27 Aralık 2013 | Cuma

Alışkanlık!

Fenerbahçe, Sükrü Saracoğlu'nun isminin pazarlanacağını resmen açıkladı.
Ardından tartışmalar başladı.
Meselenin tarihinden ticarete uzanan tartışmalardan ziyade, bir takımın temsil ettiği ruha bakalım.
Asıl meseleye.

***

Bilinmelidir ki… Fenerbahçe kostüm değiştirmiyor.
Devletten nemalanmıyor.
Beleşe de konmuyor.

***

Aydınlık bir yolda yürürken.
Sisteme karşı en yürekli biçimde karşı duruş sergileyen takım ruhu iliklerine kadar onda mevcutken...
Gücünü daha anlamlı biçimde göstermeye soyunan bir takımın, ceketinin sol üst cebine taktığı mendilin tartışılması da gerekmiyor.

***

Eskişehirsporlu Tarık Çamdal'ın Galatasaray'a imza attığı duyuldu.
Bir futbolcunun başka bir takıma transfer gitmek istemesinden doğal bir şey olamaz.
Eğer mesele kurallara uygunsa, neden gizli imza?
Ve bu tarz transfer biçiminde neden hep Galatasaray?
Bir baktık ki Eskişehirspor, Galatasaray'ı kınıyor.
İşin en acı yanı. Kulüpler böyle açıklamaların insanları rahatsız ettiğini sanıyor.

***

Eskişehirspor'un Belçikalı kalecisi Ruud Boffin, ülkesinden bir gazeteye verdiği röportajda, Kasımpaşa-
Beşiktaş maçını da anlatmış. "O maçta yaşananlar insanın hayal gücünü aşan şeylerdi."
Hiç aklınıza gelir miydi, bir futbolcu topu karnında saklayacak ve rakibine silah gibi kullanacak.
Hiç aklınıza gelir miydi, böyle edep dışı bir eylem ödüllendirilecek?
Böyle meseleleri gündemden düşürmemek gerekiyor.
Sadece Kasımpaşalı Donk gibilerinin çirkinliğini değil.
Arkasında duranları da.

***

Televizyonda yorum yaparken, kendilerine üstün hakem etiketi yapıştıranlar var.
Onlar böyle günler için seçilmiş adamlar.
Kurdukları cümlelerin aynasında sizlerin gördüklerini değil, kendi istediklerini görürler.
Benjamin Franklin'i mesela!
Kurallar değişmez ama.
Para için her şeyi yapan adamların etiketi her zaman değişir.

***

Düşünüyorum da.
İnsanlar futbolu değil, yalanı sevdi. Çamur deryasından geriye kalanı. İftirayı, gıybeti.
Vahşeti kutlamayı.
Futbol sevgisinin suyunu çıkarmayı.
İnsanlar futbolu değil, televizyonlardaki soytarıları sevdi. Canlı yayınlarda ölü yıkayanları.
İplerini yöneticilerin tuttuğu kuklaları.
En kötüsü de… İnsanlar bu düzene alıştı ve bunlar olmadan yapamıyor.

***

Bazen kendi kendime söyleniyorum. "Daha çok bağırsana!"
Sonra "boş ver" diyor mantığım. "Sen ne kadar megafonsan, onlar o kadar sağır sana!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor