13 Eylül 2011 | Salı

Ya dava biterse!

_Sike soruşturmasıyla ilgili karar vermek için savcının iddianamesini bekleyeceğiz" diyen Aydınlar bir kez daha karar değiştirdi ve kararı sezon sonuna bıraktıklarını açıkladı.
Federasyonun gelgitlerini neye bağlıyorsunuz ve doğru buluyor musunuz?
Bu seneki ligin kimseyi yürekten ilgilendirmediği meydanda...
Açık... Eskişehir, Anadolu'nun en önemli futbol merkezlerinde biri... Sezon açılışı yapılıyor Eskişehir'de, Beşiktaş maçıyla üstelik yeni de bir Beşiktaş var; o stat dolu değil.
Galatasaray, geçen seneki hezimetten sonra baştan aşağıya değişmiş, yönetiminden, teknik ekibinden, kadrosuna kadar; ilk maçı İstanbul'da, Atatürk Olimpiyat Stadı'nda... O statta boş yerlerin sayısı dolu yerlerin iki katı... Neden?
Çünkü insanların içinde maç seyretme hevesi, heyecanı yok. Bu sene oynanan ligin, fasulyeden, biz çocukken öyle maçlar yapardık, olduğunu herkes biliyor. Sayın Aydınlar diyor ki "Kararımızı sene sonunda açıklayacağız." Peki Fenerbahçe şampiyon oldu, o sırada da mahkeme kararını verdi, Fenerbahçe'yi de mahkum etti. Sporda Şiddet Yasası'na göre Fenerbahçe'nin küme düşmesi gerekiyor. Bu sene şampiyon olmuş Fenerbahçe sene sonunda küme düşecekse, o şampiyonluk hangi Fenerbahçeliyi ilgilendirir ya da hangi Galatasaraylıyı ilgilendirir? Şampiyon Fenerbahçe seneye Şampiyonlar Ligi'nde mi oynayacak yoksa Bank Asya'da mı? Bu belli mi!
Mehmet Ali Aydınlar'ın yaptığı bütün açıklamalar günü kurtarmayayönelik... 'Ben bu işi yapamıyorum' deyip bırakmak yerine 'Ben bu işi bir gün daha nasıl sürdürürüm' diye düşünüp, açıklamalar yapıyor!..
Savcılık iddianamesini aralık ayında açıklarsa, mahkeme kararını mart ayında verirse ne yapacak Aydınlar!.. Bütün hesabını 'Türkiye'de nasıl olsa adalet çok yavaş işler... Mahkeme 5 seneden evvel bitmez.
Onun için de ben bildiğim gibi devam edeyim' diye yapıyor. Böyle bir hesap olmaz.
Fenerbahçe'nin kendisi bile istemiyor bu hesabı... "Bu seneyi kaybettim seneyi kaybetmek istemiyorum" diyor. "Bizi düşürün" diyor.
Ama sadece Fenerbahçe değil, Türk futbolu, bu seneyi kaybetti, gelecek seneyi de kaybedecek. Haziran ayında ne kararı açıklayacağını bilmiyor mu Mehmet Ali Aydınlar!.. Ama 'Hele şu günler geçsin!' Geçsin...

UEFA VERDİ, BİZ VEREMEDİK
_Şiddet Yasası'nda değişiklik düşünülüyor ve bu yönde çalışmalar yapılıyor. M. Ali Aydınlar bu nedenle 'Zaman kazanmaya çalışıyor' olabilir mi?
Zaman kazanma değil, zaman kazanacak bir durum yok. Günü kazanmaya uğraşıyor. İlhan Cavcav'lar, Yıldırım Demirören'ler baskı yapıyor, o da baskılara boyun eğiyor.

