20 Nisan 2011 | Çarşamba

Hem suçlu hem güçlü

_Fenerbahçe, Gaziantepspor'u 1-0 mağlup etti ancak maç sonunda futboldan çok hakem konuşuldu. Alex'in ve Niang'ın verilmeyen penaltısı, Lugano'nun üstünden çıkan forması, Emre Güngör ve Lugano'ya verilmeyen kırmızı kartlar. Maçın ardından Fenerbahçe camiası, MHK ve federasyonu hedef alan açıklamalarda bulundu. Siz bu maçı nasıl buldunuz?
Fenerbahçe, geri kalan maçlarda federasyonu ve hakemi etkilemek için elinden gelen her şeyi yapıyor.
Fenerbahçe-Gaziantep maçında hakemden zarar gören bir taraf varsa bu Fenerbahçe değil Gaziantep olur.
Yani, iyi bir hakem, tarafsız bir hakem daha birinci yarı bitmedenEmre'yi ve Lugano'yu oyundan atmalıydı. Tartışılmaz yani. Tartışılmaz net durumlardı. Emre'ye bir sarı kart çıkardı, ikinciyi çıkaramadı. Lugano'nun açık seçik iki kırmızıdan birini görmezden geldi, öbürüne sarı gösterdi. Ve de durup dururken, maç 0-0 iken Murat Ceylan'ı oyundan attı. Karşılaşmayı Gaziantep'ten alıp Fenerbahçe'ye hediye etti. Bu hakeme rağmen Fenerbahçe saldırıyor. Niye saldırıyor?
Fenerbahçe çünkü 2 puan geride Trabzon'dan.
Geri kalan maçlarda kendisinin bütün maçları kazanması yetmiyor. Trabzon'un da maç kaybetmesi gerekiyor.

NE YAZIK Kİ YALNIZ DEĞİLLER
Bu yüzden Fenerbahçe ve Trabzon'un gelecekteki maçlarını yönetecek hakemleri şimdiden baskı altına almaya uğraşıyor. Suçlu iken, güçlü durumda olup, bas bas bağırmalarının sebebi bu. Ama Fenerbahçe bu bağırtısında, gürültüsünde yalnız değil ne yazık ki.
1-Yayıncı kuruluş Lig TV gerek maç yayınları gerek maçtan sonraki yorumları ile Fenerbahçe Televizyonugibi çalışıyor. Sebebi de açık. Galatasaray'ın neredeyse küme düşme haline gelmesi yüzünden büyük decoder kaybına uğradılar. Galatasaraylıların pek çoğu kutularını iade etti. Lig TV aboneliğinden vazgeçti. Şimdi bunun üstüne bir de Fenerbahçe'yi kaybetmeyi göze alamıyorlar.
2- Medya... Ertesi gün gazeteler "Fenerbahçe hakemi de yendi" başlığı ile çıktı. İnsanda utanma olur. Emre'yi ve Lugano'yu atmayıp Murat Ceylan'ı atan bir hakeme sen teşekkür etmen gerekirken bir Fenerli olarak "Fenerbahçe hakemi de yendi" diye anlattıkları pozisyonun hepsi tartışmalı, bana göre.
Devre arasında Aziz Yıldırım, koridora inip hakemi fırçalamayı adet haline getirdi. Yine hakemi fırçalıyor. Yetmiyor, Emrehakemi hakaretle dolu fırçalıyor. İkinci yarıda bu hakemin dengeli maç yönetebileceğini tahmin edebiliyor musun? Sarı kartı olan Emre soyunma odası yolunda hakeme küfür ediyor, hakaret ediyor ve ikinci yarıya çıkıyor. O Emre'yi soyunma odası yolunda ikinci sarı kartı gösteremeyen hakemin artık tarafsız olduğu söylenebilir mi artık? Aziz Yıldırım her maçın devre arasında Fenerbahçe'nin lehine değilse skor, hakem fırçalamaya koridora iniyor. Bunu hâlâ federasyon önleyemedi. Şimdi Fenerbahçe maçını yöneten hakemlerin artık tarafsız olabileceğine inanabilir misin? Ama tekrar söylüyorum; Yetmez! Fenerbahçe bütün maçlarını kazansa bile şampiyonluğa yetmez. Trabzon'un kaybetmesi lazım. Aykut Kocaman ne diyor "Trabzon'un puan kaybedeceğine eminim. Biz şampiyon olacağız"Bu, şu demek; "Trabzon'un puan kaybedeceğini bildiğim gibi bizim kaybetmeyeceğimizi de biliyorum" diyor.
Bu sözleri yorumlayan hiç kimse yok Türkiye'de. "Hoca neden bu kadar eminsin?" diyen yok.

