Taraftara düşen rol

Taraftarlar camiaların gerçek sahipleri. Bizim tribünlerin de hakkını verelim. Eksikleri yok mu? Mükemmelliğin sınırı yoksa eksikler de olacaktır. Daha dün "cehennem, en zor deplasman" gibi ifadelerle anılan Avni Aker, aynaya bakmaktan korkanların, şiddetin merkezi olarak göstermesinin de etkisi ile misafirhane konumuna döndü. Stadyumları futbol ifadesiyle 'cehennem'e döndürmek için kırmak dökmek gerekmiyor. "Keskin sirke küpüne zarar" hesabı son dönemlerde karşılaşılan yüklü miktarda para cezası can sıkacak cinsten. Yeniden yapılanmanın her alanda kendisini gösterdiği bordo-mavili renklerde taraftar da kendisine düşen rolü üstlenmeli. Taraftardan beklenen takımına sahip çıkmak ve 12. adam olarak bilinçli bir şekilde desteklemek olmalı. Gelecek sezon için hedefini yükseklerde arayan bir takım için tribünlerde ahenk tam anlamıyla sağlanmalı.

Seyirci ateşlemeli
Sahadaki 11 oyuncuyu hareketlendirecek, onları coşturacak, rakip takımı ve gerektiğinde hakemleri dahi etki altına alabilecek tribün profili, takım için büyük güç. Ama bir grubun başladığı, diğeri tarafından başka bir söylemle kesiliyorsa bunda sıkıntı var demektir. Son zamanlarda Trabzonspor taraftarını sahadaki oyuncular harekete geçiriyor, ateşliyor. Olması gereken ve beklenen ise tam tersi. Seyirci, oyuncusunu motive etmeli, başarıda ve yanlışta ona destek olmalı. Futbol kuralları içerisinde kalarak rakibin psikolojisi ile oynayabilmeli. Geçen sezon belirli karşılaşmalarda varını yoğunu ortaya koyan taraftarın başarılı olduğuna şahit olduk. Taraftarlarca meydana getirilecek pozitif ivmeye gelecek sezon fazlası ile ihtiyaç olacak. En büyük görev ise tribün liderlerine düşüyor. Başarı da başarısızlık da beraber yaşanmalı ve paylaşılmalı.