_UEFA Başkanı Michel Platini'nin "Soruşturma bittiğinde herkes ayrıntıları öğrenecek" mesajını nasıl yorumluyorsunuz? Bu bir gözdağı mıydı?
Platini buraya bir adamını gönderdi. O adam geldi burada birtakım incelemeler yaptı. Ertesi gün de F.Bahçe, Şampiyonlar Ligi'nden ihraç edildi. Platini'nin gönderdiği adam bu bilgileri kimden aldı. Federasyondan ve savcıdan... Savcılar da neyin ne olduğunu biliyor, federasyon da neyin ne olduğunu biliyor ama fark şurada; bizden karar çıkmıyor, UEFA'dan çıkıyor.
Mehmet Ali Aydınlar'ın yapacağı bir tek şey var: Bu görevi bırakmak. 'Ben bu işi beceremedim, arkadaş!' diyecek, bırakacak...
Yeni bir federasyon başkanı için sıkıntılı bir durumla karşı karşıya kaldı. Ama böyle bir durumda kelleyi koltuğa alacaksın. Alamıyorsan işi yapmayacaksın. Çünkü günü kurtarmak, hakikaten günü kurtarır. Yarının gelmesini engellemez. Yarın gelecek.Yarın ne yapacaksın?
Öbür gün ne yapacaksın? Daha öbür gün ne yapacaksın? Ama bu kararla Türk futbolu resmen bir sene kaybetti. Bir sene daha kaybedecek. Fenerbahçe yüzde yüz haklı. Sadece Fenerbahçe değil, Türk futbolu kaybetti, iki seneyi üst üste...

G.SARAY'I AYILTACAK TOKAT
_
Büyük bir değişik içine giren ve büyük beklenti yaratan Galatasaray'ın ilk maçında Belediye'ye yenilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Talihli bir başlangıç
oldu bence... Belediyespor'u şu veya bu şekilde yenseydi; mesela maçın hemen başındaki o elle oynamadan kaynaklanan bariz penaltıyı verseydi hakem ya da ikinci yarıda Kazım'ın ayağına basılarak yapılan penaltıyı verseydi yenilmeyebilirdi Galatasaray... Kazanabilirdi de... İki net penaltısı verilmedi Galatasaray'ın... Ama bu Galatasaray'ı ayıltacak tokat oldu yenilgi...
Sanıyorum Fatih Terim, Kazım'la, Baros'la ve sağ bekten bozma Eboue ile bu işin olmayacağını görmüştür.
Galatasaray'ın doğru dürüst pozisyonu yok, doğru dürüst hücumu yok. Çünkü hücumda adam yok.
Terim'in son ana kadar santrfor için nasıl çırpındığını biliyorum. Arda'nınson dakikada gidişiyle çok büyük bir darbe yediğini de biliyorum.
Ligler bir ay ertelenmeseydi, ağustosun başında oynanmaya başlasaydı eksikler ortaya çıkacaktı. Bu eksiklere göre daha hâlâ ağustos sonuna kadar transfer yapma imkânı olacaktı.
Ligi erteleyenler, transfer süresini uzatmadılar.
Galatasaray eksiğini gördüğü zaman iş işten geçmiş artık. Transfer yapma şansı yok! Yani, şu anda devre arasına kadar Fatih Terim eksikleri içeriden çözmek zorunda. Ama gördü ki çözmek zorunda... Bu ileri üçlüden hiçbir şey olmaz. Muslera'yı mı santraforoynatır bilmem!.. Ama bu ileri üçlü ile bir şey olmayacağı ortaya çıktı çok net.
Galatasaray'ın, Liverpool maçı, İnter maçı, Real Madrid maçı ümit veren karşılaşamalardı. Ama gol sıkıntısının geçen seneki şiddetiyle devam ettiğini de ortaya koyan maçlardı. Galatasaray yeni sezona bu sıkıntıyı çözemeden başladı. 'Efendim, Elmander sakat.' Oynadığı zaman neydi ki Elmander! Elmander, Galatasaray'ı gol sıkıntısını çözecek büyük futbolcu değil ki! Ne yapacak bilemiyorum!
Ne edecek bilemiyorum! Ama bir şey yapması gerektiği ortada...