EZBERLEMİŞ HEP JAJA ÇIKIYOR
_Geçtiğimiz hafta Fenerbahçe ve Trabzonspor'un performanslarını beğenmediğinizi ifade ediyordunuz. Bu hafta nasıl buldunuz?
Aykut Kocaman, Fenerbahçe'nin silahlarını kullanmasını bilmiyor. Hiç kimse bana palavra atmasın. Aslında Şenol Güneşde Aykut Kocamanda şampiyonluğu birbirlerine ikram etmek için uğraşıyorlar.
Yani Dia'nın arkadan Stoch'un oyuna girmelerinin Fenerbahçe'yi nasıl değiştirdiğini insanın görmemesine imkân yok. Bilmemesine de imkân yok. Bunlarsız başlıyor maça. Fener çok kıymetli dakikaları ziyan ederek. Şenol Güneş'e bakarsan elindeki kozları zaten çok az, onları da Şenol Güneş adeta yok etti, bitirdi. Alanziho'nun ölüsü oynuyor mecburen. Adamı baştan tutmadı, desteklemedi. Şimdi ölü gibi oynuyor. Jaja'yı neredeyse bitiriyor. Her maçın 70. dakikasında Jaja kenara alınır kuralı var. Yazmış defterine. Oyuna bakmıyor.
Kim ne oynuyor ona bakmıyor. Jaja çıkar Ceyhun girer.
Ceyhun, Trabzon'daki en yetenekli adamlardan biri.
İlk 11'e yerleşmesi gereken adamlardan biri. Onu da yok edecek. Dua etsin Burak müthiş bir formda.

FENER AVANTAJLI, ÇÜNKÜ...!
_
Trabzonspor ile Bursaspor karşılaşması Burak Yılmaz'ın attığı golle 1-0 bitti. Bu maçı nasıl buldunuz?
İki takım da çok puan kaybedebilir. Şu ana kadar kaybetmeyişleri şanstır, tesadüftür, hakemdir. Her şey olabilir.
Ama bütün ibreler Fenerbahçe'yi gösteriyor.Çünkü; 1- Fenerbahçe'nin silahı çok. 2- Hakemler müthiş baskı altındalar. Çünkü Aziz Yıldırım bu işleri idare etmeyi çok iyi biliyor. Çünkü medya Fener'in organı gibi. Çünkü yayıncı kuruluş, Fener Televizyonu! Bütün bunları bir araya getirince Fenerbahçe avantajlı gözüküyor.

