Tok yıldız, aç gençler

Tıpkısının aynısı! Strateji, mantık, düşünceleri farksız: "Yıldızları toplarız; Türkiye'yi de, Avrupa'yı da sallarız!" Beşiktaş, iki yıl önce bu felsefeyle çıktı yola; dünya yıldızları Guti, Quaresma, Almeida, Simao ve Fernandes'e İnönü Stadı'nda onbinlerce taraftarının önünde "imza şov" yaptırdı.
Sonuç: Zar-zor dördüncülük! Şimdi Galatasaray aynı yolda; Hamit, Umut, Burak, Amrabat gibi"başarıya doymuş" yıldızlarla "toplu imza şov" yapacak. Yıldırım Demirören, başarısız sonuçlara tepkiyi önceden bilircesine "susturucu"yu erkenden takmıştı:" Gelecek yılların Beşiktaş'ını hazırlıyoruz"
Oysa, gelecek; 'doymuş' yıldızlarla değil, yetenekli ama oynamaya 'aç' gençlerle yakalanırdı. Tıpkı, Samet Aybaba'nın onlarca genci Türk futboluna 'yarının yıldızları' olarak kazandırdığı gibi.

Güvenirsen kazanırsın
Ve şimdilerde, geç kalınmış olsa da Beşiktaş için sıvadı kolları.
Atınç, Muhammed, Kadir Arı, Mertcan Demirer, Sezer, Hasan Türk, Oğuzhan, Mertcan Aktaş, Olcay Şahan, Berat, Ümit..
Bazıları kalacak, bazıları kiralanacak.
Ama uzun yıllar Beşiktaş'a hizmet edebilecek isimler..
Gençlere güven, her zaman kazandırır. Futbolcunun, teknik direktörüne teknik direktörün de futbolcusuna güveni önemlidir.
Güvenilen futbolcu hata yapsa da teknik direktörünün gözünden düşmez. Teknik direktörün ideali; hazıra konan değil, gençleri yetiştiren, yetiştirdiği gençlerle başarı yakalayanıdır. 'Doymuş' yıldız enflasyonunun sonu hüsran, yeteneklerini kanıtlamaya istekli, başarıya aç gençlik yolunun sonu aydınlıktır!