Baltanın ağacı...

Galatasaray bir Hollanda stili arıyor kendine. İyi top yapacak ve sonucu rakip ceza sahası üzerindeki ani ileri çıkışlı santrfor belirleyecek. Ön ve arka direklerdeki ataklardan sayı çıkartmak da işin renkli tarafı. Orta sahayı dörtlemiş ve rakibin ileri çıkışını engelleyecek bir dağılımla yerleşmişler sahaya. Ama bu dağılımın en önemli yanı birbirini iyi tanıyan ekiplerde sonuç vermesi. Galatasaray yeniden kurguluyor kendini. Neredeyse nirengi noktalarındaki bütün futbolcularını yenileyerek oynuyor sarı-kırmızılı armada. Sıkıntılı... Sıkıntılı olduğu kadar sakıncalı da... Defanstaki iki kanat koruyucusu göbekteki Neill'le uyumsuz ve her yer tutuşları gol konisi içinde son derece problemli. İlk dakikalardaki şans golünü bulmasa erken başlayacakmış problem ama önce kenarda ardından göbekte başlayan hatalar zinciri sonucu ilk, ardından ikinci golü yedi Galatasaray. İlk gol gibi ikinci gol de -Necati'nin vuruş becerisini azımsamıyoruz- sarı-kırmızılı defansın sağından Antalyaspor'un en iyilerinden Şenol'un yürüdüğü sol kanattan geldi.

Çok sancılı geçecek
Orta sahasının üç-dört pası üst üste yapamadığı bir ilk yarı rakibin iki sayı kazanmasına yol açtı dersek abartmış olmayız. İlk yarım saat geçilirken Jo'nun - o ana kadar net gol pozisyonu yakalayan tek oyuncuyken- sakatlanıp çıkması da işin tuzu biberi oldu... O andan sonra santrforsuz ve ileri uç baskısını kaybetmiş bir şekilde oynadı Galatasaray. Ve elbette ki zaten düşük seviyedeki etkisini de iyice kaybetti. İşte o andan sonra ne yapılacaksa Şifo'nun Antalyaspor'u yaptı. Bekleriyle oyunu sıkı tuttu, orta sahada topa bastı, gerektiğinde oyunu ters tarafa yıktı, Galatasaray'ın bütün zayıf anlarını iyi değerlendirdi maç boyunca. Buna topu iyi kullanan Brezilyalısıyla yanıt vermek istedi Rijkaard ama Elano'nun oyuna katılımı da çok işine yaramadı sarı-kırmızılı ekibin. Bundan önce kolay bir maç trafiği vardı Galatasaray'ın ama bundan sonrası yoğun ve sancılı olacak. Endişeliyiz.