Vesile...

İyi bir rakibe karşı, çok daha iyi bir futbol üretilebilir miydi acaba? Öyle ya, rakibin kalitesi, sizin de futbolunuzu etkiliyor ister istemez. Rakibin kalitelisinin yaptığı faul bile başka olabiliyor.
Bu anlamda sakatlık yaşanmadan bu turun atlatılması bile kazanım sayılabilir.
Bu ve bunun gibi sürü soru, görüş, fikir geliyor insanın aklına... Zira maçı izlerken o bir türlü alınamayan keyif, insanı abuk sabuk düşüncelere sevk edebiliyor.
Can sıkıntısıydı dün geceki karşılaşma, yoğun gurbetçi akını, takımının son halini görme merakı tatmin edildi sadece.
Hepsi bu.

Trabzonspor'da yüreklere su serpen tek şey; bu takıma ilave edilecek nokta transferlerin varlığı... Kenar beklerinin sağda olan kısmına Cavanda takviyesi takımın dengesini sağa çekecek... Oysa stoper ihtiyacından çok daha elzem olan bir sol bek hamlesi şart şu an... Constant'ın "gamsız" görüntüsüne aynen devam ediyor olması, mevkisel olabilir! "Müthiş bir performans gösterecek ve her şeyi silip atacak" hissimizi hâlâ muhafaza ediyoruz.
Waris'in aslında iyi bir oyuncu olabileceği, lakin yanındaki iki kanadın ona tempo olarak uy(a)madığını da kenara not edelim.
Çok gayretliydi. Tek başına bu kadar.

İlk maçın ve ikinci maçın varlığı ve yokluğu en fark edilen adamı şüphesiz Mehmet Ekici'ydi. Onun oyundan çıkışıyla farkının net hissedildiği, Trabzonspor'un daha da sıradan görüntü verdiği dikkatli gözlerden kaçmadı.
Trabzon Avrupa Ligi'ne kalmamayı kafasına koymuş, söylemler bu şekilde...
Hâl böyle iken bu çocukların bu maçlara asılmalarını beklemek belki de hayallerin en büyüğü... Öyle ya da böyle Trabzonspor lig için hazırlık döneminde resmi hazırlık karşılaşmaları yapıyor, öyle düşünüp, fazlaca kafaya takmamak gerekiyor sanırım. Gidecek olanların da tespiti yapılıyordur bu vesileyle, kim bilir?