29 Kasım 2010 | Pazartesi

Golcü olmak

Maçları seyredenler, kaçan gollere üzülüyor.
Karşı karşıya olunca tepkiler daha da artıyor. Herkes gol atmayı çok kolay sanıyor. Girilen pozisyonların hepsi gol olsa, maçlar 9-8, 7-6, 8-8 gibi sonuçlarla biter. İşte gol atamama, topu nereye vuracağını bilememe, şutun şekli ve hızı, golcüleri diğer oyuncuların önüne koyuyor. En pahalı futbolcular bu nedenle santrforlar. Hele kafa vurmayı bilmek, iyi zıplamak, zamanlama, ayrıca hüner ister.
İşte dün bir kere daha Pino ve Sabri, yapamadıkları vuruşlarla, tribünleri ayağa kaldıramadılar. Cana diye bir futbolcu var. Galatasaray'a gelmiş en kötü yabancı. Adamın topla, top oynamakla hiç alakası yok. Yalnızca faul yapıyor.
Oynadığı takım Galatasaray... Yani hep kazanma ilkesi olan bir takım. Mehmet Batdal top ortalanırken nereye koşacağını bilmiyor.
Bulunduğu yerden gol atma ihtimali sıfır.
Yanlış anlaşılmasın; bahsettiğim oyuncu gol atsın diye oyuna girdi. Elano yine çıktı. Çıksın da sanki yerine giren İniesta ya da Xavi. Orta saha oyunculardan kaleye bir tane şut atan yok. Hala Hagi ruh getirdi diyenler var. Onlara gülüyorum. Adam, yanlış takım çıkarma ve yanlış değişiklikler yapma dışında hiçbir şey yapmıyor. Arda'nın başarısız biten pozisyonlardan sonra tribünde kendini yerden yere atmasını ve diğer hareketlerini son derece antipatik buluyorum. Galatasaray kaptanı takımın önünde sahaya çıkmakla olunmuyor. Kaptan dediğin her yer ve durumda özenilen olmalıdır. Not: Bu arada Galatasaray, ligin dibindekilerin yalnızca 6 puan önünde ve bu takımı bu duruma ben getirmedim.
Orada çok bilenlerle sihirbazlar var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor