Ezilmişliğin isyanı

Ortalık tozduman olmuş. Bu işlerin içinden tek tek akıllı ve sakin çıkmak lazım.
Bunun dışında bir tutum sergilemek camiayı zedeler. Beşiktaş taraftarı vefalı, cefalı, saygılı, mütevazı, ateşli, ölümüne takımına bağlı bir topluluktur. Görüyorum ki yıllardır Beşiktaş taraftarı çok demorilize edildi. Kulübün bütün psikolojik savaşı taraftarın üstüne yıkıldı.
Sürekli başarısızlıklar, camiada ayırt etmek istemiyorum her kesimin zaman zaman yapmış olduğu hatalar artık infial yaratmaya başladı.
Bu takım futbol oynamıyor. Bu takım genç yıldız yetiştiremiyor. Bu takım vadedilen hedeflerinin hiçbirine ulaşamıyor. Şampiyonlar Ligi gibi önemli bir lige direkt katılıyorsun ama ortada yoksun! Türkiye'de zaten al gülüm, ver gülüm bir lig yaşıyorsun.
Ne olacak ki? Üç takım sırayla şampiyon oluyor. Başka var mı? Onu da eline ayağına dolaştırıyorsun.
Taraftar ne yapsın? Bu taraftar İnönü Stadı'nda öyle bir takım görmek ister ki agresif, diri, canlı, tempolu, rakip takımı boğan bir takım ister. Boğa gibi...

TARAFTAR ÇILDIRMA NOKTASINDA
Bu nasıl takım? Gerideki oyuncu ile ilerideki arasında 70 metre var! Bu sistemle, bu futbol mantalitesiyle bu açığı kapatman imkansız.
Şimdi iyi bir futbol takımı oluşturup bu taraftarı mutlu etmek gerekir. Tribünler mutsuz!
Allah aşkına söyleyin tribünleri mutlu edecek ne yapıyorsunuz? Hiçbir şey yok! Resmen artık taraftarlar çıldırma noktasına geldi.
Böyle büyük bir infial, böyle büyük bir patlama ezilmişliğin isyanıdır.
Türkiye'nin en güncel olaylarını dahi tribünlerine taşıyan duyarlı bir taraftarın var.
Bakın hiç kimse şunu karıştırmasın. Bu işin skorlarla falan ilgisi de yok. Ama federasyon federasyonluğunu yapacak.
Hakemler hakemliğini yapacak. Futbolcu futbolculuğunu yapacak. Teknik direktör teknik direktörlüğünü yapacak ki taraftarın üzerindeki bu yıllardır süren baskı kalkacak. Zaten bunlar da zamanla gerçekleşmezse taraftar kitlesi gittikçe azalmaya başlayacak.