Yazıklar olsun

Maçtan önce Köyiçi'nde buluştuk arkadaşlarla, ortam tam şampiyonluk ortamıydı. Eşini, çocuğunu alan gelmiş takımını desteklemek için Köyiçi'ndeki masaları ağzına kadar doldurmuştuk. Beşiktaş bereket demek. Dükkan sahiplerinin yüzündeki gülümseme "Ne olur, Beşiktaş, sezon sonuna kadar şampiyonluk yarışı içinde kal" der gibiydi. Bu güzel atmosferden yürüyerek İnönü'ye geldiğimde "İki takım da açık futbol oynuyor, umarım güzel maç izlerim" sözleri ile kendimi maça hazırladım. Kadro eldekinin en iyisi gibiydi. Ancak Yusuf'u yine çizgide görünce derin bir offf çektim. Neyse ki Yusuf'un arkasındaki Delinho ( İ. Üzülmez) keyfimi yerine getirdi. Trabzonspor savunmasının arasındaki boşlukları eminim en az benim kadar Mustafa hoca da görüyordu ama ne var ki bir türlü o ara pasları atacak değişiklikleri yapmadı. Kimsenin beğenmediği Serdar Özkan bile aranan kan olabilirdi ama 77'de oyuna girdi.

Gezer çok kötü yönetti
İlk yarının en önemli performanslarından biri de kaleci Rüştü idi. Rakibin en ciddi pozisyonunda iki golü birden engelleyen milli kaleci 38'de sakatlanarak oyundan çıktı. Ne tesadüf! Hem ilk yarıda hem de ikinci yarıda Beşiktaş bize, ne kadar istediği gösterdi. Pozisyon bulan ve oyunu rakip alana yıkan hep siyah-beyazlı takım oldu. Ancak Yusuf ile Holosko'nun hiç kanat değişikliği yapmaması veya çapraz koşu yapmamaları, zaten karışık olan Trabzonspor savunmasının rahat nefes almasını sağladı. Hâl böyle olunca rakip savunmayı bunaltamıyorsun. Neyse ki Mustafa Denizli, Nobre'yi oyuna sokarken, kart cezası sınırındaki Ernst'i yanına aldı. Dün gece İnönü Stadın'da sanki Beşiktaş her an gol atacakmış gibi bir oyun vardı. Çok bekledi Beşiktaşlı o gol için, şampiyonluğa tutunmak için... Ama olmadı, buraya kadarmış. Son sözlerimi Bünyamin Gezer'e sakladım. Keşke bütün sütunlar benim olsaydı da ansiklopedi yazsaydım. Burak ve Serkan'ın ilk sarı kartlarını göstermeyen, maçın son dakikalarındaki elle müdahaleyi, kendi eliyle es geçen bir hakemin iyi niyetli olduğuna inanmıyorum. Yazıklar olsun... Bir hakem bir maçın sonucuna ancak bu kadar tesir eder.