EBOUE NEREDEN ÇIKTI?
_Kadroyu gördüğünüzde bir şaşkınlık yaşadınız mı? Riera kulübede, Eboue sol kanattaydı. Sabri orta sahada, daha iç kısımda, Selçuk ise sola doğru, daha dış kısımdaydı. Melo pas trafiğini organize etmek üzeri kurgulanmış. Ancak bu hamlelerin tutmadığını, Terim'in de ikinci yarıda değişiklikler yapmak zorunda kaldığını gördük...
Şimdi, bu hamleler tutar. Gerideki hamleler tutacaktır. Ujfalusi-Sabri ikilisinin önlerinde, Kazım gibi onları tıkayan biri olmazsa rakip sol kanadı çökerteceğini düşünüyorum.
Bu ikili çok iyi ataklar yapıyordu sağdan.
Orada Kazım'a ihtiyaç yok artık. Bu ikisi iyi ikili olacak.
Aynı ikiliyi sol kanatta bulabildiği gün solu da çözer.
Fatih'in esas oynatmak istediği oyun da o... Galatasaray, Galatasaray olduğu zaman da öyle oynuyordu. Sağda iyi bir ikili, solda iyi bir ikili; kanatları çökertiyordu. Ujfalusi ve Sabri yan yana olduğu zaman iş harika gidiyor. Ujfalusi çok iyi kaçıyor ileriye. Bana sorarsan Ujfalusi'nin esas yeri sağ kanat, stoper değil... Yani onu niye stoper oynatmışlar, anlamıyorum! Harika bir sağ kanat oyuncusu...
Arda'nın yerini doldurmasıkıntısı var. O sıkıntı için bulduğu adamlar Melo ve Eboue... Ortaya kayan Arda'nın yaptığı işi Meloyapacak, sol açıktan kayan Arda'nın yaptığı işi Eboue yapacak. Eboue, Real Madrid maçında çok iyiydi. Bu maçta takımın en kötüsüydü. Anlayamadım ne olmuş! İki maç arası bir adam nasıl bu kadar değişik oynar! "Vay ne muhteşem transfer" dedirtti Real Madrid maçında bize... "Bu kim, nereden çıktı" dedirtti bize Belediye maçında! Aynı Eboue... Onun için orada bir soru işareti bekliyorum. Henüz daha ışık vermedi.
Ama Kazım ve Baros'tan bir şey olmaz. Orta sahada Selçuk bu saydığım üç maçta harikaydı. Bu maçta sahada yoktu. Orta saha biraz daha derli toplu oynasa gene her şey çok değişebilir.

* * *
AVCI KESERİ KENDİNE YONTUYOR
_Belediye takımlarını sevmediğinizi biliyoruz ama en azından Belediye'nin oynadığı futbolu sormak istiyorum. Özellikle büyük takımlar karşısında etkili oynayıp, iyi sonuçlar alıyorlar.
Tipik Abdullah Avcı... İstanbul Belediyesi senede 6 maç yapıyor. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş maçları...
Çünkü Abdullah Avcı'nın, Türkiye'ye pazarlamasını yapacağı maçlar bunlar. Geri kalan Belediye maçlarına 100 kişi gelir, televizyonda da 50 kişi seyretmez.
Abdullah Avcı'nın yönettiği Belediye'nin bir lig puan ortalamasına bakın, bir de büyük maçlardaki puan ortalamasına bakın. Büyük maçlar puan ortalaması öbürünün iki mislidir. Tam tersi olması gerekirken... Çünkü Kasımpaşa ile Çatladıkkapı ile oynadığı maçlar umurunda değil. Seyircinin olmadığı maçlar umurunda değil Abdullah Avcı'nın. O Büyükşehir Belediyesi ile uğraşmıyor, kendisiyle uğraşıyor.
Ben hep bunu söylüyorum yıllardır da puan cetvelleri bu dediğimi ortaya koyuyor. Gene fevkalade bilenmiş, fevkalade iyi motive edilmiş bir belediye takımı... Çünkü futbolcularına da aynı şeyi anlatıyor; 'Çocuklar bakın medyanın seyredeceği, sizi satın alacak kulüplerin seyredeceği yani sizin kendinizi göstereceğiniz maç bu maç. Burada iyi oynarsanız, göze batarsanız seneye Galatasaray'da, Fenerbahçe'de, milli takımda oynayabilirsiniz.'

REAL BÖYLE PRES YAPMADI
Abdullah Avcı boş adam değil. Ama keseri kendine yontuyor, Belediye'ye değil. Şu Belediye'nin bu futbolla çoktandır Avrupa'da oynayan bir takım olması lazım. Daha yok. Niye? Çünkü öbür maçları boş veriyor. Yormuyor, sıkmıyor kimse sakatlanmıyor. Hedef maçlarıoynuyor sadece.
Galatasaray'a 90 dakika müthiş bir pres yaptı. Galatasaray'ın kötü oynamasının en büyük sebeplerinden bir tanesi bu... Liverpool böyle pres yapmıyor, Real Madridböyle pres yapmıyordu, İnter böyle pres yapmıyordu. O zaman Galatasaray'ın göreceli olarak usta ayakları rahat oynamaalanları bulamıyor. Selçuk ne zaman topu aldıysa, Melo ne zaman topu aldıysa, Eboue ne zaman topu aldıysa, kim ne zaman topu aldıysa önünde birisini buldu. Fatih o presi çözemedi bir türlü. Müthiş bir pres. Tam saha pres yapıyordu.
Neredeyse Muslera'ya dâhi... Göreceğiz bakalım.

_Akreditasyon kartları sorun olmaya devam edecek gibi görünüyor. Kimisi takıyor, kimisi takmıyor.
Terim'in de cebindeydi.
Öyle mi? Yeni Schuster'imiz Fatih!..

* * *
TERİM DEVRE ARASINA KADAR SORUNU ÇÖZER
Arda'nın yerini doldurmak kolay değil ama Terim'in takımdaki sorunları çözeceğine inanıyorum

_Peira ilaç olur mu bilemiyorum ama Galatasaray orta sahada yaratıcı sıkıntısı yaşayacak gibi görünüyor.
Yaratıcı oyuncu vardı. Bir hafta önce yaratıcı oyuncu gitti. Arda Turan gibi adamlar tarlada yetişmiyor. Arda'nın yerini doldurmak kolay değil. Ama ben Fatih Terim'in devre arasına kadar bu sorunları mümkün olduğunca çözeceğine inanıyorum.

SAKATLIK ZORLADI
Galatasaray'ın büyük bir şanssızlığı da vardı maçta... Terim, hemen hemen bütün değişiklikleri sakatlıklar üzerine yaptı. Taktik değişiklik yapamadı. İlk iki değişikliği önemli değişikliklerdir. Üçüncü değişikliği hep saklar teknik direktörler. Kalecinin sakatlanma ihtimaline karşı... Üçüncü değişikliği mümkün olduğu kadar geçe bırakırlar. İlk iki değişiklik, taktik değişikliğidir. Terim bu taktik değişiklikleri sakatlık üzerine yaptı. Muslera'yı nasıl buldunuz? Hatalı bir gol yedi ama kurtardığı net pozisyonlar da vardı. Kurtardığı net pozisyonlar üstüne gelen toplar. Geçmişteki kaleciler üstüne geleni de yiyorlardı. Bu üstüne geleni yemiyor hiç olmazsa...

ŞOV YAPTI
Yediği ilk gol tamamen şov arzusundan... Hiçbir iyi kaleci o topu bloke etmeye teşebbüs etmez. 18'in içinde bu kadar rakip varken... Bomboş olursun da adam 20 metreden atar şutu da fotoğrafçılara poz vererek, televizyon seyredenlere gösteri yaparak uçarsın, elinden kaçarsa da ikinci hamleyi yaparsın. Ama burnunun dibi rakip doluyken elinden kaçma ihtimali olan bir plonjon yapmaya hakkın yok. Kaleci o topu kurtarır. Muslera şov yapmaya kalktı. Daha ilk lig maçında şov yapmaya kalktı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA
Anasayfa Anasayfa Beşiktaş Beşiktaş Fenerbahçe Fenerbahçe Galatasaray Galatasaray Trabzonspor Trabzonspor