* * *
ÜNDER MAÇI SEYRETMİYOR
_Galatasaray tam 6 hafta sonra Manisaspor deplasmanında 3 puan ile tanıştı. Maçın yıldızı attığı iki golle Arda Turan oldu.
Ben Bülent Ünder'in maçı seyretmediğine kanaat getirdim.
Çünkü kendisini yakından tanıyorum. "Bülent hoca futbolu bilmiyor, seyrettiği maçı anlamıyor" diyemem.
Ama yaptığı değişikliklere bakıyorum... Bir adam, takımın en iyi iki oyuncusundan birini mi kenara alır? Maçın sonunda 3-2 iken sahada kalan G.Saray "Kazmaspor!" Topa basan, top tutan bütün adamları kenara aldı. Hakikaten inanamıyorum. Kaybedecek neyin kalmış artık. "3-2'nin üstüne yatacağım" diye bu kadar zavallı bir görüntü vermenin âlemi var mı? Başından sonuna topa vurmayan Stancu ile oynamaya devam ediyor.
OradaAnıl gibi bir genç var. BırakAnıl dökülsün, Stancu döküleceğine. Ondan sonra adam "Galatasaray'da oynadım" der. Gelecek senelerde faydası olur. Birini kazanırsın.
Onda niye ısrar ediyorsun? Galatasaray'ın orta sahasından top çıkmıyor. Top çıkaran adam yok! Aydın, Ardatop taşıyor. Aydın'ı oyundan alıyor. Aydın'ı oyundan aldığın zaman orada oynayacak adam Emre Çolak. Başkası yok. Cana'yı sokuyor. İyice takımı geriye çekmek için. Geçen hafta da böyleydi. Oyuncu değiştirmekte geç kalıyor, değiştirdiği zaman da yanlış değiştiriyor.
O zaman bu hoca bu maçı seyretmiyor mu yoksa hayalinde başka bir maç mı seyrediyor hayretler içinde kalıyorum. Ama yani Galatasaray bittiği için bunları konuşmak da gereksiz yani. Biliyoruz ki gelecek sezon A'dan Z'ye teknik direktöründen başlayarak başka Galatasaraygöreceğiz. Manisa'dan 5yeseler de 5de atsalar fark etmez.

* * *
ASIL TEHLİKE LİSECİLER
Aysal bu liseci sorununu çözemezse Adnan Polat yönetiminden daha büyük bir tehlike olur G.Saray'da!

_Galatasaray'da kongre hazırlığında belirsizlik sürüyor. Ünal Aysal'ın listesinde ikinci başkanlık krizinin sürdüğü öğrenildi. Adnan Öztürk, Ali Dürüst ve Hayri Kozak'ın 2. başkan olmak istedikleri ama Aysal'ın kimi seçeceği merak konusu! Polat'ın listesindeki durum ise net değil. Böyle bir kongreden çıkacak yönetim Galatasaray'ı bu zor durumdan kurtarabilecek mi?
Ünal Aysal'ın listesindeki sorun Adnan Öztürk, Ali Dürüst ve Hayri Kozak sorunu değil! Öyle bir sorun olduğunu hiç sanmıyorum. Öyle bir istihbaratım da yok zaten. Ali Dürüst'ün öyle bir iddiası da yok. Ben ikinci başkan olayım diye! Çünkü ikinci başkanlık Galatasaray'da önemli değil. İkinci başkanlık protokoler bir makam. Bunlar Galatasaray'ı bilmiyorlar. Galatasaray'da önemli başkanlıklar, asbaşkanlıklardır.
Aktif başkanlıklardır. Yani bir kabineyi düşün. Başbakan var, adalet bakanı var, dışişleri bakanı var. Bir de başbakan yardımcısı var. Sen hangisini olmak istersin?
İçişleri bakanı oldun mu, adalet bakanı, dışişleri bakanı oldun mu kadron var, sorumlulukların var! Kim başbakan yardımcısı? Ne iş yapar?
Kırk yılda bir başbakan bir yere gidecek de vekalet edecek. Başbakan yardımcılığı sandalyesiz bakanlık gibi bir şey. Başbakan hangi işi verirse onu yaparsın.
Adalet bakanı oldunmu bütün adalet sana bağlı olur. Dış işleri bakanı oldunmu tüm dış işleri sana bağlı olur. Galatasaray'da önemli olan asbaşkanlıktır. O ikinci başkanlığın bir sorun olacağını sanmıyorum.

HEDEFLERİ VAKFA BAĞLAMAK
Galatasaray'daki asıl sorun şu; Ünal Aysal'ın listesinde tamamen liselilerin hakim olması eğilimi var. Yani Adnan Polat'a karşı yapılan harekat şimdi bir liseciler hareketine dönüşüyor, bu büyük tehlike! Ünal Aysal yönetimi, Adnan Polat yönetiminden daha tehlikeli olabilir Galatasaray'da.
Eğer Ünal Aysal bu liseci sorununu çözemezse. Adı geçen adamlara bak hepsi liseli. Kim var liseli olmayan Ünal Aysal'ın listesinde, durumu kesinleşmiş? Alp Yalman'la neredeyse el sıkışmışlardı, niye ayrıldılar? Ünal Aysal, Alp Yalman'a "Gel futbolun başına geç futboldan sorumlu asbaşkan ol" dedi de Alp Yalman "Hayır" mı dedi? Alp liseli değil! Mesele bu değil. Ya Ünal Aysal bu oyunun içinde. Çok az ihtimal veriyorum.
Benim tanıdığım Ünal bu oyuna gelmez. Ya da çok fena baskı altında. Bunu yaparsa kongre liseciler, lisesizler savaşına döner. O zaman Adnan Polat güç kazanır.
Mesala ben o zaman Adnan Polat'ı desteklerim.
Çünkü Galatasaray'ı bekleyen en önemli tehlike bu lisecinin dazlak kafası. Bunların bütün hayalleri Galatasaray Kulübü'nü Galatasaray Vakfı'na bağlamak.
Yani vakıf liselilerin vakfı. Lisenin bir organı haline getirmek. Yani Ünal Aysal bunlara dikkat etmeli. Aysal'ın listesindeki bütün isimler liseli. Ünal'a "Liseli olmayanları listeye alamazsın" diye şiddetli bir itiraz da var liseci kafalardan!

* * *
DEMİREL KUPAYI YILDIRIM'A SUNDU
O maçın son saniyeleri hakem faciasıdır. Turgay Demirel'i Aziz Yıldırım başkan yaptı! O da Yıldırım'ı mutlu etti

_Basketbol'da Kadınlarda Fenerbahçe, Galatasaray'ı yenerek şampiyon oldu. Daha sonra Adnan Polat'ın açıklamaları damgasını vurdu. Polat hakemlere yüklendi. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fenerbahçe şampiyon yapıldı.
Bu konudaki görüşlere katılıyorum.
Taurasi ve Taylor olayından dolayı Turgay Demirel'in çok fena Aziz Yıldırım ile arası açılmıştı. Aziz Yıldırım olmayınca, Turgay'ın federasyon başkanı olması mümkün değil.
Turgay'ı oraya tayin eden Aziz Yıldırım! Şimdi Turgay, Aziz Yıldırım'a şampiyonluk kupasını armağan ederek federasyon başkanlığını sürdürme yolunu açık tutmaya uğraşıyor, bu kadar açık. O maçın son saniyeleri bir hakemlik faciasıdır. Üstelik Galatasaray kazansa şampiyon da olmayacaktı.
Durumu 2-2 yapacaktı. Üçüncü maça kalacaktı. Bu maç Galatasaray'ın sahasında olacaktı. Ne olacağı belli değil. "Hazır Fener'in sahasındayken bu işi bitirelim" dediler. Ve Aziz Yıldırım'ı mutlu etmek üzere Turgay Demirel sundu bu kupayı.

_Barcelona- Real Madrid maçını izlediniz mi? Tüm dünyanın dikkatini verdiği bu 90 dakikayı nasıl buldunuz?
Bana kimse Barcelona'nın iyi futbol oynadığını söylemesin bundan sonra. Barcelona'nın futbolu anti futbol. Topu ayağında tutacaksın!
İstatistiklere bak; yüzde 75 Barcelona'da top, yüzde 25 Real Madrid'de. Real Madrid 5 korner atmış, Barcelona sıfır!
Çünkü topu rakip kaleye götürmüyor Barcelona. Kendi arasında bir sağa, bir sola çeviriyorlar.
Haa bir punduna getirip de rakip savunmanın arkasına bir top atarsa oradan da pozisyona girecek.
Şutu yok, pozisyonu yok, böyle bir şey. Yani o maçı kaydetmediğime üzüldüm. Kaydetseydim uykusuz bütün gecelerimde takardım 15. dakikada hor! Bu kadar...
Düşünebiliyor musun El Clasico'yu bütün dünya izliyor. Bütün dünya ile alay ettiler futbol adına. Barcelona alay etti.
Yüz karasıdır. Bundan sonra Barcelona maçlarını bana çok zor seyrettirirler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor