre ve Fernandes sorunlarına çözüm bulabilirse Beşiktaş aradan sonra gaza basar. Hadi Fernandes onu aşar diyelim ama Gökhan Töre ve Almeida'nın yerine iki oyuncuyu monte etmek şart. Bu takdirde daha çok ve daha bilinçli koşan bir Kartal ortaya çıkacaktır. Gökhan bal yapmayan arı, Almeida ise golsüz forvet. Çare aramak şart.

SiNYOR BARTU VE SiNSiBARONi

Hafta boyunca ekranlarda derbinin ezeli rekabetten ebedi dostluğa dönüştüğü o muhteşem maç hatırlatıldı.
Üstat Halit Kıvanç'ın müthiş anlatımıyla.
Efsane Metin Oktay'ın jübilesinde Can Bartu ile Oktay formalarını değiştirip karşı takım için ter döküyorlar.
Ne yalan söyleyeyim izlerken gözlerim doldu, ne kadar büyük yürekliymişler diye düşündüm.
Böyle hazırlandığımız derbiyi, Baroni başta bazı oyuncuların, şanlı formaları şortlarının içine sokmalarıyla tamamladık.
Metin ağabeyin ruhu şad olsun bu çirkinliği görmedi, Can ağabey ise muhtemelen gözyaşlarıyla izlemiştir.
Bir kendi dönemlerini düşünmüştür, bir de şimdikileri.
Ne iç çekmiştir kim bilir.

TERiM GiTTi BÖYLE OLDU
Fatih Terim'in görevine hiç hak etmediği bir tavırla son verilince, bunun bir vebali olacağı belliydi. Terim'le Milli Takım kendine gelirken Galatasaray girdaba girdi.
Ligi tanımayan yeni bir hocayla engelleri geçmesi zor görünen Galatasaray, Terim'i çok arayacak gibi görünüyor.
Sanırım Ünal başkan yaptığına bin pişmandır, ama ne çare!




Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor