01 Temmuz 2010 | Perşembe

Neden acaba?

Her başarısız teknik adamın arkasında ondan daha başarısız bir sportif direktör vardır. Bakınız: Aykut Kocaman...
Peki Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'nin başına getirilerek ödüllendirilmesinin anlamı nedir?
Aziz Yıldırım'ın şartlarına uymasından başka...
* * *
Merak ediyorum, bu apoleti kapmak için, Aykut Kocaman'ın görev bilinci, ne kadar etkili olmuştur Hizipçiliğinin yanında...
Aykut Kocaman'ın kaybedilen şampiyonluktaki yas tutma oranını da merak ediyorum.
Daum'un koltuğuna oynama katsayısının yanında...
* * *
Türk futbolunda başkan endüstrisi vardır.
Başkanların çizmesi altında ezilen kulüpler vardır. Bakınız: Fenerbahçe...
Fenerbahçe'nin Aragones ve Daum'la harcanan yıllarının yanında, mali kaybı milyonlarca dolar. İtibar kaybı da cabası.
Ve bütün bunlara rağmen, hâlâ tek başına iktidar olanları izliyoruz.
Fenerbahçe'nin eskiden rakipleri için kabus olan büyüklüğü, birkaç yıldır teknik adamların yanlışlarıyla, kendine saplanan ok olmuşsa.
Bu düzeni yaratanların yok olması da kaçınılmazdır.
Çünkü adaletsizlik de bir saltanattır.
Ve gün gelir, insanın başına yıkılır.
* * *
Ülkemizdeki transferlere bakıyorum.
Yaşlı yabancılar eskimiş pabuç kadar dil çıkarıyor futbolumuza.
Üstelik garip faturalar çıkarıyorlar.
Bakıyorum da, bir tane genç futbolcunun bile esamesi okunmuyor.
Büyük kulüplerde oynaması için, yaşlanması bekleniyor gençlerin.
Bizim bildiğimiz ağaç yaşken eğilir.
Gençlik de bir çeşmedir.
Çeşmelerin önünde herkes eğilir.
Yoksa ekonomik cinnet, eninde sonunda yakalar kulüpleri.

* * *
Gazeteler ve televizyonlar, bu sezon da transferdeki habercilik düzenini değiştirmedi.
Şimdilerde "Falanca basının iddiası" diye haber kakalıyorlar Yalanları ödünç almanın yeni şekli bu.
İnternet gazeteciliği, bizim gazetelerimizi teslim almışsa... Gazetelerdeki muhabirlik elden ayaktan kesilmişse.
Yalandan kim ölmüş! Kim utanmış!

* * *
Hakem hataları Dünya Kupası'na vurulan damga oldu. Bundan böyle uluslararası turnuvalar 6 hakemle oynanacak.
Çip de hayatımıza girdiğinde, teknolojinin gücü, futbolun sihrinin canına okuyacak.
Futbolculara gösterilen özen, hakemlere gösterilmeliydi.
FİFA nezdinde, "tanrının küçük oğlu" olarak varsayılan o hakemler, herkesin gördüğünü göremeyecek kadar zavallı olmamalıydı.
* * *
TRT'de ilkel yorumculuk dikkat çekiyor.
Hep aynı sözcüklerle paslaşanlar, kulaklarımızı paslandırıyor. "İşi kapmanın" ustalığı varsa.
Onları eleştirmenin de onuru olmalı.
Sevgili Hıncal Uluç'tan başka bu gerçekleri dile getiren birileri yok mu?
* * *
Finallerin en renkli yüzü Maradona..
Maradona; Che Guevera demek.
Eşkali futbola yakışan militan demek.
Kaç yaşında olursa olsun, ayaklarını sadece yürümek için kullanmayan özel biri demek.
Arjantin maçlarında sahadaki top, Messi'nin ayaklarını arıyor.
Saha dışına çıkınca Maradona'nın.
Neden acaba?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI

TÜM YAZILARI
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor