27 Nisan 2010 | Salı

Parça parça olmuş

* G.Saray takım olma hüviyetini kaybetmiş. En yakın iki dost kavga ediyor. Yerliler, yabancı oyuncularla konuşmuyor, pas atmıyor
* Bunun sorumlusu da Adnan Sezgin ve onu tutmakta ısrar eden Adnan Polat. Polat bu cinayeti görmesine karşın müdahale etmedi
* Transfer sezonu geldiğinde Bursalı Sercan'ın, Kasımpaşalı Yekta'nın nereye gideceğini çok merak ediyorum

_Galatasaray ve Bursa haftanın en kritik karşılaşmasında berabere kaldı. Fenerbahçe liderliğe yükseldi. Maç öncesi 'Galatasaray, Bursa'ya yatacak' şeklinde spekülasyonlar vardı. Karşılaşma ile ilgili izlenimleriniz nasıl?
Herkes yattı. Fenerbahçe için daha güzel bir maç olmaz. Berabere bitmesi Fenerbahçe için ideal sonuçtu. Hem Bursa'dan kurtuluyor, lider oluyordu, hem de Galatasaray tamamen devre dışı kalıyordu. Maçta iki potansiyel rakibine kırmızı kartlar, bol miktarda sarı kartlar gösterildi. Bu maçın senaryosu maç öncesi Fenerbahçe tarafından yazılmış olsaydı, ancak bu kadar olabilirdi. Bu kadarını Fenerbahçeliler dahi düşünemezlerdi!.. Bunu ben 'Tezgah var' diye söylemiyorum. Kader öyle getirdi ki Fenerbahçe için ballı bir maç ortaya çıktı. Benim maçta midemi bulandıran bir tek şey var. Neill'e çıkarılan karttan 30 saniye sonra Zapo'ya kırmızı kart çıkarılması. Böyle bir kırmızı kart yok. Galatasaray tribünleri bile "Eyyamcı hakem" diye bağırdı. O dakikadan sonra 10 kişi kalmış Galatasaray önünde, Bursa'nın kazanma şansı çok daha yüksekken hakem, Bursa'nın 11'e 10 oynamasına izin vermedi. Her korner atışında Türkiye'de olanları göz önüne getirsek ya da her zaman söylediğim gibi Digiturk'e gidip rastgele 10 korner seçsek, her korner atışında kırmızı karttan geçilmez, penaltıdan geçilmez. Bunların hiçbirini vermezken, böylesine çok kritik bir anda hem de Galatasaray 10 kişi kaldığı sırada Zapo'yu oyundan atmanın bir tesadüf olduğunu düşünmek de biraz safdillik olur gibi geliyor bana!..

_Keita'nın ters kafa vuruşu yanlışlıkla kendi kalesine gitseydi herhalde Türk futbolunun kalbi dururdu. Bugün de çok farklı şeyler konuşulurdu.
Türkiye bambaşka şeyleri konuşacak. Ben mesela transfer ayında Sercan'ın nereye gideceğini çok merak ediyorum!.. Ben mesela transfer ayında Kasımpaşalı Yekta'nın nereye transfer olacağını çok merak ediyorum!.. Temmuz gelince konuşuruz bunları... Nokta...

FUTBOLU BİLEN GELSİN
_Galatasaray açısından yeniden yarışa ortak olabilmek için çok önemli bir karşılaşmaydı. Galatasaray bu arzuyu ortaya koyabildi mi?
Galatasaray 'takım olma' hüviyetini kaybetmiş. 'Galatasaray' diye bir takım yok. Mesele burada. Galatasaray bölünmüş, parça parça olmuş. Galatasaray'da en yakın dost, çocuklukları neredeyse beraber geçmiş, Manisa'da beraber oynamış Caner ile Arda yumruklaşıyorsa eğer ve Arda takım kaptanı üstelik, Caner'in ağzı burnu kan içinde kalıyorsa ötesini geçiniz!.. Bir de yerli futbolcular, yabancı futbolcularla konuşmuyorlar. Bir yandan Giovani, "Bana kimse pas vermiyor" diyor. Daha evvel Nonda, Keita aynı şikayeti yapmıştı. Galatasaray'da takım ruhu kalmamış. Bunun sorumlusu da Adnan Sezgin ve bu Adnan Sezgin'i orada tutmakta ısrar eden Adnan Polat. Bunu söylemekten dilimizde tüy bitti. Ama ne varsa iki Adnan'ın arasında, bu cinayeti göre göre Adnan Polat müdahale etmedi ve bu durumu hazırladı. Şimdi Bursa maçı öncesinde, Galatasaray'ın Bursa'ya yatacağı haberleri de çıkınca, 'takım ruhunu toparlayabilir miyiz' diye başta Haldun Üstünel devreye girdi ve 'takım olma' bilincini aşılamaya çalıştılar. Onun sanki bir kıpırtısı var gibiydi maçın başında, sonra o da kalmadı. Çünkü 'Galatasaray' diye bir takım yok. Kimse kimseyi kandırmasın.

_Rijkaard'ın Galatasaray'ın kazanması gereken maçta iyi oynadıklarını söylemiyorum ama Elano, Dos Santos ve Arda gibi yaratıcı futbolcuları arka arkaya oyundan almasını ve savunmaya takviye yapmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
İkinci santrforu sokarken, o iki santrfora top götürecek üç adamı da oyundan alan bir adamın futboldan ne kadar anladığını şu Rijkaardçılar bana bir anlatsın. "Rijkaard futboldan anlamıyor" diye yazdığım zaman benle dalga geçiyorlar ama benim sorduğum sorulara bugüne kadar cevap vereni çıkmadı. "Rijkaard, Galatasaray'da kalmalı" diyen medyadaki bütün arkadaşlarıma soruyorum, erkeklerse eğer, futbolu bildiklerini ve benimle tartışabileceklerini düşünüyorlarsa karşıma gelsinler. İstedikleri yerde, isterlerse bir alışveriş merkezinin göbeğinde ya da bir televizyon kanalında gelsinler benim sorduğum sorulara cevap versinler. Bunların hepsi yalancı pehlivan.

İMZA TOPLANMALI
Benim bir tek iyimser düşüncem var, yüzde 1 ihtimalli... 'Lig bitene kadar hoca değiştirmemiz mümkün değil. Lig bitene kadar da Rijkaard'ın arkasında görünmemiz lazım' diye düşünüp, ligin bittiği gün Adnan Polat'ın Rijkaard'ı Hollanda'ya postalaması. Yüzde 1'de olsa böyle bir beklentim var!.. Ama bu Adnan Sezgin ve bu Rijkaard ile devam etme kararı verirse 'Ben Galatasaraylıyım' diyen kongre üyelerinin, olağanüstü kongre için imza toplayıp, hatta mayıs sonundaki tüzük kongresini, seçim kongresine çevirerek Adnan Polat'tan Galatasaray'ı kurtarmaları lazım. Yoksa gelecek sene de kaybolur. Bu adam futbolun f'sini bilmiyor. İnsanlığın i'sini de bilmiyor. İnsan psikolojisinden de anlamıyor. Öldürmekle meşgul. Hâlâ Arda gibi, Elano gibi adamlarla uğraşıyor. Dünyada çok Arda ve Elano var ya!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

GÜNÜN DİĞER YAZARLARI

SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor