Yunus Akgül

Yunus Akgül

22 Aralık 2017 | Cuma

Karlar düşerken kara kara düşünmek

Doğu Anadolu ile İç Anadolu'nun yüksek kesimleri beyazla buluşurken, Marmara'ya da Balkanlar'dan kar girişini yaptı ve kış BAŞLADI.
Kışla birlikte, dünyanın pek çok yerinde de kış sporları sayfalarda, ekranlarda yerini almaya BAŞLADI.
Şubat ayında Güney Kore'de yapılacak olan Kış Olimpiyatları için ise reklamlar panoların, gazetelerin ve ekranların sahibi olmaya BAŞLADI.
İşte şimdilerde 'Spor ülkelerinde' bunun heyecanı ile nabızlar yükselmeye BAŞLADI.
Bize gelirsek… Tam da "Geleneksel sporumuz(!) futbolun dışında başka bir gündemi olmayan ülkemizde, kış sporları ile ilgili "BAŞ- LADI" diyebileceğimiz bir şey yok mu?" diye düşünürken, önemli bir gelişme oldu. Geçtiğimiz günlerde kayak milli takımının seçmelerinde çıkan kavga ile gündeme gelmiş olsa da "Bizde de kayak sporunun ve sporcusunun varlığını" hatırlamamız açısından kıymetliydi.
Kış turizminin gelişimi için düğmeye basan ve yıllık hedefini 10 milyar euro olarak belirleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı, '2023 Ulusal Kış Turizmi Stratejisi'ni hazırlayarak hayata geçireceğini ve turizmi yılın 12 ayına yayabilmek için büyük ölçekte yatırım yapacağını, ciddi tanıtım kampanyaları düzenleyeceğini açıkladı. Öyle ki, 4 milyon kişinin kayak sporuyla tanışması, mevcut tesislerin yenilenmesi, ilaveten de yeni tesislerin yapılması proje kapsamında ilk hedef olarak belirlenmiş…
Sporcu, bir ülkenin en etkili tanıtım elçisidir
Bu, ülkemiz adına çok müthiş bir gelişmedir. Bu kapsamda öncelikle, 3 Mart 2018 tarihinde, dünyanın en iyi 120 snowboard sporcusunun katılacağı FIS Snowboard Dünya Kupası'nın final etabına ev sahipliği yapacak Erciyes Dağı'nın geniş çaplı bir tanıtımı yapılacak. Bu organizasyonun tanıtım faaliyetlerinin sonucunda yılda 2.5 milyon turist hedefleniyor. Üstüne bir de, dünyanın en önemli TV kanalları tarafından canlı yayınlanacak şampiyonanın tanıtım getirisini ekleyin.
Türk sporu açısından baktığımızda ise kış sporlarında, Avrupa ve dünya şampiyonaları ile olimpiyat oyunlarından hak ettiğimiz payı almıyoruz.
Bugün kış olimpiyatları 7 branş ve toplam 15 stilde yapılmakta ve biz ülke olarak, bırakalım bu yarışlarda madalya kovalamayı, henüz katılmayı bile başarabilecek durumda değiliz.
Oysa ülkemizin kış sporları potansiyeli, birçok ülkeyi kıskandıracak seviyededir.
Şu an için Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde kayak sporunun yapılabileceği; 28'i turizm belgeli olmak üzere 50'nin üzerinde karla kaplı dağ tesisimiz var.
Yine dağlardaki otellerin yatak kapasitesi 10 bini yakalamış durumda...
TÜRSAB'ın yayınladığı rapora bakınca da görüyoruz ki, Türkiye'deki kayak merkezleri dünyada 18'inci sırada kendine yer bulabilmiş ve yine bu rapora göre Türkiye'nin Avusturya, İsviçre ve Fransa gibi kış turizminden en çok payı alan ülkelerle yarışabilecek düzeye geldiği vurgulanıyor.
Bu alanda öne çıkan dağlarımız ise Uludağ, Kartepe, Kartalkaya, Ilgaz, Erciyes, Palandöken, Sarıkamış olarak raporda yerini alıyor. Hedef, dağlarımızdaki yatak sayısını 80 bin kapasiteye çıkarmak ve ciddi bir tanıtımla bu alandan elde ettiğimiz payımızı yükseltmek...

Spor, kış turizminin asli unsurudur
Şimdi, Turizm Bakanlığı ile TÜRSAB'a ve bu alanda çalışma yapan bütün paydaşlara bir kez daha tavsiyemiz, en iyi tanıtımın spor ve sporcu ile olacağını bir kez daha hatırlatmak olacaktır.
Öyle ya, düşününce bir sporcunun Avrupa veya dünya şampiyonasında veya olimpiyatlarda kürsüye çıkmasından daha büyük tanıtım ne olabilir?
Televizyonlar dakikalar boyunca o sporcuyu gösterip, gazete sayfaları da göğsünde Türk bayrağı olan resimleriyle dolar ve milyonlarca dolar harcayarak yaptıramadığınız reklamı bir sporcu ile kuruş harcamadan yapma şansınız olur böylelikle...
Yani, kış turizmini geliştirme projesinin ayrılmaz parçası bu alanda sporcu yetiştirmek olmalıdır.
Diğer taraftan, aday olup hiç zorlanmadan ülkemize getirebileceğimiz onca şampiyona varken, almak için aday olmuyoruz.
Oysa ki kış sporları ile ilgili birçok şampiyonayı düzenleyecek tesislere sahibiz.
Dakikalarca, saatlerce, günlerce ülkemizin adı televizyonlarda gazetelerde yer alacakken evinizde yapılan bir şampiyonadan daha büyük reklam, tanıtım yokken, almak için neden aday olmuyoruz?
Şüphesiz, kış sporları dendiğinde sadece dağlarda ve kar üzerinde yapılan sporlar değildir akla gelen. Curling, buz pateni, buz hokeyi, kısa ve uzun mesafe hız koşuları gibi salon sporları ile kule atlama yarışmaları da kış sporlarının ayrılmaz parçalarıdır.
Türkiye'de bunların da altyapısı mevcuttur. Erzurum'daki Atlama Kuleleri, olimpiyatlar dahil her türlü etkinlik için standart ölçülerdedir.
Curling, buz pateni ve buz hokeyi salonları da sporcu yetiştirebilecek ve birçok şampiyonaya ev sahipliği yapabilecek ölçülerdedir.

Ülke tanıtımının 1 numarası spor ve sporcudur
Kış turizmi vizyonu geliştirilirken, spor asla unutulmaması gereken asli unsurdur.
Bugünün dünyasında ülke tanıtımının bir numarası spor ve sporcudur. Spordaki başarı ya da başarısızlıklara aslında biraz da bu gözle bakıp, yatırımlarımızı ona göre yapmamız gerekir.
2011 yılında Erzurum'da düzenlenen 25. Universiade Kış Oyunları ile ilk defa gerçek anlamda kış sporları ile tanışan ülkemiz, o günkü vizyonu devam ettirip, sporcuya yatırım yapabilseydi bugün olimpiyatlara kalabalık bir ekiple gitmenin yanında madalya için yarışacak sporculara sahip olacaktık.
"Çok geç kaldık" diye düşünmeden, hemen bugün başlamalıyız. Televizyonun baş aktör olduğu dünyamızda, en güzel görüntüleri veren kış sporlarına öyle veya böyle yatırım yapmak ve madalyalardaki payımızı almak zorundayız.
Karlar düşerken, kara kara düşünmeyi bırakıp sporda kardan kâr etmenin yollarını aramalıyız hemen...
Zira, zararın neresinden dönersen kârdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor