Töre, Q17'yi örnek almalı

Beşiktaş'a geldiğinde ne bir golü vardı, ne de havası! Deyim yerindeyse yalvar-yakar olmuştu gelirken… Trabzon maçında ilk golünü attı, kafasını futbola vermeye başladı ve gönüllerde taht kurdu… Ancak o çıktığı mertebede kalamadı Gökhan Töre… Kah kurşunlandı, kah gece hayatında yakalandı, kah falanca kulüpten teklif var diyerek gider yaptı… Quaresma onun için "Benim gençliğime benziyor" derken aslında ona da nasihat ediyor… Ben yaptım, sen yapma diyor bir yerde… Gittiği yolun yanlış olduğunun altını kalın kalın çiziyor… O Quaresma ki, Beşiktaş'a tekrar dönebilmek için her şartı kabul etti, eskisinden çok farklı davranacağına söz verdi. Şu ana kadar da sözünü fazlasıyla tuttuğunu biliyoruz.
Gökhan Töre, Quaresma'yı kendisine örnek almalı.
Hiç şüphesiz yalnız bugünkü Quaresma'dır örnek alması gereken, on-onbeş yıl önceki değil elbette… Beşiktaş şampiyonluğa gidiyor, sorun çıkaran değil sorun çözen yıldızlara ihtiyacı var. Gökhan Töre bunu anlamalı ve giydiği şerefli formanın hakkını vermek için terini sonuna kadar akıtmalı… Yok eğer gerçekten bir teklif aldıysa, onu da resmi olarak kulübe iletmeli ve ondan sonra istediği yere gitmelidir… Kafası biraz karışık görünüyor Töre, bu haliyle Beşiktaş'a zarar verir mi tarışılır; fakat fayda sağlamayacağı tartışılmaz.
Zaten bu gidişle forma alması da kolay değil… Ya Beşiktaş'ta kazandıklarını, yeniden Avrupa piyasasına çıkışını, Milli Takım'a dönüşünü değerlendirip giydiği formanın kıymetini bilecek ya da eninde sonunda duvara toslayacak.
Halk arasında güzel bir söz vardır; kula bela gelmez Hak yazmayınca, Hak bela yazmaz kul azmayınca! O nedenle kendine gel Gökhan kardeşim, benden sana ağabey tavsiyesi, azma!

TFF, Kupa'na sahip çık!
Ziraat Türkiye Kupası, 7 milyar dolarlık bu futbol ikliminin yarıya yakınını temsil ediyor.
Futbol denen güzelliği ülkenin kılcal damarlarına kadar götüren, tüm ülkeye dünya yıldızlarını şifresiz izleme şansı veren Ziraat Türkiye Kupası, TFF'nin vurdumduyumazlığı sayesinde marka değeri erezyonundan kurtulamıyor bir türlü… G.Saray ve Beşiktaş çeşitli bahanelerle maçlarını öğle saatinde oynamak durumunda kalıyor, bazı statların zeminleri berbat, bazılarında tribünlerin çökme tehlikesi olduğu için seyirciler dışarıda kalıyor... Yeni sezonda TFF mutlaka ve mutlaka Kupa'ya katılan tüm takımlardan alternatifli stat isimleri almalı ve maçların nerede oynanacağını kendisi seçmeli.
Daha doğrusu şartları uygun olan statları seçmeli.
Aksi halde Kupa, Kupa olmaktan çıkar. O nedenle "TFF uyuma Kupa'na sahip çık" demek boyun borcumuzdur.

Güneş'e küfür
Sivas Belediyesi yıldızlar karması Beşiktaş'ı ağırlıyor ve tribünde bir avuç çapulcu maç boyu Şenol Güneş'e küfür ediyorlar. Bahaneleri de hazır, lig maçında Şenol hoca Sivasspor yardımcı antrenörüne küfür etmiş. Birincisi o yardımcı antrenör bilinen tüm kuralları, örf ve adetleri çiğneyerek Beşiktaş kulübesine, yani Beşiktaş'ın mahremine saldırmıştır. İkincisi Şenol hoca ağzından o sinirle çıkan kötü kelimeler için 'özür' dilemiştir.
Şimdi kalkıp böyle bir bahaneye sığınıp futbola yeni çirkinlikler katmanın alemi yok. O nedenle kaleci Günay kendisinden forma isteyen küfürbazlara "Maç boyu küfür ettiniz, size hiç bir şey yok" diyerek iyi yapmıştır. Ağzına sağlık Günay…

Eyyam yok!
Bu köşeyi gönül gözüyle takip edenler iki cihanda şahidimizdir ki, biz hakem hatalarını hiç önemsemedik ama eyyamı gördüğümüz anda kıyameti kopardık. O nedenle yeni MHK'yı yürekten kutluyorum.
Hatalar her zamankinden az değil ama eyyam eski yıllara göre yüzde seksen azaldı. Artık kimse lehine kolay penaltı verilmiyor, Volkan Demirel'den, Emre Belözoğlu'na, Burak Yılmaz'dan, Selçuk İnan'a, Gökhan Töre'den Quaresma'ya hiçbir oyuncuya da tolerans gösterilmiyor.
Bu da güzel bir şey.
Diyeceksiniz ki yüzde seksen eyyam yoksa geriye kalan yüzde yirmi nedir? Efendim o da Trabzon aleyhine yapılan eyyamdır, onların da bir an önce bitmesini ümit ediyoruz.

Sosa'dan Pancu golü!
Beşiktaş son üç sezonda çok kolay kazanabileceği bir çok maçı oyunu tutmayı başaramadığı ya da geriye düşünce hayata dönüş hamlelerini yapamadığı için kaybetmişti. Bu sezon, farklı bir Beşiktaş izliyoruz.
G.Saray derbisinde geri düşmelerine rağmen ayağa kalkmayı bildiler.
Son Osmanlıspor maçında da aynı şekilde… Maç bitmek üzere, sorumluluktan kaçan oyuncu ayağındaki topu kaleye atar, yasak savar ve maçı da kaybederdi. Sosa öyle yapmadı, taşın altına elini koydu, en doğru pozisyonu buldu ve belki de sezonun en önemli golünü attı. Erman hocanın da (Toroğlu) maç yorumunda yazdığı gibi belki de o gol şampiyonluğu getirecek.
Tıpkı Pancu'nun Trabzon'da son saniyede attığı golün o sezon şampiyonluğu getirmiş olması gibi…

Hakem müjdesi
Çizgi hakem meselesi çözüme kavuşuyormuş! Müjde meslektaşım Ömer Faruk Ünal'dan geldi… Ünal, MHK'nin beşinci ve altıncı hakemleri kaldırma kararı aldığını yazdı. Tek işleri ortalığı karıştırmak olan, üzerlerine vazife olan konularda pısırıkça davranırken, vazife olmayan konularda olaya müdahale olan çizgi hakemleri futbolumuzun sırtındaki safralardır.Safra atma zamanı geldi!