Klişe...

Hatalar ve eksikler elbette olacak, kayıplar yaşanacak. Ancak ortada bir gerçek var ki Trabzonspor keyif veren, üst düzeye yaklaşan bir takım olma yolunda. Daha önce sıralamanın başlarındaki takımlardan az puan toplayabilirken, ligin ikinci yarısında durum değişti. Bursa ve İnönü deplasmanlarında kaybetmedi, Galatasaray'ı Trabzon'da yendi. Net bir farklılıktır. Trabzonspor'un rakibe üstünlüğünü kabul ettiren, kafa tutmaktan vazgeçmeyen oyun anlayışı ümit verici. Lâkin, bu durumun oluşturduğu başka bir hâl var ki tam bir klişe. Hem de çok rahatsız edici türden. "Bu takım, 3 takviyeyle seneye şampiyonluğun en büyük adayıdır" ifadesi yani. Güneş geldikten sonraki toparlanma sürecine, bu sezon yapılacak bir derece hırsının darbe etkisi kadar tehlikeli bir söylemdir bu. Trabzonspor'un on yıllarının uzun vade çalışması yapamadan geçmesine neden olmuştur. Tam bir "heba" politikasıdır. Şampiyon olamamak, şüphesiz, Trabzonspor'un önemli bir sıkıntısıdır; ama kesinlikle temel sorunu değildir. Temel sorun, şampiyon olamamak da dahil, birçok ciddi olumsuzluk yaratan başka bir şeydir. Ortak akıl, anlayış, planlama, sabır ve uygulama gibi parametrelerdeki yetersizliğin bir yekûnudur.

Sakin adımlar atılmalı
Evet, belki Trabzonspor çok iyi 3 takviye yapabilirse önümüzdeki sezon çeyrek asrı aşkın süredir özlem duyduğu lig şampiyonluğuna ulaşabilir. Ancak bu, örnek bir kurum, uyumlu bir takım ve istikrarlı bir marka olması için yetmeyebilir. Aksine, bu kriterleri sağlama yolunda atılan doğru ve sakin adımlar aksatılmazsa, belki önümüzdeki sezon şampiyon olamayabilir, fakat nice şampiyonluklar getirebilecek kalıcı bir düzeneğin inşa edilme olasılığı daha yüksek olur. Şenol Güneş, Trabzonspor'da doğru ve güzel işler yapıyor. Zaten onun sezon içinde önemli bir sıkıntısı olmaz. En ciddi sorunu hep transfer dönemlerinde yaşar veya yaşatır. Fazla sorumluluk almayı sevmez, topu yönetime bırakır. Bu yaştan sonra da çok değişmesi zor. İşte bu özelliği ile "Bu takım, 3 takviyeyle seneye şampiyonluğun en büyük adayıdır" ifadesi birleşirse, randıman düşüşü ve gereksiz hayal kırıklığı söz konusu olabilir. Trabzonspor büyük bir camia, futbolumuz için benzersiz bir renk. Bu kurum potansiyel olarak her başarının en büyük adaylarından biridir. Söylense de öyledir, söylenmese de. Ancak bunun başta söylem haline getirilmesi olumlu bir hava sağlamayacağı gibi olumsuzluklar da taşıyabilir. Bir yola çıkarken lâzım olan slogan değil ilkelerdir. Dememiz budur!