26 Temmuz 2010 | Pazartesi

Turuncu, mor ve pembe

Ebizim mahallenin 'renkli takım tutmayan' taraftar topluluğuna iş çıktı. Ne zaman o güzelim ağaçlıklı yoldan iskeleye inmeye kalksam zaten arkamdan bi sürü 'yetiştiriyorlar!'; "Aabi ne zaman alıyorsunuz Kaka'yı?!" Dün de bi neşeli halleri vardı; "Abi böyle başlar bu iş bi gün bulursunuz renginizi!" Gülüşüyoruz caddemizin o güzel eğimi ve iskeleye inen yolun ağaçları; tribünlerle beraber tabii.Tribün mü? Mahallenin dükkân önleri işte… Bizim mahallenin bütün eskiliği ve ille de yeniliği akar durur Boğaz'da Kuzguncuk; İstanbul İstanbul diye. Köklü taraftarlar eski futbolcular açısından zengin bir yerdir bizim mahalle.

Metin Oktay hastaları Baba Hakkı öykünmecileri Büyük Fikret hayranları vardır. Enteldantel tayfasının dışında oldukça sıkı bir 'maç düşkünlüğü' de yanında tabii ki. Fotomaç okuru 'futbol tutkunlarının' en büyük eğlencesi transfer döneminde başlıyor tabii.
Son mevzu Galatasaray'ın 'somon'a uydurulmaya çalışılan ben diyeyim 'yavruağzı' siz deyin 'pembe' yeni forma rengi. Komik olduğunu söyleyenler mi istersiniz 'bu ne kardeşim burası podyum mu?' diye hislenen mi ama azımsanmayacak bir 'sevdalılar topluluğun' rahatsızlık dozunun arttığı da bir gerçek.

Gerçek ve tarih
Gerçeklerini tarih üzerinden anlamlandırmaya çalışan bir taraftar topluluğunun kutsalları da olacak elbet. Rengi sevecek, formanın şeklini, bir futbolcunun sürekli kendi tuttuğu takımın kadrosu içinde olmasını isteyecek... Bir gariplik yok değil mi buraya kadar? Bence yok. O nedenle zaten bir takımın sürekli taraftarı ve tutkunu oluyor insanlar.
Ünlü bir şairimiz; "Belki bu halin psikolojik fizyolojik bir izahı vardır!" der bir şiirinde.
Evet, tanınmış başka bir şair de şunu söyler imgelerle yüklü anlatımında; "Alı neden moru neden kırmızı kim bilir neden severiz!" İslam Çupi; büyük usta şöyle demişti hislendiği günlerden birinde; "Bu rengi neden seviyorum bu takımı niye tutuyorum bilmiyor ki adam! Kendini tatmin etmek için geliyor tribüne!" Bunları bildikleri için mi acaba bu kafa karışıklığından yararlanarak mı oynuyorlar renklerle ne dersiniz?
Tamam, Everton, Bochum, Juventus, Sevilla ve hatta Barcelona bile bu somon rengine teşne oldular formlarıyla olmadılar değil. Ama bildiğim o ki Juventus da Sevilla da Akdenizlilerin hışmına uğradılar. İki takımın taraftarları sanki söz birliği etmişçesine tribünde protestolar yaptılar.
Bizim alemde de Maradona'nın Beckham için söylediklerini söylemez mi bizim taraftar; "Artist misin futbolcu mu kardeşim!" Meksikalı kaleci Jorge Campos vardı; Gördes Kilimi gibi çıkardı sahaya. İzleyen birazdan Maya dansı yapacak sanırdı esmer oğlanı.

Formayı pazarlamak

Pembe olmasa da rengtasarımlı formalarıyla çim sahalarda boy gösteren takımlar da var tabii. Bu sene Lyon'u izle git kendine vitrin düzenle. Norwich City böyle bi yanlış takıldı bi ara ama erken dönmüştü. 1990'ların sonlarında aynı renklere ayar çekme anlayışı Manchester United'da da ters tepmişti. Kırmızı Şeytanlar 'garip formalarıyla' bir ara galibiyet yüzü görmemişlerdi. Son Dünya Kupası'nda FIFA'nın hışmına uğrayan Kamerun'un kolsuz voleybol stili formalarını unutmuyoruz.
Parçalı forma Metin Oktay'ındır. "Metin Oktay Galatasaray, Galatasaray Metin Oktay" demektir. Lefter, çubuklu formanın temsilcisidir.
Ve Fenerbahçe'nindir. Yine hem parçalı hem çubuklu formalarıyla Beşiktaş-Kartalların öyle güzel dizayn edilmiş formaları vardı ki 2003'te-
Pazarlama sektörü böyle ilginçlikler ve atılımlar peşinde olabilir ama 'sektörel futbol taraftarın ve asil futbolcuların konçlarına taktıkları ipinde bile değildir!" Turuncuydu, mordu ama bu somon rengi nedir be kardeşim? Bıraksınlar; kutsallarımızla oynamasınlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor