Konu mankenleri...

Galatasaray sahaya çıktığında, karabulutlar Dr. Necmettin Şeyhoğlu, stadının üstüne doğru geliyordu.
Bu bulutları görenler endişe içinde maçı bekliyor, görmeyenler ise Kewell'dan "çakma santrfor" yapmaya çalışıyorlardı.
Galatasaray'da çok sakat vardı. Ancak yenilgide hiç kimse sakatları mazeret olarak göstermemeliydi.
Transferde harcanan paralar ve alınan futbolcular sahada konu mankeni gibiydi. Acaba onlar bunun için mi alınmıştı?
Maç başladı. Dakika iki, gol bir.
Hakem Aytekin Durmaz, Neill'in ayağa yaptığı müdahaleyi penaltı ile cezalandırdı. Penaltı, tartışmaya açık, bana göre ise, kesinlikle penaltı değildi. Bu hal Florin Cernat'ı mandallamadı, topu kaleye attı, golü de tabelaya yazdırdı: 1-0 Fazla değil 8 dakika sonra Hakan Özmert, allak bullak olmuş G.Saray'ı bir kez daha avlayıp durumu 2-0 yapmaz mı? Bravo Hakan.

Gökhan 'Zan' altında!
Ben uzun yıllardır sahada böyle bir Galatasaray görmedim . Umut, İkinci yarıda önce beraberlik, sonra da üçüncü golü atmaktı. Ama, bu golleri kim atacaktı.
İşte sorun burada idi. Ama Barış durumu 2-1 yaparken, karamsarların içi hoplamıştı.
Ama beklenen puanlar KAF dağının arkasında idi.
Bir ilginç olay da Emenike karşısısın da Gökhan Zan'ın düştüğü hallerdi. Ya Ali Turan hakemle uğraşmaktan futbolunu oynayamadı.
Dünkü maçın bir filmi çevrilse roller şöyle bölünürdü:, Konu Mankenleri: Kewell, Lorik Cana, Pino Vurdumduymazlar:Misimovic, Barış Şaşkınlar: Ufuk, Neill, Gökhan Zan, Ayhan, Barış, İnsua. Senaryo yazarları: Adnan Polat, Adnan Sezgin. Rejisör ve yardımcısı: Rijkaard, Neeskens Sonuçta 7 maçta 3 mağlubiyet alan bir takım, iddiasını kaybedip konu mankeninden başka bir şey olmazdı.